Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, Türkiye'den zorunlu göçe maruz bırakılan insanların Hollanda'da gösterdiği entegrasyon başarısını köşesine taşıdı.
Arkadaşımız Adem Kumcu Bey, Hollanda’da yapılan bir araştırmanın değerlendirmesini yapıp bana göndermiş. Ben de sizlere aynen aktarmak istiyorum:
Türk Mülteciler Diğer Göçmenlere Göre Daha Hızlı Dil Öğreniyor ve Daha Çabuk Entegre Oluyor
13 Kasım 2025 • Stichting IPN
Türk yeni gelenlerin sosyal entegrasyonuna dair büyük araştırma olumlu bir tablo ortaya koyuyor
Türk mülteciler, diğer göçmen gruplarına kıyasla daha hızlı şekilde Hollandaca öğreniyor, daha erken bir uyum (inburgering) diploması alıyor ve daha sık istihdam ediliyor. Araştırmaya göre her üç kişiden ikisi kendini Hollanda’da “evinde” hissediyor ve her iki kişiden biri günlük yaşamında Hollandaca konuşuyor. Bu yönleriyle Türk sığınmacılar diğer yeni gelenlerden ayrışıyor.
Bu sonuçlar, Stichting IPN tarafından yaptırılan ve 2016’daki “başarısız darbe girişimi” ve sonrasındaki siyasi baskılar nedeniyle çoğunlukla politik sebeplerle Hollanda’ya sığınmak zorunda kalan Türk kökenli göçmenlerin entegrasyon deneyimlerini inceleyen bir araştırmadan geliyor. Toplam 2 bin 188 kişi katıldı: bin 285 erkek ve 794 kadın. Bu çalışma, Hollanda’da son yıllarda yeni gelenler üzerine yapılan en kapsamlı niceliksel araştırmalardan biri. Araştırma, Stichting SES gönüllüsü olan üç akademisyen tarafından yürütüldü: Hogeschool Utrecht ve Open Embassy’den Dr. Fatih Aktaş, Dr. İbrahim Kurt ve Dr. Selahattin Kaya.
Türk yeni gelenler dili dikkat çekici şekilde hızlı öğreniyor
Araştırmaya göre Türk mülteciler Hollandacayı dikkat çekici bir hızla öğreniyor.
Yaklaşık her dört kişiden üçü, iki yıl içinde A2 dil seviyesine ulaşıyor.
Dört yılın sonunda neredeyse herkes bu temel seviyeye erişmiş durumda.
Beş yıl içinde katılımcıların yarısından fazlası B1 seviyesine yükseliyor.
Diğer göçmen gruplarında ise on yıl sonunda bu seviyeye ulaşanların oranı yalnızca yüzde 10 civarında.
Bu yüksek oranlar, Türk sığınmacılara entegrasyon sürecinde önemli bir avantaj sağlıyor.
Üç yıl içinde her on kişiden dokuzu inburgering (uyum) diplomasını almış oluyor.
Karşılaştırmak gerekirse, CBS’ye göre (Hollanda İstatistik Kurumu) diğer ülkelerden gelen göçmenlerde bu oran on yıl sonunda ortalama yüzde 44. Araştırmacılar bu başarıda Türk mültecilerin görece yüksek eğitim seviyesinin etkili olduğunu belirtiyor.
Günlük yaşamda Hollandaca kullanım yaygın
Türk yeni gelenlerin yarısından fazlası günlük hayatta biraz ya da çok Hollandaca konuşuyor; dörtte biri ise dili az ya da hiç kullanmıyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 75’i günlük olarak Hollandacaya maruz kalıyor.
Ayrıca çoğunluk, Hollandalılarla günlük temas kuruyor; bu durum sosyal katılım için çok önemli. Çocuklar entegrasyonda kilit bir rol oynuyor; farklı topluluklarla köprü işlevi görüyorlar. Neredeyse tüm çocuklar-birkaç istisna dışında-Hollanda okullarına gidiyor; ilkokuldan üniversiteye kadar.
İstihdamda da yüksek başarı
Dil ve uyum sürecini tamamladıktan sonra, Türklerin yüzde 56,8’i iş bulmuş durumda. Araştırmacılara göre bu, başarılı entegrasyonun en temel koşullarından biri. CBS verilerine göre diğer statü sahiplerinde bu oran on yıl sonunda ortalama yüzde 33.
Özellikle B1 seviyesine ulaşanlar daha hızlı iş buluyor, B2 seviyesindeki herkes iş sahibi.
Buna rağmen Türk yeni gelenlerin yüzde 40’ı iş ararken dil seviyesi, diploma denkliği, sağlık sorunları veya bakım sorumlulukları gibi sebeplerle zorlandığını belirtiyor. Araştırmacılar bu kişilerin hedefli destek alması gerektiğini söylüyor.
Katılımcıların yüzde 70’inden fazlası en kısa sürede çalışmak istediğini belirtiyor. Bu oran, araştırmacılara göre oldukça yüksek ve “yeni gelenler çalışmak istemiyor” şeklindeki yaygın önyargıyı kesin biçimde çürütüyor.
Hollanda’da kendini evinde hissetme oranı yüksek
Türk mültecilerin yüzde 69’u Hollanda’da kendini evinde hissediyor. Araştırmacılara göre başarılı entegrasyonun önemli göstergelerinden biri bu. Sadece 16 katılımcı kendini hiç evinde hissetmediğini söylemiş.
IPN Başkanı Eser: “Sahada gördüklerimiz verilerle de doğrulandı”
IPN Başkanı Muhammet Eser araştırmayı şöyle yorumluyor:
“Bu olumlu sonuçları sahada zaten görüyorduk. Şimdi verilerle de desteklendi. Biz Türk mültecilerin entegrasyonunu teşvik etmek, motive etmek istiyoruz. Bu insanların topluma katkı sunduğunu ve değer üretebildiğini göstermek istedik. Bu araştırma bunu kanıtladı.”
Stichting IPN’in rolü
Sekiz yıl önce kurulan IPN, Türk gönüllülerden oluşuyor ve mültecilere entegrasyon ile toplumsal katılım süreçlerinde destek olmayı amaçlıyor.
Kurum; prosedürlerde rehberlik, dil eğitimi, iş bulma desteği ve kültürel ve sosyal etkinlikler gibi alanlarda faaliyet gösteriyor.