Sayıştay, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale Köprüsü inşaatında, mevzuata aykırı yapım süreleri ve günlük gelir garantisi nedeniyle milyonluk gelir kaybı tespit etti.
Sayıştay denetimi, Yavuz Sultan Selim ve 1915 Çanakkale Köprüsü inşaatında, sözleşme süresi sonunda düzeltilmediği takdirde, mevzuata aykırı yapım süreleri ve günlük gelir garantisi nedeniyle kamuda milyonluk gelir kaybı yaşanacağını tespit etti.
Buna göre kamu, İstanbul’un 3. Köprüsü Yavuz Sultan Selim’de 323 milyon 870 bin 400 dolar, 1915 Çanakkale Köprüsü’nde ise 153 milyon 409 bin 545 euro gelirden mahrum kalabilir.
Karayolları Genel Müdürlüğü 2017 Sayıştay Denetim Raporu'nda, Yap-İşlet-Devret (YİD) sözleşmelerinde yapım süresinin başlangıcının mevzuata aykırı olarak düzenlendiği, uygulama sözleşmesinin yürürlüğe girmesinin görevli şirketin kusuru nedeniyle gecikmesine rağmen yaptırım uygulanmadığı eleştirileri sıralandı. Raporda YİD çerçevesinde sözleşmesi imzalanmış ve yapım çalışmaları devam eden projeler incelendi.
YAPIM SÜRESİNDEN SAYILMADI
Bu projelerin sözleşme hükümlerine aykırı bir şekilde uygulama sözleşmesinin imzalanması ile fiili olarak iş yeri teslimi yapıldığı ve işe başlandığı kaydedildi. Sözleşmeye göre, yapım süresi başlamadan fiili olarak yapım işlerine başlandığı ve bu sürelerin yapım süresinden sayılmadığı belirtilerek, “Uygulama sözleşmesinin yürürlüğe girmesi için gereken sürenin 180 gün olması göz önüne alındığında görevli şirketlere zımni olarak bu süre kadar ek yapım süresi verilmiştir. Söz konusu işlerde işletme süresi için günlük gelir garantisi verildiğinden, verilen ek işletme süresi kadar daha fazla günlük gelir garantisi verilmiş olmaktadır. Dolayısıyla verilen ek süre kadar işletmenin idareye devredilmesi gecikecek, bu süre zarfında işletmenin gelirleri idare yerine görevli şirket tarafından tahsil edilecek üstelik bu süre zarfında verilen garantiler de devam edecektir” denildi.
FAZLADAN 180 GÜN VERİLDİ
Raporda, dört projenin kredi bulma süreçleri incelendiğinde; her bir görevli şirket diğer ülkelerin olumsuz tavırları, dış dünyadaki ekonomik dar boğaz gibi muğlak ve tam olarak gerekçelendirilemeyen, aynı zamanda ispat edilemeyen ifadelerle işletme süresinden düşülmemek kaydıyla ek süre istendiği ve bu taleplerin idare tarafından olumlu karşılandığı belirlendi.
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, bu durumun uygulama sözleşmesine aykırı olduğu vurgulanarak, “Yapılan incelemede, ek süre verilmesini gerektirecek herhangi bir bulguya rastlanılmamış, belge sunulmamış, görevli şirketler kusurları olmadığını açık olarak ispat edememiş, muğlak ifadeler kullanmış, buna rağmen işletme süresinden düşülmemek kaydıyla her birine 180 gün ek süre verilmiştir. Dolayısıyla, her bir görevli şirket haksız olarak 180 gün fazla işletme hakkı kazanmıştır” ifadeleri yer aldı.
KARAYOLLARI: HIZLI VE EKONOMİK OLSUN
Karayolları, YİD yönteminde temelde özel sektör dinamiklerini harekete geçirmek için kamudan bir kaynak çıkmadan yatırımların bir an önce hızlı ve ekonomik şekilde tamamlanmasını esas aldığını ve sözleşme yürürlüğe girene kadar olan sürede görevli şirketin olası bir fesih durumunda öz kaynakların borç üstlenimine tabi olmayacağını bilerek yapım çalışmalarına başladığını ve yapım süresinden sağladıkları tasarrufu işletme süresine eklemeyi hedeflediğini belirtti.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra idarece 10 gün içerisinde iş yeri teslimi yapılacağı ve görevli şirketin öz kaynak ile işe başlayacağı ihale öncesinde tüm taraflarca bilinmekte olduğu ifade edilerek teklif aşamasında bu süreler de isteklilerce göz önüne alınarak işletme süreleri teklif edildiğini, sözleşmedeki bu düzenlemenin amacının yatırımın bir an önce hizmete açılması ve kamunun faydasına sunulması olduğu kaydedildi. Sayıştay ise idarenin açıklamalara katılmalarının mümkün olmadığını ifade etti.