Vücudunuzdaki Toksinleri Atmanın Yolları

Samanyoluhaber.com yazarı Akademisyen Esra Büyükcombak bu haftaki yazısında Vücudunuzdaki Toksinleri Atmanın Yollarını anlattı
ESRA BÜYÜKCOMBAK 
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)

Çok güzel bir manevi mevsimden çıktık. Ama bayramda yeme içmeyi biraz kaçırdık. Hatta uyku düzenimiz de hala sorunlu. Hemen bir detoksa başlamalıyım diye araştırmaya başladınız. Ve doğru bir karar verdiniz; uygulanan detoks programlarıyla  doğal detoksifikasyon sisteminizin daha aktif olmasını destekleyebilirsiniz. 

Günlük yeme alışkanlıklarımız, kirli hava, kapalı ortamlar, kozmetik ürünler vücudumuza zararlı toksinlerin girmesine neden olabilen durumlardan bazılarıdır. Toksin kelimesi, sağlığı olumsuz etkileyebilecek zehirli maddeleri, kimyasalları, ağır metalleri ifade eder ve metabolizmamızı olumsuz yönde etkiler. Detoksifikasyon, vücudun böbrekler, karaciğer, sindirim sistemi, cilt ve akciğerler yoluyla zararlı maddeleri doğal olarak ortadan kaldırdığı düzenli organ fonksiyonunun bir parçasıdır ve vücudunuzun toksinlerden kurtulma sürecidir. 

Vücudunuzun kendini doğal olarak temizleyebilmesi ve detoksifikasyonu tam olarak gerçekleştirebilmesi için;

• Uykuya odaklanın

Her gece yeterli kalitede uyumak, vücudunuzun sağlığını ve doğal detoksifikasyon sistemini desteklemek için bir zorunluluktur. Uyku, beyninizin kendini yeniden organize ve şarj etmesine, ayrıca gün boyunca biriken zehirli, atık, yan ürünlerin ortadan kaldırılmasına olanak tanır. Uyku yoksunluğu durumunda vücudunuz bu işlevleri yerine getirecek zamanı bulamaz, bu nedenle toksinler birikir ve sağlığınızı etkileyebilir. Yetersiz uykunun anksiyete, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve obezite gibi sağlık sonuçlarıyla bağlantısı vardır. Sağlığınız için düzenli olarak gecede 6 ila 8 saat uyumalısınız.


• Daha fazla su için

Su, susuzluğunuzu gidermekten çok daha fazlasını yapar. Vücudunuzdaki birçok görevinin yanı sıra, vücut ısısını düzenler, eklemleri yağlar, sindirime ve besin emilimine yardımcı olur ve atık ürünleri uzaklaştırarak vücudunuzu zehirlerden arındırır. Vücudunuzun hücreleri, en iyi şekilde çalışabilmek için kendilerini sürekli olarak onarmalı ve enerji olarak kullanması için besinleri parçalamalıdır. Oluşan atık ürünler, idrar, solunum veya terlemeyle su sayesinde etkili bir şekilde uzaklaştırılır. Bu nedenle, uygun şekilde sıvı alımını sürdürmek detoksifikasyon için önemlidir. Yeterli miktarda günlük su alımı yaklaşık 2-3 litre kadardır. Beslenmenize, yaşınıza ve aktivitenize bağlı olarak daha fazlasına veya daha azına ihtiyacınız olabilir.



• İşlenmiş gıda tüketiminizi azaltın

Araştırmalar, şekerli ve yüksek oranda işlenmiş gıdaların fazla tüketimini obezite,  kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi kronik hastalıklarla ilişkilendirmektedir. Bu hastalıklar, karaciğeriniz ve böbrekleriniz gibi önemli organlara zarar vererek vücudunuzun doğal olarak detoksifikasyon yeteneğini engeller. Örneğin, şekerli içeceklerin fazla tüketimi, karaciğer fonksiyonunu olumsuz yönde etkileyen bir durum olan yağlanmış karaciğere neden olabilir.

• Antioksidan bakımından zengin gıdalar yiyin

Antioksidanlar hücrelerinizi çeşitli hasarlara karşı korur. Araştırmalar, bu hasarların neticesinde demans, kalp ve karaciğer hastalıkları, astım ve belirli kanser türlerinin oluşabileceğini gösteriyor.

Antioksidanlar açısından zengin beslenme, hastalık riskinizi artıran toksinlerin neden olduğu oksidatif strese karşı koymasına yardımcı olabilir. Antioksidanları mümkünse takviyelerden değil yiyeceklerden almaya odaklanın. Meyveler, kuruyemişler, kakao, sebzeler, baharatlar,  kahve, yeşil çay gibi içecekler yüksek miktarda antioksidan içeriğine sahiptir.

• Tuz alımınızı azaltın

Çok fazla tuz tükettiğinizde vücudunuz sıvı kaybı yaşamamak için suyu tutmaya başlar. Fazla tuz alımı, vücuttaki su dengesini bozar ve suyun hücre dışında tutulmasına neden olabilir. Çünkü, yüksek tuz alımı vücutta antidiüretik hormonun salgılanmasını arttırır. Bu hormon, böbreklerin daha az idrar üretmesine, suyun vücutta tutulmasına ve şişkinliğe neden olur.

Su alımınızı arttırmanız, antidiüretik hormonun salgılanmasını azaltır ve idrara çıkmayı artırarak daha fazla suyla atık ürünü uzaklaştırmanızı sağlar. Tuzda bulunan sodyumun bazı etkilerini dengeleyen potasyum açısından zengin gıdaların alımını artırmak da bu duruma yardımcı olur. Potasyum açısından zengin besinler arasında patates, kabak, barbunya, muz ve ıspanak sayılabilir.

• Prebiyotik açısından zengin gıdalar yiyin

Bağırsak sağlığı, detoksifikasyon sisteminizi sağlıklı tutmak için çok önemlidir. Bağırsak sağlığı, bağırsaklarınızdaki probiyotik adı verilen iyi bakterileri besleyen bir tür lif olan prebiyotiklerle başlar. Prebiyotikler sayesinde iyi bakterileriniz, kısa zincirli yağ asitleri adı verilen ve sağlığınıza faydalı besinleri üretebilir.

Antibiyotik kullanımı, yetersiz ağız bakımı ve beslenme kalitesi, bağırsaklarınızdaki bakteri dengesini değiştirebilir. Bağışıklık ve detoksifikasyon sistemlerinizi zayıflatabilir, hastalık ve iltihaplanma riskinizi artırabilir.

Prebiyotik açısından zengin gıdalar tüketmek bağışıklık ve detoksifikasyon sistemlerinizin sağlıklı olmasına yardımcı olur. Prebiyotiklerin iyi besin kaynakları arasında kefir, turşu, domates, enginar, soğan, sarımsak ve yulaf bulunur.

• Aktif kalın

Vücut ağırlığına bakılmaksızın egzersizin sağlığa faydalarının arkasında çeşitli mekanizmalar olsa da iltihaplanmaların azalması en önemli olanıdır. Enfeksiyondan kurtulmak veya yaraları iyileştirmek için bir miktar iltihaplanma gerekli olsa da, fazlası vücudunuzun sistemlerini zayıflatır ve hastalığı teşvik eder.

Aktif olmak, inflamasyonu azaltarak vücudunuzdaki sistemlerin düzgün çalışmasına ve hastalıklara karşı korunmasına yardımcı olabilir. Düzenli olarak günlük en az  bir saat tempolu yürüyüş gibi orta yoğunlukta egzersiz veya koşma gibi yüksek yoğunlukta fiziksel aktiviteler yapmayı hedeflemelisiniz.

Yazıyı dinlemek isterseniz:



[email protected]                X:@esrabc

17 Nisan 2024 12:54
DİĞER HABERLER