Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP'nin kurucularından olan Abdüllatif Şener'den, Erdoğan "Bu partiye sırtını dönüp de iflah olan kimse görülmemiştir" şeklindeki sözlerine yanıt geldi.
Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de Erdoğan'ın bu sözleri hakkında "Başarının, iflah olmanın, hakkın hakikatin ölçüsü güç ve koltuklar olsaydı dünyanın en iflah olan insanları firavunlar olurdu" açıklamasını yaptı.
Erdoğan'ın sözlerini RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bi De Bunu Dinle'de değerlendiren Şener, şöyle dedi:
"Siyaset yapan herkes kendi pozisyonunu güçlendirmek için, kendi durduğu yerde ne söylenmesi gerekiyorsa onu söylemeye çalışır. Cumhurbaşkanı'nın değerlendirmesi, kendisine özgü bir değerlendirmedir. İflah olmak ne demektir? İflah olmak, başbakan, milletvekili, bakan ya da cumhurbaşkanı olmak mıdır?
"DAVA DEDİĞİNİZ ŞEY KURUMSAL YAPI DEĞİLDİR"
Şener, iflah tartışmasını değerlendirmeye devam ederek şunları söyledi:"Hayatımın en önemli dönemini Adalet ve Kalkınma Partisi'nin var olması için harcadım. Ancak dava dediğiniz şey kurumsal bir yapı değildir. İçinde bulunduğunuz kurumsal yapıda eğer sizin dava dediğiniz temel ilkelere aykırı şeyler varsa orada durmak davaya ihanet olur, oradan ayrılmak değil. Benim dışımda partinin kurucuları arasında yer alan, partinin var oluşunu sağlayan isimlerin hemen hemen hiçbiri şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi'nde değildir. Ayrılmak ve bırakmak istemedikleri halde Sayın Erdoğan tarafından partiden dışlanmışlardır, diskalifiye edilmişlerdir. Dolayısıyla böyle bir tablo ortadayken, Erdoğan'ın 'Bizim kardeşliğimiz geçici bir kardeşlik değildir. Uzun süre beraber yol almak gerekir. Mezara kadar gidilir' gibi sözleri yaptıklarını değil, yapmadıklarını bastırmaya yöneliktir.
"HAKKIN HAKİKATIN ÖLÇÜSÜ GÜÇ VE KOLTUKLAR OLSAYDI FİRAVUNLAR İFLAH OLURDU"
Türkiye'nin şu anki politikasını da değerlendiren Şener, "Türkiye dış politikası arapsaçına dönmüştür, bir curcunadır. İslam alemini kan gölüne çeviren politikaları sahiplenmek yine aynı şekilde bir başarısızlığın sonucudur. Devletin tepesindeki insanların siyasi tarzı insanları ayrıştırmayı derinleştirmiştir ve huzur kalmamıştır. Bu mu başarı, bu mu iflah olmak? Her tarafında bombaların patladığı bir Türkiye'yi inşa etmek, yanlış politikalarla var kılmak iflah olamamanın resmidir. Başarının, iflah olmanın, hakkın hakikatin ölçüsü güç ve koltuklar olsaydı dünyanın en iflah olan insanları firavunlar olabilirdi" dedi.