11 Eylül'den On Yıl Sonra

11 Eylül'den On Yıl Sonra
Barışkan Ünal - ABD'deki düşünce kuruluşlarından Center For American Progress'in Başkan Yardımcısı ve ThinkProgress'in editörü Faiz Shakir, ABD'de İslamofobiya'nın 11 Eylül saldırılarının hemen ertesindeki döneme göre daha da fazla olduğunu belirterek, "İslamofobiya'yı besleyen gruplar 9 yılda 42 milyon dolar bağış toplayarak gerçekten başarılı oldular" dedi. Kuruluşta, Shakir ve 5 çalışma arkadaşı, ABD'deki İslamofobiya'nın nasıl ciddi paralarla bilinçli şekilde beslendiğini ortaya koyan "Korku" başlığıyla rapor yayımladı. Rapora göre, ABD'de İslamofobiya'yı özellikle besleyen 7 kuruluş var ve 2001-2009 yılları arasında topladıkları toplam bağış 42.6 milyon dolar. Rapora göre, İslamofobiya'yı destekleyen önde gelen medya organları FOX News ve Washington Times, "dini nefret ve korku tüccarlığında" başı çeken uzmanlar ise "Frank Gaffney, Daniel Pipes, David Yerushalmi, Robert Spencer ve Steven Emerson". Bu alanda baskın siyasi aktörler ise rapora göre şöyle: "Kongre'de Müslümanların radikalleşmesine yönelik oturum düzenleyen ve tüm Müslümanları terör şüphelisi yerine koyan Kongre üyesi Peter King, anketlerde iyi performans sergileyen Cumhuriyetçilerin Başkan adaylarından Michelle Bachman ile Kongre üyeleri Sue Myrick, Allen West, Renee Elmers ve Paul Broun."İslamofobiya'nın "ağlarını" gösteren raporda ayrıca, bu kişi ve gruplara maddi destek yapan donörlere de yer veriliyor. -"İSLAM'A KARŞI OLUMSUZ BAKIŞ ARTTI"- American Progress'in Başkan Yardımcısı Shakir, hazırladıkları bu ilginç rapor ile 11 Eylül saldırısından 10 yıl sonra ABD'de İslamofobiya'nın geldiği noktayı AA muhabirine değerlendirdi. "İslam'a karşı olumsuz bakış şu anda 11 Eylül'ün hemen ertesindeki dönemden daha fazla" diyen Shakir, bu artışı, üç nedene bağlıyor. Öncelikle, İslamofobiya'nın yoğunluklu olduğu muhafazakar çevrelerde, önceki ABD Başkanı George Bush sonrası ortayı çıkan liderlik eksiği ve Cumhuriyetçiler arasındaki liderlik yarışında bu konunun malzeme olarak kullanmasının etkili olduğunu belirten Shakir, Bush'un camiye gitmesi ve İslam'ın barış dini olduğunu söylemesinin muhafazakarlar arasındaki radikal yaklaşımların azaltılmasına çok yardımcı olduğunu kaydetti. -"İSLAMOFOBİYA AĞLARI BAŞARILI OLDU"- İkinci olarak, korku iklimi yaratmaya çalışan "İslamofobiya ağlarının" Müslümanlarla ilgili olayları son iki yılda çok iyi provoke ettiğini dile getiren Shakir, şunları kaydetti: "Bunlar az sayıdaki kişiler ama son yıllarda, sıfır noktası yakınlarına cami inşa edilmesi, terörist saldırısı ihtimalleri gibi konuları çok iyi maniple ederek, çok başarılı oldular. Müslüman terörizminin şimdi, geçmişten daha çok fazla olduğu yönünde propaganda yaptılar. Takkiye, şeriat, cihat gibi terimleri, olabilecek en kötü şekilde anlamlandırıp, Amerikalıları korkutup, Müslüman komşularının onlar gibi olmadığına inandırmaya çalıştılar." Shakir, bu grupların, 11 Eylül öncesinde bile, Amerikan kamuoyuna, Amerika'da yaşamalarına izin verilirse Müslümanların tüm Amerikan değerlerini değiştirecekleri yönünde propaganda yaptıklarını, ama 11 Eylül saldırılarının da bunlara kendilerini daha rahat anlatma ve yayılma imkanı verdiğini dile getirdi. Sonuçta, bu grupların küçük olmalarına rağmen 9 yılda 42 milyon dolar destek sağlayarak, "kendileri açısından önemli başarı sağladıklarını" ifade eden Shakir, "Kendilerini bu davaya adamışlar ve çok aktif çalışıyorlar, tüm ülke gelinde mitingler düzenliyorlar. Gerçekten başarılı oldular. Artık, geçmişte olduğundan daha çok fazla sayıda insan, İslam hakkında endişelere sahip" dedi. Faiz Shakir, üçüncü olarak da bazı medya organlarının bu ağların nefret propagandasına olanak sağlayarak, daha fazla kitleye ulaşmalarına yardımcı olduğunu kaydetti. -MÜSLÜMANLAR KORKU İÇİNDE YAŞIYOR- Nitekim, artık, ABD'de, her terör saldırısı Müslümanlardan gelmemesine rağmen Müslümanların eylemlerinin çok daha büyütülerek, "tüm Müslümanlar terörist" gibi algılama yaratılmaya başlandığını ifade eden Shakir, buna karşın, aslında bazı kişilerin de İslamofobiya ağlarından etkilenerek karşı şiddet eylemlerine girebildiğine işaret etti. Shakir, Norveç'teki saldırıyı örnek göstererek Anders Behring Breivik'in manifestosunda rapordaki şebekelerinin başındaki kişilerin adını defalarca kullandığını hatırlattı. Buna rağmen, Breivik örneğinde olduğu gibi Müslüman olmayanların şiddet eylemlerinde "terörist" ifadesinden kaçınıldığına dikkati çeken Shakir, "Bu yapılan terörizmdi ama ABD'de terörizm bakışı çok dar kapsamlı ve sadece Müslümanları dahil eden bir tanımlama gibi" dedi. Shakir, ABD'deki Müslümanların da sürekli birilerinin "İslam" adına şiddet eylemi yapmasından korktuğunu ve İslamofobiya'nın, Müslüman toplumunun kendi kabuğuna çekilmesi ve komşularıyla diyaloğa girmekten kaçınmasına neden olduğunu vurguladı. -"ABD'YE İSLAM DEĞİL, İSLAMOFOBİYA TEHDİT"- ABD için aslında İslam'ın değil, İslamofobiya'nın tehdit olduğunu belirten Shakir, bunu önlemek için ise 3 noktaya işaret ediyor. Birincisini maddi donörler olarak gösteren Shakir, bu gruplara para aktaranların amaçlarını tam olarak bilmediklerini ama bazılarının grupların eylemlerinin farkında olmama ihtimalinin bulunduğunu kaydetti. Shakir, rapor yayımlandıktan sonra bunlara 200 bin dolar veren bir donörun, grupların faaliyetlerinden haberinin olmadığı ve artık yardımı keseceğini kendisine söylediğini aktararak, raporla birlikte artık bu donörlerin, kamuoyuna "nefretin yanında mı karşısında mı olacaklarını" açıklama zorunda kalacaklarını dile getirdi. Shakir, "İslamofobiya'ya son vermede en büyük sorumluluk donörlere düşüyor. Şimdi herkes herşeyin farkında, bu nedenle iki yıl içinde bu maddi destekler konusunda değişim olabileceğini umut ediyoruz" dedi. İkinci olarak, medyanın bu "nefret tüccarlarına" platform sağlamaması gerektiğini belirten Shakir, üçüncü olarak da ABD'deki Müslümanların da camilerini diğer insanlara daha çok açması, toplum olarak "cami kapısından daha öteye geçebilmeleri" ve sosyal yaşama daha çok karışmaları gerektiğini söyledi. -"BİZ SESSİZ KALDIK ONLAR KONUŞTU"- İslamofobiya ağlarının kendini adamış şekilde aktif çalışırken, buna karşı çıkanların genelde sessiz kaldığına da dikkati çeken Shakir, İslamofobiya'ya karşı uzman ve kurumlar olarak artık kendilerinin de bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini kaydetti. Shakir, ayrıca, geçmişte benzer vakaların Katolikler, siyahiler, Japonlar ve Yahudilerin de başına geldiğini hatırlatarak, şimdi de aynı süreci Amerikan toplumuna en son katılan Müslümanlarının yaşadığını söyledi. Geçmişe bakıldığında bu dönemlerin artık çok gereksiz ve "saçma" dönemler olarak adlandırıldığını belirten Shakir, "Biz de diyoruz ki: geçmişe dönüp yine ne kadar aptalca olduğunu göreceğiniz zamanı beklemeyin, şimdiden durdurun" diye konuştu. -"OBAMA KONUYU ELE ALMAKTAN ÇEKİNİYOR"- Shakir, son olarak ABD yönetiminin tutumuna değinerek, Başkan Barack Obama'nın konuyu ele almaktan çekindiğini söyledi. Bunda, Obama'nın, kendisinin Müslüman olarak gösterilmekten korkmasının etkili olduğunu belirten Shakir, şunları söyledi: "Mesela Bush gibi cami ziyaret etmedi, kampanyasında, aynı fotoğraf karesine girmemek için arkasında başörtülü kadının durmasından çekindi. Sıfır noktasına cami yapılmasında önce iyi bir pozisyon izleyerek, cami inşa etmekte özgür olduklarını söyledi, ardından 'New York'a cami inşa etmeleri gerekiyor demedim' dedi. Bence bu tip retorikler yardımcı olmuyor. Türkiye'ye, Mısır'a gidip, denizaşırı yerlerdeki Müslümanlara yönelik muazzam çabalar gösterdi ama burada, kendi ülkesinde bunu fazla ele almadı. Bence bunun da nedeni, bu kişilere platform vermek istememesi. Çünkü eğer Başkan bu konuda konuşursa, ters etki yaratarak o insanları daha popüler hale getirir, konuya ilgiyi çok daha artırır. Zaten bence bu insanlarla mücadele etmek de Obama'nın değil, bizim görevimiz." Cumhuriyetçiler açısından da 2012 Başkanlık seçimlerinin bu grupların etkinliği yönünden kırılma noktası yaratabileceğine işaret eden Shakir, artık bazı muhafazakarların bu gruplara kızmaya ve artık İslamofobiya'yı desteklememeye başladığını söyledi. Shakir, "Mesela Cumhuriyetçilerin başkan adaylarından Rick Perry bu tür saçmalıkları desteklemiyor ve Teksas'ta Müslümanlarla iyi ilişkileri var. Yine başkan adaylarından Herman Cain Müslümanlara yönelik söylemlerin vazgeçti ama Michelle Bahman'ın bu tavrından vazgeçeceğini sanmıyorum" dedi. Öte yandan Shakir, İslamofobiya ağlarının zaman zaman Türkiye'yi de hedef aldığına işaret etti. (BKN-GÖK)07.09.2011 12:01:10
07 Eylül 2011 12:02
DİĞER HABERLER