Bütün solun onurunu Nuriye Gülmen ile Semih Özakça diye iki garibanın kurtardığı gibi bütün ülkenin onurunu da Hizmet Hareketi kurtarıyor.
Cumhuriyet davasında ortaya çıktı ki bir dönem Vakıf Başkanlığı yapan Alev Coşkun, Recep T. Erdoğan’a mektup yazıyor ve bugünkü yayın kadrosunu ihbar ediyor. Gazeteyi ele geçirirse ona zararsız muhalefet sözü veriyor. Yıllarca en küçük bir dini esintiye irtica feryatları atan gazetenin eski tüfekleri, ülkede ne varsa hepsinin çivisini çıkaran bir adama “Bize yardım et, bu gazeteyi ele geçirelim karşılığında da zararsız, göstermelik muhalefet edelim” sözü veriyor. Üç gramlık menfaat için her şartı kabul etmeye hazır sözde sıkı Kemalistler…
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki gücü ve zoru gören herkes sağdan hizaya giriyor. CHP’nin ve onu yöneten kadroların Alev Coşkun’dan farkı var mı? Hapsedilme korkusuyla hizaya girmiş bir ana muhalefet partisinden söz ediyorum.
HAPSEDİLME KORKUSUNUN YAPTIRDIKLARI
Önce birkaç Twitter trolü hapsedilecek diye yazdı, sonra Recep T. Erdoğan ‘MİT tırları soruşturması Kılıçdaroğlu’na uzanırsa şaşırmayın’ dedi. O güne kadar ne isterse vermesine rağmen, göstermelik de olsa muhalefet eden CHP, artık o göstermelik muhalefeti de yapmıyor. Hapsedilmekten ödü kopan ülkenin ana muhalefet partisi, ülkenin paramparça edilme çalışmalarında Saray’ın dümen suyuna girip ne isterse onu yapar oldu.
Adalet yürüyüşünden, kontrollü darbe sözlerine kadar her söylediğini yalayıp yuttu ve Saray gibi o da Hizmet ile mücadeleye adadı kendini. Barolar Birliği’nden, ana muhalefet partisine herkes fiilen ‘aman bize dokunma bizden sana zarar gelmez’ diyor. Devlet yıkılıp gitti ülkedeki uçurumun kenarına geldi, ana muhalefet Saray’ı rahatsız etmemeye azami özen göstererek, her cümleye Hizmet’e iftira atmakla başlıyor.
Yüksek yargı desen bir utanç bölgesi olarak küçük ödüllerle ya da küçük tehditlerle hizaya girdi. Hepsi cübbelerinin önünde düğme diktirdiler ve Saray’dan gelecek emri ayakta bekliyorlar.
Sağ kesimi zaten saymıyorum. Mini minnacık, menfaatler karşılığında kendisinde hiçbir ilke, ahlak bırakmayan, Recep T. Erdoğan’ın yaptığı konuşmaya göre anında pozisyon alan insan müsveddeleri.
Ali Baba ve Kırk Haramilerin yağmalayıp çaldığı yetim mallarından bir çeyrek altın alabilmek için köpek gibi etrafta dolanan din adamları mı dersiniz, efendim en güzel ben havlıyorum diyen yazar, çizerler mi dersiniz. Tam da şairin dediği gibi ‘Gir de bak ülkeme başsız başsız adamlar’…
Bir dönem, daha soruyu bile duymadan bunların hepsi hurafe hurafe diye fetvalar dağıtan Zekeriya Beyaz gibi olayın ne olduğunu bile anlamadan hükümetin her yaptığı ahlaksızlığa fetva uzatan saray müfterileri…
BUNCA İLKESİZLİK ARASINDA CEMAAT’İN YAPTIĞI…
Bu kadar ilkesizin, ahlaksızın, korkağın, mıymıntının yanında Cemaat’in yaptığını isterseniz bir daha değerlendirin.
Bütün solun onurunu Nuriye Gülmen ile Semih Özakça diye iki garibanın kurtardığı gibi bütün ülkenin onurunu da Hizmet Hareketi kurtarıyor.
Şu kadar okulum, kolejim, üniversitem, yayınevim, medya kuruluşum, şu kadar insan kaynağım, bunca dünyalığım var aman hükümetle iyi geçineyim, ahlakmış, ilkeymiş, inançmış, doğruymuş bana mı kaldı demeden yanlışa karşı çıktı.
Herkesin yaptığı gibi kendince fetva bulup muktedirlere eklemlenebilirdi. Birkaç küçük taviz verip sinmeyi tercih eder ortalık yatışsın diye bekleyebilirdi.
Yapmadı…
Bütün iftiralara, ahlaksız saldırılara, yalanlara, hasetten gözü dönmüşlere rağmen bu gidilen yol yanlış dedi.
Hiç kimse vay zamanında desteklediniz mıy mıy mıy gibi laflar etmesin. Rotasını ve ahlakını değiştirenlere, bütün riskleri göze alıp eyvallah etmedi. Elindeki tüm dünyalık imkanı kaybetme pahasına zalimin yanında olmadı.
Yüksek yargısından, ana muhalefetine, AKP’nin eski kurucularından, din adamlarına kadar hiç kimsenin risk almadığı, herkesin korkup hizaya girdiği bir zamanda Hizmet, zalime karşı çıkarak hem İslam’ın hem ülkenin onurunu kurtardı.
Kitabi olanı terk edip keyfiliğe dönen bu zalimlere karşı çıktı ve başına bir şey gelme korkusuyla zikzaklar çizip yalpalamadı, geri adım atmadı. Milyarlarca dolar mal varlığına el konmasına rağmen geri adım atmadı.
On binlerce kadın, yüzlerce bebek, yüzlerce ihtiyar, binlerce akademisyen, gazeteci, iş adamı bu sözden geri durmadığı için hapis yatıyor.
Azıcık utanması olan Hizmet’in sadece bu yüzden bile büyük saygıyı hak ettiğinin farkına varır.
Alper Ender Fırat tr724