Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay, ''Otomotiv sektörü son 10 yıl içinde ithalat–ihracatta her zaman ihracat fazlası vermiş bir sektördür, bununla da yetinmeyecek'' dedi.
Otay, Trabzon'daki bir otelde düzenlenen 7. Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Bölge Diyalog Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de otomotiv sektörünün kendi markasını yaratarak yola çıktığını anımsattı.
Bir yanda Anadol'un, diğer yanda ise Murat'ların, Kartal'ların olduğunu ifade eden Otaş, şunları söyledi:
''O günkü üretim koşulları kapalı pazar olan Türkiye'de sadece Türk pazarını hedefleyerek bir sektör oluşturdu. Bu sektör 1996'larda Gümrük Birliği'nin başlamasıyla bugünkü halini almaya başladı. O günlerde yine Ford Otosan'da çalışıyordum. Gazetelerde büyük manşetler vardı. Zamanın Başbakanı Çiller'di. (Otomotiv sektörü AB'den ilk batacak sektör) olarak manşetlerde yazıyordu. Bizler şirket içinde mühendis arkadaşlarımızla sonradan değerlendirdiğimizde, bu yazıların bize hırs ve şevk verdiğini hatırladık. Geleceği olan dallar arasında o zaman tekstil ve turizm sayılıyordu. Otomotiv herkesin tahminlerinin aksine büyük bir hırsla, atılımla uzun yıllardır Türk ekonomisinin çevrilmesinde ve ihracatta en önemli rolü üstlendi.''
Otay, cari açıkta veya döviz açığında eksi verilen sektörlerin içinde otomotivin bulunmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Son günlerdeki tartışmaların temeli, geçmişte, kriz öncesinde uzak ara artı verirken şimdi az artı vermesi, bu zinciri tekrar terse çevirme çabasıdır. 'Otomobil yerli olsun, ithali az olsun' tartışmalarını bir yıldır okuyanlar, otomotiv sektörünü ithale dayalı sektör zannediyorlar. Bu yanlıştır. Otomotiv sektörü son 10 yıl içinde ithalat–ihracatta her zaman ihracat fazlası vermiş bir sektördür, bununla da yetinmeyecek. Avrupa Birliği'ndeki daralma, bizim pazarımızın küçülmesi, geçici bir sendrom yaşatıyor sektöre ancak ileriye dönük büyüme planları içerisinde en fazla artı verecek, 2023 planında baş rolü oynayacak sektörlerden birisi yine otomotivdir. Bu planın bir parçası olan Sanayi Strateji Belgeleri hazırlandığı gibi otomotiv sektörü için bu nedenle özel, ayrıca hazırlanmıştır. Bir kere daha yaptığımız işin gururunu ve önemini yaşamamız lazım.''
-''REKOR YIL TAMAMLAMIŞ OLACAĞIZ''
Temmuz, ağustos ve eylül aylarında otomotivde yavaşlamış olan temponun devamının görüleceğini dile getiren Otay, ''Ön bilgiler onu gösteriyor. Şunu da vurgulamak lazım, baz etkisi var. Geçen yılın ilk 6 ayı çok düşük, ikinci 6 ayı sonunda milyona koşan bir endüstri oluştuğu için, bu yıl baz etkisini de düşünerek ileriki ayların geçen yılın benzer aylarından düşük çıktığında sakin olmak lazım, panik olmamak lazım. Nasıl ki yüzde 55 artışı sükunetle karşılamak lazımdı, bu yıl da belki geçen yıla göre daha kötü geçen aylar yaşayacağız. En son revize ettiğimiz tahminimiz, nispeten ağır vasıta dahil 850 bin diyoruz. Hafif ticari araçlarda da yavaşlama olabilir. Ama bunlar panik yaratacak, durma olarak adlandırılacak yavaşlamalar da olmayacak. Sonuçta yılı tamamladığımızda bir rekor yıl tamamlamış olacağız. Buna hala inanıyoruz. Bunun böyle olacağını planlıyoruz'' diye konuştu.
Otay, önümüzdeki 10 yılda Türkiye pazarının Avrupa Birliği'nin önünde koşacağı, Rusya ile birlikte AB'yi çeken lokomotif pazar olacağı beklentisinin mevcut olduğunu anlatarak, ''Dünyadaki otomotiv pazarındaki büyümeyi iyi analiz etmek lazım. Dünyadaki büyüme Asya merkezli'' dedi.
Nuri Otay, Türkiye ekonomisinin büyüme potansiyeli olan ve birçok Avrupalı tarafından kıskanılacak bir potansiyeli olan bir ekonomi olduğunu sözlerine ekledi.
-OYDER BAŞKANI ILISAL-
OYDER Başkanı Şükrü Ilısal ise yetkili satıcıların kar oranlarının düştüğünü kaydederek, ''Ancak Avrupa'nın da bir gerçeği olan birleşmeler, satın almalar gibi ülkemizin fıtratına uymayan ama gerçek olan konuları da konuşmalıyız. Birbirimizi vurarak, öldürerek, haksız rekabet ederek değil de, birlikte olarak işimizi karlı hale dönüştürmenin yollarını bulmamız gerekiyor'' diye konuştu.
Türkiye'nin, aldığı istikrarlı kararlar ve ekonomik politikalar doğrultusunda bugün cari açık bir kenara koyulduğunda büyüme rakamları, artan istihdam, düşen işsizlik oranı, yükselen kişi başına gayri safi milli hasıla gibi verilerin ışığında ilk 10 ekonomiden biri olma yolunda ilerlediğini anlatan Ilısal, ''Özellikle Avrupa ülkeleri borç stoku ve bütçe açığıyla boğuşuyor. Mukayese edildiğinde Türkiye ekonomisinin daha güçlü olduğunu görmek umut verici ve sevindiricidir'' dedi.
-OYDER GENEL SEKRETERİ ATSAN-
OYDER Genel Sekreteri Tamer Atsan ise, Türkiye'de otomotiv sektörünün gelişmesi için uygun şartlar bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin Avrupa'ya göre genç nüfusu oldukça fazla. Kişi başına yıllık gelir 2013'te tahminen 12 bin dolar seviyesine çıkacak. Ülkede işsizlik seviyesi düşüyor. Dünyada 960 milyon araç var. Toplam satışlar son 2–3 yılda yıllık 75 milyona yükseldi. Türkiye'de ise 13 milyon araç bulunuyor ve toplam satış 760 bin. Otomotivde dünya üretiminde 16'ncı, AB ülkelerinde 5'inci sıradayız. Otomotivle ilgili toplam istihdam ise 370 bin kişiyi buluyor. Satışların önümüzdeki yıllarda 850 bine kadar çıkmasını bekliyoruz.''
Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nun da katıldığı ilk bölümün ardından toplantı sektör temsilcileriyle basına kapalı devam etti.
(ORH-İU)21.09.2011 23:50:50