Rusya yönetiminin Ukrayna'da başlattığı askeri saldırılar sürerken, ABD ile Moskova yönetimin arasında da yeni bir gerilim yaşandığı ifade edildi. Söz konusu gerilimin sebebinin ise Wahington yönetiminin Ukrayna'ya göndereceği belirtilen helikopler olduğu aktarıldı.
Rusya yönetiminin Ukrayna'ya karşı başlattığı askeri saldırı sürerken, batılı ülkelerin Kiev yönetimine silah yardımı da devam ediyor.
Bu kapsamda ABD yönetiminin Afganistan'a devretmek için Rusya'dan aldığı helikopterleri Ukrayna'ya vereceğini duyurmasının Moskova ve Washington yönetimleri arasında yeni bir gerginliğe neden olduğu belirtildi.
cumhuriyet.com.tr'de yer alan habere göre Rusya, ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) Afganistan ordusuna devretmek üzere 2011'de Rusya'dan aldığı Mi-17 helikopterlerini Ukrayna'ya devredeceğini açıklamasına tepki gösterdi. Moskova sözkonusu helikopterlerin üçüncü bir ülkeye transferinin söz konusu olamayacağını, bunun sözleşmeye aykırı ve "yasa dışı" olacağını bildirdi.
Rusya Askeri-Teknik İşbirliği Federal Servisi'nin, Pentagon ile 2011'de imzalanan büyük bir sözleşme kapsamında JSC Rosoboronexport tarafından sağlanan helikopterler de dahil olmak üzere Rus (Sovyet) üretimi silah ve askeri teçhizatın Ukrayna'ya veya diğer ülkelere yasa dışı olarak aktarılmasını protesto ettiği kaydedilen açıklamada
şu ifadelere yer verildi:Bu sözleşme ve ilgili son kullanıcı belgesi gereği, bu helikopterlerin Amerika tarafından Afganistan silahlı kuvvetlerine devredilmesi amacıyla satın alındığını ve Afganistan İslam Cumhuriyeti hariç olmak üzere, Rusya Federasyonu'nun rızası olmadan herhangi bir üçüncü ülkeye yeniden ihraç veya transferinin söz konusu olmayacağı belirtilmektedir.
ABD'nin söz konusu 'Afgan' helikopterlerini Ukrayna'ya tedarik etme konusundaki gönüllü kararı, uluslararası hukukun temellerini ve Rus-Amerikan sözleşme belgelerinin hükümlerini ciddi şekilde ihlal etmektedir.
Pentagon yetkilileri tarafından ABD'nin, Amerikalılar tarafından Ukrayna'ya tedarik edilen silahların sonraki hareketi üzerinde fazla kontrole sahip olmadığının tanınması ve bu nedenle üçüncü taraflara kontrolsüz transferlerinin olasılığı, dünyada halihazırda ağırlaşmış olan terör tehdidini yalnızca daha da şiddetlendiriyor.