Çok güzel güneşli günler gelecek!

  • Safvet Senih
  • Safvet Senih
    26 May 2022 09:13
    Merhum Mehmet Ali Şengül Hocamız başından geçen enteresan bir olay ve müjdeyi şöyle anlatıyor: Brezilya’da hizmetin başlamasından bir müddet sonra Murat bey tavzif edilmişti. 3-5 yıl hizmet verdikten sonra nöbet değişikliği gerekti. Bu değişiklik Hamidullah beyle olacaktı. Bizim bu vesileyle gidişimiz, Brezilya’da 2014 Dünya Futbol Kupası organizasyonun yapıldığı zamana tevafuk etmişti. Şehrin her tarafı tahammül-fersâ gürültülerle doluydu.


    Ben ofiste arkadaşlarımla beraber oturuyordum, bulunduğumuz binanın ikinci katına gitmek için asansöre doğru yöneldiğimde birden kalbimin yerinden çıkarcasına hızlı çarpmaya başladığını hissettim ve aniden fiziki olarak dünyaya kapandım. Beraber çalıştığımız Türk arkadaşlarım yardıma geldiklerinde yerde uzanmış vaziyette baygın bir halde duruyordum. O kötü haletten uyanamadan beni arabaya koyup en yakın acil servise götürdüler. Uyur halde bulunduğum süre boyunca, hastahanede, yanı başımda Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetleri tilavet eden yaşlı bir bayanın sesini duydum. Fakat ben o sırada sedyede uzanmış bir şekilde etrafımı görmekte zorlandığım için, ara ara seslerini çok uzaktalarmış gibi duyduğum doktorlar tarafından müşahade ediliyordum. 


    Neler olduğunu anlayamaz bir halde, kafam karışık ve hiçbir şey göremez ve fark edemez bir haldeydim. Tam o sırada, az önce bahsettiğim yaşlı, usulünce tesettür giyinmiş, kucaklayıcı bakışları olan bir hanımefendiyi bana yönelir vaziyette gördüm; bana, “Bismillahirrahmanirrahim” dedi ve hemen akabinde endişelenmememi ve sakin olmamı telkin edip her şeyin iyileşeceğini söyledi. Devamında şöyle dedi: “Allah yolunda hizmet etmenin birçok şekli vardır. O (cc) senin için bu yolu (Hizmeti) seçti. Bu yola her türlü zorluğa rağmen sımsıkı sarıl. Allah herkese muvaffakiyet nasip edecektir ve O herşeyi görüyor, biliyor. Senin bu hizmet yolunda olman tesadüf değildir; buna inan ve yapabileceğinin en iyisini yap. Zor günler yaklaşmakta, ama sakın korkma. Zira karanlıktan sonra çok güzel, güneşli günler gelecek. İbadetlerinde muteyakkız ol, namazlarının vaktine riayet et ve Allah’ın huzuruna çıkacağın zaman tam bir konsantre içinde ol.”


    Daha sonra gözlerimi kapatmamı ve kendisiyle beraber okuyacağı ayetleri tekrar etmemi istedi. Sonra bahsettiği o zorluk günlerinde bu ayet-i kerimeleri tekrarlamamı ve okumamı telkin etti. Fakat ben zamanla bu ayetleri unuttum ve maalesef şu an hatırıma gelmiyor. Okuma bitince, “Bu yolda kardeşlerinle sabit kadem ol.” dedi.


    Daha sonra bana bir daha buluşacağımızı ve kedisinin her zaman mescitlerde, iftar sunan insanların arasında ve Allah’ın tesbih ve tenzih edildiği bütün mekanlarda olduğunu söyledi. Akabinde, elime çok güzel kokularla bezenmiş, avuç içine sığacak küçüklükte ve üzerinde, herhangi bir yayınevinin markası bulunmayan bir Kur’an koydu. Ortadan kaybolmadan önce de bana ıslak ve soğuk bir mendil verdi ve gözlerimi kapatıp bu mendili yüzüme sürmemi istedi. Ben mendili yüzüme sürerken o az önce tilavet ettiği ayetleri tekrar okumaya başladı ve birden sesini artık duymaz oldum. Onun artık orada olmadığına kani oldum. O hanımefendinin varlığı bugün bile beni şaşırtır. Olayı detaylıca hatırlamamakla birlikte hanımefendinin zuhuru ve getirdiği esenlik hala zihnimde yer eder.


    Daha sonra uyandım, kendime geldim. Etrafımda neler olduğunu anlamaya çalışan üç doktoru gördüğümde, uyanmamı garipser bir tavır içerisinde olduklarını farkettim, fakat ben onlara yemin ederek hastahaneye vardığımdan beri uyanık ve odadaki tek kişi olan o yaşlı hanımefendiyle konuştuğumu anlattım. Oradaki cihazlara bağlıydım, doktorlar başıma gelen bu bayılma hadisesinin sebebini anlayamadıklarını söylediler. Zira hayati sinyallerim fiziken normal seyrinde idi. Doktorlar bir süre daha dinlenmemi ve birkaç saat içerisinde çıkabileceğimi söylediler.


    Hastanede uyur halde bulunduğum süre içerisinde doktorlarla beraber Türk arkadaşlardan biri bana eşlik etmek için benimle aynı odada bulunuyordu. O sırada tek istediğim o hanımefendinin nereye gittiğini öğrenmekti. Kendisine bazı sorular sormak ve teşekkür etmek istiyordum. Bu Türk arkadaşıma o yaşlı ve tesettürlü kadının nereye gittiğini sordum. Ancak arkadaşım oraya vardığımızdan beri odada sadece onun, benim ve doktorların olduğunu, ve odaya başka hiç kimsenin girmediğini, hatta belirttiğim karakterde bir bayanı görmemin mümkün olmadığını, zira o süre zarfında benim hep baygın ve uyur bir halde, doktor müşahedesinde olduğumu söyledi. Aklıma o hanımefendinin bana verdiği Kur’an aklıma geldi, arkadaşıma onu sordum. Ama arkadaşım orda herhangi bir mushaf olmadığını ve bu söylediklerimin, başıma gelen kötü halden dolayı, hayal ürünü olduğunu söyledi.


    Yattığım yerde mushafı aramaya başladım, ve çarşafı kaldırdığımda mushafın hemen oracıkta olduğunu gördüm. Bugüne kadar bu mushaf halen bende mevcuttur. Arkadaşıma mushafı gösterdiğimde ve olayı anlattığımda arkadaşım çok şaşırdı ve hiç bir şey söyleyemedi. O zamandan bu yana söz konusu hanımefendiyi bir daha hiç görmedim, fakat nerede olursa olsun, gördüğümde kendisini hemen tanıyabilirim. Ben, bunun bana Allah’ın bir mesajı olduğunu düşünüyorum, zira bu bayanın getirdiği mesaj, yaşadığım tüm zorluklara rağmen bugüne kadar Hizmet’e bağlı kalmama ne kadar büyük katkı sağladığını biliyorum. İnanıyorum ki, Allah herkesi muvaffak ve muzaffer edecek ve güneşli güzel günler -bu karanlığı yarıp- gelecektir.

    26 May 2022 09:13