Partisinin haftalık grup toplantısında AKP iktidarının göç politikalarını eleştiren İYİ Parti lideri Meral Akşener, "Sayın Erdoğan'ın bizzat kaleme aldığı, 20 yıllık bir büyük trajedinin artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz" ifadesini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki haftalık olağan grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP'nin göçmen politikasını eleştiren Akşener, sığınmacı sorununa ilişkin partisinin çözüm önerilerini açıkladı.
Akşener, "İYİ Parti olarak bizim hedefimiz sığınmacıların gayri insani bir çerçevede ülkelerine sürülmesi değil dönüşlerinin kolaylaştırılmasıdır. ABD, Avrupa Birliği dahil bol bol laf üretmek yerine sebep oldukları bu büyük problemin çözümünde rol almak mecburiyetindedir" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın ismini de geçiren Akşener, Özdağ'ın İYİ Parti İstanbul Milletvekili olduğu dönemde, birlikte gerçekleştirdikleri Ankara'daki çalıştayı hatırlattı.
ERDOĞAN'A 'MÜJDE' TEPKİSİ
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'müjde' olarak açıkladığı konut finansmanı paketinin dar gelirli vatandaşların konut sahibi olmasını sağlamayacağını söyleyen Akşener, "'Müjde' diye açıklanan konut kampanyası barınma krizini daha da derinleştirecek. Bay kriz bu sözüm ona müjdeyi verdikten sonra konut fiyatları bir gecede yüzde 10 arttı" dedi.
AKŞENER'DEN BAKAN NEBATİ'YE: 'ŞAKLABANLIKTAN SORUMLU SARAY BAKANI'
İYİ Parti lideri, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin 'enflasyon korumalı tahvil' 'müjdesine' de tepki gösterdi. Akşener, "Şaklabanlıktan sorumlu Saray bakanı abuk sabuk açıklamalarına, anlamsız esprilerine aynen devam ediyor" diye konuştu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde...
"Sayın Erdoğan'ın bizzat kaleme aldığı, 20 yıllık bir büyük trajedinin artık yavaş yavaş sonuna geliyoruz. 20 yıl önce "Hak, hürriyet ve adalet için yola çıkıyoruz" diyenler, zulüm ve istibdat yoluna acente oldular.
'Avrupa Birliği'nin bir parçası oluyoruz' sözlerini alkışlarla karşılayanlar... 20 yılın sonunda ne oldu? Avrupa'ya gidecekken giderayak Ortadoğu'yu memleketimize getirdiler. Avrupa'ya giderken Ortadoğu ülkemize geldi."
"ÜMİT ÖZDAĞ'IN ÖNERİSİYLE ANKARA'DA BİR ÇALIŞTAY DÜZENLEDİK"
"Ben dedim ki 'Esad'la görüşeyim.' Karşılık ne oldu? Her zaman olduğu gibi kulak üstüne yatıldı ama kulak üstüne yatılırken de her türlü hakarete maruz kaldık. Sonra da 2019 Aralık ayında, o zaman İstanbul milletvekilimiz olan Ümit Özdağ'ın önerisiyle Ankara'da bir çalıştay düzenledik gene göç konusunda. Bu çok boyutlu sorunu çözümlemeye yönelik öneriler dile getirdik."
"O zamdan beri de vatandaşlarımızdan gelen şikâyetlere kulak vererek, iktidara geldiğimizde, farklı sığınmacı tiplerine yönelik uygulayacağımız politikaları, tanımlamaya ve çözümlerimizi güncellemeye devam ettik. Bunun yanında ise yapıcı siyaset anlayışımızın gereği olarak, yapılması gerekenler konusunda, iktidarı uyarmaktan geri durmadık. Ezcümle; muhalefette olsak bile Türkiye’nin yönetimini devralmaya hazır bir siyasi partinin, sorumluluğuyla hareket ettik."
"Peki iktidar ne yaptı? Son günlerde, bir kez daha gözlemlediğimiz üzere, sorunu görmezden gelmeye, zigzaglar çizmeye, yalpalamaya devam etti. Birbiriyle çelişen, tutarsız ve lakayt açıklamalarla, insanlarımızı tedirgin etmekten çekinmedi. Ensar-muhacir kavramları üzerinden, konuyu bağlamından kopartıp, ideolojik arayışları çerçevesinde tarif ederek, siyasi tabanını konsolide etmeye çalıştı. Bir yandan da muhalefetin bu konudaki gündemini çalma arayışına girerek, beton ve briket üzerinden ürettiği sözde çözümlerle, günü kurtarmaya gayret etti."
'ERDOĞAN'IN SIĞ ZİHNİYETİ İLE ÇÖZEMEYİZ'
"Ve bunun sonucunda; 2019 yılında, ülkemizde 4 milyon sığınmacının, varlığını tartışırken, bugün geldiğimiz noktada, 6 - 6 buçuk milyon sığınmacı ile karşı karşıyayız.
Artık açık şekilde ortaya çıkmıştır ki; sığınmacı sorununu; meseleyi çözmek yerine, polemikle geçiştiren, inancımız üzerinden yaptığı, hamasi konuşmalarla basitleştiren, 80 ülkeye vizeyi kaldırmakla övünüp, 250 bin dolara vatandaşlık satarak, cari açığı çözdüğünü düşünen, Sayın Erdoğan’ın, sığ zihniyeti ile çözemeyiz."
"İYİ Parti olarak bizim hedefimiz, sığınmacıların, gayri insani bir çerçevede ülkelerine sürülmesi değil, dönüşlerinin kolaylaştırılmasıdır. Bu çerçevede, Türkiye’de kalışlarını caydıracak tedbirleri almayı da, bir gereklilik olarak görüyoruz.
Bu kapsamda; başta Avrupa Birliği olmak üzere, sığınmacılara yönelik geliştirilen projelerin de artık, sığınmacıların, memleketlerine dönüşlerini, kolaylaştırmaya odaklanması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlara paralel olarak; Şam’da kim iktidarda olursa olsun, Suriye ile ilişkilerimizin, yapıcı bir diyalog zeminine oturtulması gerekiyor.
Ayrıca; Avrupa Birliği ve bölgedeki diğer aktörlerin de, artık gerekli sorumluluğu almaları için, aktif bir dış politika yürütülmesinin, kritik bir zorunluluk olduğunu görüyoruz.
Bütün bu çabalarımızın hedefi, ülkemizin güvenliği ve esenliğidir. Sorunun merkezinde, sonuçta insanlar olduğundan, politikalarımızı da, bu gerçeğin farkındalığıyla şekillendiriyoruz. İktidarın düşmanlaştırma arayışlarının, ne milletimize, ne de memleketimize bir faydası olamaz. Bunu defalarca gördük, defalarca yaşadık. O nedenle biz, İYİ Parti olarak; ülkemizin her kritik meselesinde olduğu gibi, sığınmacı ve kontrolsüz göç konusunda da, makul, akılcı ve soğukkanlı bir yaklaşımla hareket etmeye devam edeceğiz."
GÖÇ SORUNU İÇİN 'TBMM' ÇAĞRISI
"Bu perspektiften hareketle, buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum: bugün artık, geçici koruma statüsünü ve düzensiz göç hareketliliğini belirleyen, 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' üzerinde konuşmanın ve gerekli değişikliği yapmanın vaktidir.
Biz, Gazi Meclis’imizin, bu önemli sorunumuzun çözümünde, bir tartışma, istişare ve başarılabiliyorsa, bir uzlaşma zemini olduğuna inanıyoruz. Milletimizin acil çözüm beklediği, böyle bir meseleyi, Millet’in Evi’nde konuşabilmek ve çözüme bağlayabilmek, en başta bize kendisini temsil etme yetkisini veren, aziz milletimize karşı görevimizdir."
Bu mesele, bize göre de partiler üstü bir meseledir. O nedenle diyoruz ki; gelin, özel bir oturumda ve milletimizin gözleri önünde, meseleye bakışımızı ve çözüm önerilerimizi ortaya koyalım. Gelin, milletimizi ve memleketimizi, bu cendereden birlikte çıkartalım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Sayın Şentop’un, bu haklı ve meşru çağrımıza, kayıtsız kalmayacağını umut etmek istiyor, bunun esasında, milletimizin acil bir çağrısı olduğunu, milletimizin huzurunda bir kez daha hatırlatmak istiyorum."
"ÜLKEMİZ BİR KİŞİNİN ŞAHSİ İNATLARININ PEŞİNDE UÇURUMA SÜRÜKLENİYOR"
"Aziz milletim; ülkemiz uzun zamandır, bir kişinin şahsi inatlarının, kavgalarının, taleplerinin ve kaprislerinin peşinde, uçuruma sürükleniyor. Milletin iradesi, ihtiyaçları ve istekleri hiçe sayılırken; ekonomiden eğitime, ulaşımdan sağlığa kadar, her şey; tek bir kişinin keyfine göre, liyakatsiz kadrolar tarafından, beceriksizce yönetiliyor. Bu yüzden de; Kendimizi her yeni günde, yeni bir krizin içerisinde buluyoruz.
Bu devlet krizinin mimarı, Bay Kriz ise durup düşüneceği, gerçeklerle yüzleşeceği, hatta memleketi rahatlatmak için sandığı getireceği yerde; sebep olduğu krizleri, derinleştirmeye, bozuk plak gibi konuşmaya ve hatalarında ısrar etmeye devam ediyor."