"1994’te askerin yaptığını şimdi tek adam yapıyor"

Mevcut fezlekelere ilişkin dokunulmazlıkların kaldırılması 1994’te yaşanan tartışmaları da beraberinde getirdi. Hakkari eski milletvekili Esat Canan, dokunulmazlıkların kaldırılmasının siyasetin ve demokrasinin alanını daraltıp şiddetin alanını genişleteceği uyarısında bulundu.
1994’te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında da benzer tartışmalar yaşandığını hatırlatan Canan, “HDP’nin yanlışlarının eleştirilmesi ayrı, siyasetin alanının daraltılması ayrı. 

1994’te siyasetin askeri vesayetle dizayn edildiği dönemde bu hata yapıldı. 

Şimdi de bir vesayet dönemi var. Tek adam baskısı var. 2016’da aynı yöntem, aynı şey. 

Biraz da, iktidar partisi demiyorum, sayın cumhurbaşkanının talimatıyla gerçekleştirilmiş bir dokunulmazlık kaldırılmasıdır bu. 

Normal yasal prosedürler içinde olsaydı bu kadar toplumda tepki toplamazdı.” diyor.

Esat Canan, siyaset hukuk ve güvenlik alanına müdahalelerle terbiye edilmemeli görüşünü dile getiriyor. Canan’ın görüşleri özetle şöyle:

Hukukun siyasete müdahalesi doğru değil

“Dokunulmazlıkların kaldırılması, hukukun siyasete müdahale etmesi doğru değil. 

Bunun çok olumlu sonuçları olmaz. Elbette suç işleyen milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılabilir ama bu zaten Anayasa’da var. 

Eski mevcut haliyle devam edebilirdi. Bugün yapılan şey tamamen siyaseten bir cezalandırma yöntemi olarak duruyor. Bölgede iyi karşılanmaz.

HDP’nin de yanlışları var

“HDP yöneltilecek çok eleştiri var, yanlışları var. Şahsen ben de eleştiriyorum. 

7 Haziran seçiminden bu yana bir siyaset üretemediler: Bunlar doğru tespitler. 

Ancak benim korkum, dokunulmazlıkların kaldırılmış olması biraz o eleştirel yaklaşımı da ortadan kaldırabilir. 

Dokunulmazlıkları böyle bir süreçte kaldırmak, yine mağduriyete neden olabilir görüntüsü var.”

Demokratik alan yok ediliyor

“1994’te siyasetin askeri vesayetle dizayn edildiği dönemde bu hata yapıldı.

Şimdi de bir vesayet dönemi var. Tek adam baskısı var. 2016’da aynı yöntem, aynı şey. 

Biraz da iktidar partisi demiyorum, sayın cumhurbaşkanının talimatıyla gerçekleştirilmiş bir dokunulmazlık kaldırılmasıdır. 

Normal yasal prosedürler içinde olsaydı bu kadar toplumda tepki toplamazdı. HDP’nin siyaset üretememesi ayrı. 

Siyaset hukuk yoluyla terbiye edilmemelidir. Güvenlik tedbirleriyle bu alan daraltılmamalıdır. Bu demokratik alanı yok eder, yanlıştır.”

Şiddet alanı genişler

“Şimdi sıkıntılı bir sürece girilecek. Şiddetin bitirilmesine çalışırken, siyaseti daraltmak şiddet alanını genişletir. 

Bu sorun şiddet ve güvenlik alanındaki müdahale ile değil, demokratik yöntemlerle, sivil, siyasi yöntemlerle çözülebilir. 

Bu konuda HDP’nin de yanlışları olmuştur. Ama yanlışları var diye de bu şekilde hukuku devreye sokarak bir partiyi ve mensuplarını cezalandırmak çözüm değil.”

Başkanlık uğruna kan akıyor

“Başkanlık uğruna siyaset ve demokrasinin alanı daraltıldı. 

7 Haziran’dan bu yana çatışmaların ortaya çıkması ve bu kadar insanın şehit olması, başkanlık uğruna oluyor. 

Başkanlık sistemi gelsin diye başvurulan bir yöntem. Millete çok büyük maliyeti var. 

Allah ülkeye yardımcı olsun, inşallah bir kapı aralanır, insanlar ölmez, kan dökülmez. Bütün umudumuz bu yönde."



1994’te ne olmuştu?

Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak, Orhan Doğan, Ahmet Türk, Zübeyir Aydar, Sırrı Sakık ve Zübeyir Aydar’ın dokunulmazlıkları 1994’te kaldırılmıştı. 

DEP’li vekiller 4 Mart 1994’te Meclis’ten polis zoruyla çıkarılmıştı. 

Leyla Zana’nın da aralarında bulunduğu isimler tutuklandı. 

Bölücülük suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılan DEP milletvekillerinin başvurusunu inceleyen AİHM, eski milletvekillerinin adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine hükmetti. 

Yargıtay, 2004’te mahkumiyet kararlarını bozunca eski DEP milletvekilleri cezaevinden tahliye edildi.

22 Mayıs 2016 07:45
DİĞER HABERLER