Pandora’nın Kutusu

  • Murat Çetin
  • Murat Çetin
    01 Eyl 2022 10:35

    Türk insanı, siyasetçisi, bürokratı, iş insanı, gazetecisi… Neyse işte listeyi çok uzatıp gidin, çok ilginç bir yapıya sahip! Neden mi? Nedeni şu; Organize suç örgütü lideri Sedat Peker arka arkaya yolsuzluk, rüşvet ve ahlaksızlık dosyaları açıklıyor ve az evvel saydığım listedeki isimler de onun peşinden gidiyor. Gitmemeli mi? Elbette her iddianın peşinden gidilsin. Ve ben, Peker’in açıkladıklarını küçümsemiyorum ama garipsediğim bir durum var. Bu ülkede devletin savcıları ve polisleri onca usulsüzlük ve yolsuzluk dosyası açıkladı, muhalefetin hiçbir ferdi bu dosyaların takibini yapmadı. Dahası bu yolsuzluk ve usulsüzlük dosyalarını operasyona dönüştüren savcı ve polisler mesleklerini kaybettiler, hapse düştüler. Yeni hiçbir siyasi parti lideri bu kişileri savunma adına mert bir tavır ortaya koymadı. Zira korktular AKP iktidarından ve korktular Erdoğan’dan… 


    Şimdi Erdoğan iktidarının artık yoğun bakımda olduğunu biliyorlar, şartların Erdoğan ve ailesi aleyhine geliştiğini görüyorlar ve Peker’in açıkladığı tüm verilere bu nedenle sarılıyorlar. O nedenle suç duyurusunda bulunuyorlar ve o nedenle Peker’in iddiaları ve açıklamaları ses getiriyor. Oysa Peker’in açıkladıklarına bakıldığında biz bunların on katını duyduk. Hatırlayın! 17 – 25 Aralık yolsuzluk ve usulsüzlük dosyalarının ağırlığı karşısında 4 bakan istifa etmek zorunda ve hatta AKP’den ayrılmak zorunda kaldı. Şimdi Cumhurbaşkanı danışmanı istifa etmiş bilmem kim bürokrat istifa hazırlığındaymış… Geçiniz efendim!


    6’lı masanın 6 lideri Peker’in iddiaları sonrasında sadece suç duyurusunda bulunacaklarına keşke aynı zamanda bu polislerin ve savcıların hakkını gözeten adımlar da atsalardı. Keşke 6 lider, “Yahu bu polis, savcı ve hakimlerin hiçbir günahı yokmuş, adamlar görevlerini yapmışlar” diyebilseler. Dedik ya Türk insanı ve az evvel yukarıda sıraladığımız listedekilerin hepsi bir garip. Suç örgütü lideri Peker’in açıklamalarının peşinden giden bu liste zevatının 17-25 Aralık kahramanlığına karşı sessiz kalmaları ne kadar hazin!  


    Peker’in açıklamalarının Saray’ın duvarlarını çatırdattığı kesin. 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle o akşam Cumhurbaşkanlığı’nda askeri bandolar tarafından verilen konser TRT’den canlı yayınlandı. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, bakanlar ve bürokratlar fiziken orada olsa dahi sanki zihnen başka yerlerdeydi. Ruhsuz bir topluluk vardı orada ve çalınan marşlar dahi bu ölü ruhları diriltemedi. Saray kötü durumda, Saray beklenen akıbetin giderek yaklaştığının farkında ve Saray belki de son çırpınışla bir şeyler yapmaya çalışacak.  Ve  yapmaya çalışacağı şeyin ülkeyi ne derece derin krizlere sürükleyeceğini anlamak için kahin olmaya da gerek yok… Zira olmadığını artık hepimiz biliyoruz.    


    Sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceğini hep birlikte göreceğiz. Peker’in açıklamalarının Erdoğan-Ergenekon savaşına dönüşüp dönüşmediğini de. Her iki kesim de birbirlerinden nefret ediyor ve bu ikilinin mecburi işbirliği içinde bulunduklarını biliyoruz. Erdoğan, yolsuzluk ve usulsüzlüklerden Ergenekon sayesinde kurtulduğunu sandı. Sadece kendini kurtarmak için yüz binlerce insanın kanına girdi, işinden etti, sürgüne gitmesine neden oldu ve hapse attı. Binlerce çocuklu anne şu anda hapishanelerde çile çekiyor. Tüm bunlar Erdoğan ve ekibinin neden olduğu yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkmaması adına yapıldı. 


    “Denize düşen yılana sarılır” atasözünü teyit edercesine Erdoğan uluslararası alanda Rus lider Putin’in ipine, ülke içinde Ergenekon’un ipine sarıldı. Ve artık o köprünün altından çok sular aktı. Erdoğan yeniden bir sıkışmışlık yaşıyor ve bunu aşmak için yeni partnerler arayışı içinde. Bunu bulmak zorunda olduğunu da biliyor. Her kesimi sata sata gelen Erdoğan şimdi de Ergenekon’u satmaya hazırlanıyor. Ergenekon bunun farkında ve oyundaki taşlarını da Peker üzerinden sürüyor. Peker’in birebir Ergenekon temsilcisi olup olmadığın bilemem ama bu sürecin Peker’in elini güçlendirdiği de kesin.  


    Peker’in açıklamaları sonrasında ikinci aşamasıyla Ergenekoncu savcı ve emniyet müdürleri ortaya çıkacak mı çıkmayacak mı ben asıl bunu merak ediyorum. Bir sabah savcının talimatı ile Erdoğan’ın en yakınındaki isimlere gözaltı yapılır mı, yapılırsa Erdoğan nasıl bir tepki verir, karşı hamle ile Ergenekon elemanlarına yönelik tutuklama başlar mı ? Başlarsa Erdoğan’ın hiç istemediği dosyalar ortaya saçılır mı, görüntüler gelir mı? Saray’ın içindeki malum ahlaksız ekibinin görüntüleri de ortaya çıkar mı? Erdoğan’ın bilmesine rağmen yakınındaki fıtrat dışı gayri ahlaki geçmişi olanların görüntüleri ortaya çıkar mı? Peker, buna ne kadar cesaret edebilir? Dahası Peker, herkesin çok merak ettiği Suriye’ye silah gönderme dosyasının detaylarına biraz daha girebilir mi, bazı cinayetlerin perde arkasında alınan kararlarına ve kimin tetikçi olarak kullanıldığına ve varsa kendi rolüne değinebilir mı? 


    Yolsuzluk ve usulsüzlük dosyaları açıklanmalı. Boğazına kadar yolsuzluk, rüşvet ve ahlaksızlığa batmış bir iktidar için aylarca yayınlar yapılsa yeridir? Zira birkaç kişi değil bunlar binlerce kişiler. AKP’nin belde başkanı kadar yolsuzluğu batmış bir kadrodan söz ediyoruz… Peker, varsa elindeki kayıtları açıklamalı, 15 Temmuz sözde darbenin kapağını kaldırmalı? 15 Temmuz’un neresinde durdu, kim hangi eylem içinde oldu? Eğer Peker, 15 Temmuz’un üzerindeki şalı kaldırır ve gerçeklerin ortaya çıkmasında önemli bir rol üstelenirse gerçekten tarihe geçer, tarihe mal olur…


    Pandora’nın Kutusu açıldıkça çok ilginçlikler ve çok gündem değiştirmeler göreceğiz anlaşılan. Ama Peker’in iddialarına bakılırsa Gülşen’in gözaltına alınıp bırakılması gibi gündem değiştirme gayretleri de pek işe yaramayacak. Peker, süratle Erdoğan’ın üzerine gidiyor, hal böyle olunca Erdoğan’ın gündem değiştirmesi gibi bir anlamda ya kargaşa çıkartması ya da savaş çıkartması gerekecek… Öyle yapmadı mı 15 Temmuz’la?  





     

    01 Eyl 2022 10:35