Bakanlık, bu tartışmalı uygulamayı AB’yle ortaklaşa başlattığı ‘Yargı ile medya arasındaki iletişimi güçlendirme’ projesi kapsamında görüyor. Medya ile halkla ilişkilerin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak’ amacını güden projenin geçtiğimiz Pazartesi günü uygulanmaya başlandığı ortaya çıktı. Bunun için pazartesi günü üç büyük gazeteden yüksek yargı muhabirleri telefon edilerek davet edildi. Sunumda bakanlık bürokratlarının yanı sıra AB’den Yargıtay, HSYK ve Danıştay ile bazı iletişim ve hukuk fakültelerinden de temsilciler yer aldı. Ancak, eğitim tartışmayla başladı. Muhabirler eğitimden kasıtlarının ne olduğunu sordu. heyetin de buna karşı ikna edici açıklamaları olmadı. Muhabirler, yargının zamanında ve doğru bilgi vermemesinden yakınırken, bürokratlar medyanın haberleri çarpıtmasından şikayetçi oldu. Bu itirazlar nedeniyle adı tam konulamayan çalışmada gazetecilerin başka önerileri de kabul edilmedi.

Muhabirler, çalışmaya neden az sayıda ismin çağrıldığını sorunca ‘biz 100 basın mensubunu eğitime alacağız’ yanıtı geldi. Büyük heyet, ikinci gün de aynı gazetecileri çağırdı daha sonra gazetecilere Anayasa’nın 90. maddesi ve özel hayatın gizliliğini işlemek isteklerini iletti. Ancak bu da ikna edici olmadı. Bir gazeteci, çalışmayı terk etti. Dün ise bu kez hükümete yakın yeni Şafak Gazetesi’nin yargı muhabirinin eğitime alındığı öğrenildi. Bunun parça parça sürmesi mümkün. Çünkü AB’nin eşlik ettiği proje haziran ayında tamamlanacak. Türkiye’nin parayı alması için de bu etkinliği tamamlaması gerekecek.

Yüksek yargıyla ilgili haber yapan gazetecileri eğitme merakı, Erdoğan’ın tarafı olduğu Alo Fatih dönemi dışında Genelkurmay başkanlığının uzun yıllar uyguladığı akademi modelini de akla getirdi. Genelkurmay, uzun yıllardan bu yana göz kestirdiği gazetecilere Milli Güvenlik Akademesi’nde dersler ve sonrasında da sertifika veriyor.