Tutuklu polis yakınları, HSYK'yı göreve çağırdı

Tutuklu polis yakınları, HSYK'yı göreve çağırdı
Gözaltına alınan tutuklu polislerin eşleri, HSYK önünde basın açıklaması yaptı...

Kendilerine ‘Sahur Anneleri İnisiyatifi’ adını veren grup adına açıklama yapan Nazife Demirhan, tüm hukuksuzluklara tepki vermesi gereken HSYK’ya seslerini duyurmak için bu açıklamayı yaptıklarını belirtti. Demirhan, "Tepkimiz bu hakimlerin atanmasının yanlış olduğunu ikrar etmekten çekinmeyen HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’a tüm bu hukuksuzluklara dur diyecek olan ve haklarında birçok şikayet olan Çağlayan Adliyesi'ndeki hakim ve savcılarla ilgili gereğinin yapılması için HSYK 3. Daire'yi de göreve çağırıyoruz. Tepkimiz yüksekliği, bulunduğu yerin rakımından ibaret olan HSYK’ya." dedi. 

'HUKUKSUZLUĞUN HESABINI VERECEKLER'

HSYK önünde toplanan grup 'Seyret HSYK seyret', 'Hırsız var' pankartlarını taşıdılar. Grup adına açıklama yapan Nazife Demirhan kendilerinin en yetkili ağızlar tarafından açıklanan 'cadı avına' maruz bırakılan kahraman polis anneleri olduklarını söyledi. Kendilerinin varlığı 12 yıl sonra yanlızca bir kişi tarafından uydurulduğunu anlatan Demirhan, hiçbir somut delille ortaya konulmamış ‘paralel’ yalanının mağduru olduklarını kaydetti. Tepkilerinin modaretöre değil, bizzat hukuksuzluğun altında imzası olan sorumlulara olduğunu vurgulayan Demirhan, "Tepkimiz İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’na, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Orhan Kapıcı’ya, soruşturmayı yürüten Okan Özsoy’a, hiçbir geçerli sebep yokken tutuklama kararı veren Hakim Bekir Altun’a, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok’a, bu kanunsuz operasyonu yapan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü’ne ve ortağı İstihbarat Şube Müdürünedir. Bu kişiler er ya da geç yaptıkları hukuksuzluğun hesabını vereceklerdir." diye konuştu. 

"SORUŞTURMADA ÖRGÜT SUÇLAMASI, KANUNSUZ DİNLEME, PARALEL YALANI YOK"

17 Aralık’a kadar meslek hayatı başarılarla dolu, soruşturma yüzü görmemiş hatta bizzat operasyon talimatını veren kişiler tarafından defalarca ödüllendirilen bu polislerin görevlerini yaptıkları için suçlandıklarına dikkat çeken Demirhan, şunları kaydetti: 

"Yakınlarımız arasında başka ülkelerden cesaret madalyası alan hiç kimse bulunmamaktadır. Bu soruşturmada örgüt suçlaması yoktur. Bu soruşturmada casusluk suçlaması yoktur. Bu soruşturmada kanunsuz dinleme yoktur. Bu soruşturmada birilerinin sıklıkla tekrarladığı paralel yalanı telaffuz dahi edilmemiştir. İsimleri ilgili kişilerce bilinen 2 müfettiş ve kişilik ekip tarafından hazırlanarak basına servis edilen listelere dayanan bu operasyon, 17 Aralık'la başlayan cadı avının 8 ay sonunda geldiği hukuk garabetini gözler önüne sermektedir. Talimatla kelepçe takan zihniyet, talimatla tutuklama yapmıştır. 5 yıl öncesinde bugünkü havuz medyasınca methiyeler düzülen soruşturmaların üzerinden 5 yıl geçtikten sonra sanki bir suç işlenmiş gibi lanse edilmesi dikkat çekicidir. Her zaman hakkın ve hakikatın yanında olmuş ve yıllarca devletin terörle mücadele politikasını belirlemiş bu polislere ve biz ailelerine reva görülen muamele, hukukun da adaletin de itibarını sıfırlamıştır. Ne acıdır ki hukuk ve adalet 22 Temmuz’da tam da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kuruluşunun 105. yıl dönümünde ‘suçluluğu ispat edilene kadar herkes masumdur’ diye haykıranlar tarafından polisler için rafa kaldırılmıştır. İlgili mevzuatı, soruşturma sırasında polislerin uyarısıyla okuyana kadar bilmeyen savcılar tarafından yapılan soruşturmadaki REZA-let diz boyu değil tam bir adam, uzunca bir adam boyuncadır."

"POLİSLERİN DURUŞU BİRİLERİNİ FENA HALDE RAHATSIZ ETTİ"

Demirhan, açıklamasında 22 Temmuz günü polislerin gösterdiği duruşun birilerini fena halde rahatsız ettiğini de vurguladı. 'İstanbul’da her pisliğin içinde olduğu' iddia edilen Ali Fuat Yılmazer’in aslında İstanbul’daki tüm pisliklerin karşısında olduğuna dikkat çekti. Demirhar, Ali Fuat Yılmazer’in 27 Nisan sonrası birilerinin başını koyup ağlayacağı kadar geniş omzu olduğunu anlattı. 

Demirhan, Metris’te hukuksuz olarak tutuklu bulunan polislere de şöyle seslendi:

"Gönlünüzü ferah, başınızı dik tutun. Bu hasret öyle uzun sürmeyecek. Hangi engelle karşılaşırsak aşacak, bu vatan için tıpkı sizler gibi dertleneceğiz. İsmail'lerin kaçışmadığı adliyeler için, adaletin sadece Çağlayan’da bir çay bahçesinin isminden ibaret olmadığı için, ajanların tatilde aslanların içeride olmadığı bir memleket için, haramın helale, hırsızın polise, sıfırların galip olmadığı bir memleket için gece gündüz demeden hiç beklentisiz çalışacağımıza söz veriyoruz."

CİHAN

05 Ağustos 2014 13:42
DİĞER HABERLER