DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Yalçınkaya kararını değerlendirdi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un karara yönelik eleştirilerine cevap veren Yeneroğlu, "Hukuk devletinin gereği yapılsaydı 400 bin kişi 'terör' örgütü üyeliğinden hüküm giymezdi" dedi.
AİHM Büyük Daire’nin öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkında verdiği hak ihlali kararı ve Türkiye’ye hukuka dönüş çağrısı gündemdeki yerini koruyor.
AİHM KARARININ 418. PARAGRAFINDAKİ AYRINTI
Halk TV’de AİHM’in Yüksel Yalçınkaya kararını değerlendiren DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “AİHM’in Yalçınkaya kararının 418. paragafında bu meselenin bireysel mesele olarak değerlendirilmemesi gerektiği yazıyor. Şu an mahkemenin önünde 8 bin 500 dosya olduğunu vurguluyor. Potansiyel başvurucu sayısının en az 100 bin olduğunu yazıyor. Türkiye bu durumda sadece bireye yönelik hukuksuzluğu giderici düzenlemenin ötesinde daha genel bir çözüm üretmeli diyor.” dedi.
“ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİNİ BEN DEĞERLENDİRİRİM DİYOR”
AİHM’in Yalçınkaya kararının bireysel başvurunun çok ötesinde bir konu olduğunu tekrar eden Yeneroğlu, “O sebepten dolayı bu kararı Büyük Daire veriyor. Normal daireden kendisine çekiyor. Bu kesin bir karar. Derece mahkemesi yerine kendisini koyup delilerle ilgili sıradan bir değerlendirme yapmış olsaydı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haklı olurdu. Ancak mahkeme bunun çok ötesine geçiyor. Delilin nasıl hükme teşkil edeceğine derece mahkemesinin karar verdiğine vurgu yapıyor. Ancak açıkça bir adaletsizlik söz konusu diyor. Adaletin kendisinin açıkça inkar edilmesi gibi bir durum söz konusuysa adil yargılanma hakkı ihlal edilmiştir. Bunu da ben değerlendiririm diyor.” ifadeleri kullandı.
“SAYIN BAKAN’IN GÖZARDI ETTİĞİ BİR HUSUS VAR”
“Sayın Bakan Yılmaz Tunç’un göz ardı ettiği bir husus var” diyen Yeneroğlu, “Bakan diyor ki, ByLock’un içeriğini derece mahkemeleri ve Yargıtay değerlendirdi diyor. Bu doğru değil. Değerlendirmiş olsa Bylock yazışmalarında terör örgütünün hedeflerini benimseyen bir tutumu, eylemi, katkısı, desteği ortaya çıksa zaten AİHM ihlal karar vermez.” diye konuştu.
“BYLOCK KULLANDI DİYE KİMSEYİ TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ İLAN EDEMEZSİN”
Türkiye’de Gülen Hareketi mensuplarına yönelik yargılamaların hukuksuzluğunu AİHM’in ortaya koyduğunu aktaran Yeneroğlu, “Birisi ByLock sahibi ise ayrıca legal sendikalarda üyeliği varsa ve legal bankaya para yatırıyorsa suçlu ilan edildi. ByLock yazışma programının içeriğinde de kişinin terör örgütüyle ilişkisini ortaya koyabilecek bir bilgi yoksa ByLock sahibi olduğu için bu kişiyi terör örgütü üyesi olarak kabul edemezsin. Bizim mahkemelerimiz yıllarca bunu yaptılar. Bizim ceza kanunlarımız aslında buna izin vermiyor.” dedi.
“KANUNİ DÜZENLEMEYLE YENİDEN YARGILAMANIN ÖNÜ AÇILMALI”
Yeneroğlu, “Biz DEVA Partisi olarak mutlaka bir kanuni düzenleme yapılması gerektiğini söylüyoruz. Kanuni düzenlemeyle yeniden yargılanma yolu açılması gerekiyor. Hukuk devleti ilkesi gereğince bu davaların yeniden ele alınması gerekiyor. Siyasi baskı neticesinde derece mahkemelerimiz Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi bu meseleyi gözardı ettiler. Bütün ceza hukukçuların bildiği gibi hukukun temel ilkelerini gözardı ediyordu. Diyelim ki birkaç bin kişi suç işlemişse 100 binlerce insana bu suç isnat edildi ve toplumsal meseleye dönüştürüldü.” ifadelerini kullandı.
“2 MİLYON KİŞİNİN TERÖR SORUŞTURMASI OLMAZDI”
“Halbuku hukuk devletinin gereği yerine getirilmiş olsaydı 2 milyon bireysel terör örgütü soruşturması olmazdı.” diyen Yeneroğlu, “400 bin civarında terör örgütü üyleiğinden kişiler hüküm giymezdi. AİHM’in dediği de bu. Hukuka geri dönün diyor. Avrupa Parlamentosu raportörünün dediği de bu. Eylem planlarının gereğini yapmalı. Bu Avrupa ile krizin çok ötesinde Anayasal bir kriz. AİHM kararlarını yerine getirme Anayasal bir meseledir.” değerlendirmesi yaptı.