Hollanda'da Kuran'ı Kerim'in yasaklanmasını isteyen sağcı Özgürlük Partisi lideri Wilders'e Başbakan Jan Peter Balkenende'nin karşı çıkması Hollanda'da yaşayan Müslümanları rahatlattı.
Başbakan Jan Peter Balkenende, hükümetin din özgürlüğünün korunmasından yana olduğunu, Müslümanları dışlamanın onları aşırılığa iteceğini vurgulayarak Wilders'in yaklaşımına karşı çıkması Hollanda'da yaşayan Müslüman Türk toplumu tarafında son derece olumlu ve sağduyulu bir yaklaşım olarak değerlendirildi.
Hollanda'da gerek Türk sivil toplum kuruluşları ve gerekse vatandaşlar ülkede yeni bir gerginlik istemediklerini, yakalanan hoşgörü ve diyalog çalışmalarının artarak sürmesinden yana olduklarını, bu açıdan Başbakan Balkenende'ye son açıklamalarından dolayı teşekkürlerini iletti.
Avrupa Türk Demokratlar Hollanda Başkanı Veyis Güngör, Hollanda Başbakanı Balkenende ve Uyum bakanı Vogelaar'a, "Hollanda parlamentosunda Müslümanlarla ilgili yapılan tartışmada toplum arasında kışkırtıcılık yapan Özgürlük Partisi lideri Wilders'e vermiş oldukları dersten dolayı Hollanda Türk toplumu olarak şükranlarımızı belirtmek isteriz." dedi.
Güngör, Balkenende ve uyum bakanı Vogelaar'ın tartışmalar sırasında Hollanda gerçeklerini görerek hareket ettiklerini ve bu tavırlarıyla ülkede belirli çevreler tarafından her fırsatta aşağılanan, ötekileştirilmek ve düşman gösterilmek istenen Müslümanların gönüllerini rahatlattıklarını dile getirdi.
BAŞBAKAN VE BAKANLA HEMFİKİRİZ
Güngör, Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD olarak başbakanın "Müslümanları dışlamak, onların bu ülkenin parçası olmadığını savunmak aşırı güçlerin işine yarar. Böyle bir yaklaşım içinde olmak doğru değil" açıklamasına katıldıklarını belirtmek istediklerini söyledi.
Diğer taraftan Uyum bakanı Vogelaar'ın İslam'ın artık tıpkı Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi Hollanda kültürünün bir parçası olduğu yönündeki görüşülerinin altını kendilerinin de çizdiğini belirten Güngör, "Bu gerçeği hala görmezlikten gelen sözde Özgürlük Partisi liderinin tutumunu kınamaktayız. Bize göre "Kafadan çatlak" olan Uyum bakanı değil, bu sözleri söyleyen ve Hollanda gerçeklerini görmezlikten gelen zatın ta kendisidir." diye tepki gösterdi.
ANAYASA SUÇU
İslam'a ve Müslümanlara saldırmaktan başka fikir üretmeyen ve bununla oylarını arttırmak isteyen Wilders'in, ülkede farklılıklara tahammül edemeyen ve halk arasında 'korku' saçan, kin ve nefret tohumları eken birisi olduğunu öne süren Güngör, söz konusu liderin Anayasanın 1. ve 6. maddesine göre suç işlediğini kaydetti.
Anayasa'nın 1. maddesinde "Hollanda'da bulunan herkes, eşit durumlarda eşit muamele görürler. Din, hayat görüşü, politik eğilim, ırk, cinsiyet veya her ne sebeple olursa olsun, ayrımcılığa izin verilmez." yazarken ve 6. maddesinde de "Bireyin kanunlardan doğan sorumluluklarını göz önünde bulundurmak suretiyle herkes özgürce, bireysel olarak veya toplu halde, dinini ve hayat görüşünü uygulama hakkına sahiptir." hükümleri yer alıyor.
Wilders'in, Avrupa İnsan Hakları Anlaşmasının 17. maddesini de ihlal ettiğini iddia eden Güngör, "Geçtiğimiz günlerde bu zat hakkında suç duyurusunda bulunanların sayısı yüzlercedir. Suç duyurusu yapanlar sadece Müslümanlar olmayıp, aynı zamanda Hollandalı avukatlar da savcılık ve polise suç duyusunda bulunmuşlardır. Hollandalı bilim adamları vatandaşları suç duyurusuna davet etmişlerdir. Hukuki mücadele devam etmektedir. Bu gelişme Hollanda için sevindiricidir." şeklinde konuştu.
NAZİ METODLARI
Özgürlük Partisi lideri Wilders'in, geçtiğimiz günlerde İslam ile ilgili 'Kuran=İslam=Faşizm' denklemini kurarak, inançlı Müslümanların faşist olduğu imajını oluşturmaya çalıştığını hatırlatan Güngör, "Müslümanların kitabını Hitler'in kitabıyla mukayese etmiştir. Hollandalı bilim çevrelerinin de dikkat çektiği üzere bu benzetmeler Nazilerin Yahudilere uyguladıkları metotlardır. Bilindiği gibi Nazi ideologu Alfred Rosenberg 1930'da yazmış olduğu 'Der Mythos des 20. Jahrhunderts' adlı kitapta Yahudi dininin ve kültürünün yabancı ve tehlikeli olduğunu yazmıştı. Dolayısıyla bu din ve kültürün başta Almanya olmak üzere Avrupa'dan silinmesi ve yok edilmesini savunuyordu. Yahudiliğin Avrupa kültürüne yabancı ve düşman olduğu yayılıyordu. Ne gariptir ki, benzeri görüşler bugün İsrail'e sempatisi olan Wilders tarafından Müslümanlara ve İslam'a karşı yapılmaktadır." dedi.
İslamı ve Müslümanları ötekileştirilmekle, düşmanlaştırılmakla ve Avrupa kültürü için bir tehlikeymiş gibi sunulmaya çalışılmakla Wilders'i suçlayan Güngör, "Bu gayretin ne Hollanda'daki Müslümanlara, ne yerlilere ne de yabancılara hiç bir faydası yoktur." diye konuştu.
HÜKÜMET SEVİNDİRDİ
Güngör, Başbakan Balkenende'nin, Wilders'in görüşlerine kesinlikle katılmadığını bildirmesini, hükümetin din ve inanç özgürlüğünü sonuna kadar savunduğunu açıklamasını Müslümanlar açısından sevindirici buldu.
HOGİAF EN GÜZEL CEVABI BALKENENDE VERDİ
Hollanda Genç İşadamları Derneği (HOGİAF) Genel Sekreteri Ahmet Taşkan, "Maalesef tüm dünyada olan Müslüman karşıtı bir havanın Hollanda'da da kendini zaman zaman hissettirdiğini" söyledi. Ahmet Taşkan, Wilders'in biraz daha oy alabilme hevesi ile olabildiğince Hollanda toplumu ile azınlıkların arasını her defasında açmaya çalıştığını açıkladı.
Hollandalıların Wilders gibi düşünmediğini vurgulayan Taşkan, muhalefet liderine en güzel cevabın Balkenende ve Wildersa tarafından verildiğini ifade etti.
Taşkan ayrıca "Bizlerin de bir Müslüman azınlık bireyleri olarak yapmamız gereken çok şeylerin olduğunu belirtmek istiyorum." diyerek konuşmasını noktaladı.
CİHAN