Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun Temmuz 2018 raporuna göre 1.2 milyon ton akaryakıtın sahte faturayla satıldığı tespit edildi. Sektör yetkilileri, sahte faturalı ürünün değerinin yaklaşık 8 milyar 300 milyon lirayı bulduğunu belirtiyor.
EPDK Temmuz 2018 raporuna göre Türkiye’ye ithal edilen akaryakıt miktarı ile yurt içinde üretilen ve işlenip ihraç edilen arasında 1.2 milyon ton eksi yönlü farklılık olduğu ortaya çıktı.
Sağlanan para dorğudan cepte
Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS) Başkanı Fesih Aktaş, bir milyon 241 bin tonluk ürünün değerinin yaklaşık 8 milyar 300 milyon lirayı bulduğunu belirtti. Bu farkın oluşmasının ise bazı akaryakıt dağıtıcıları tarafından ürünün iki defa faturalandırılmasından kaynaklandığını söyledi. Aktaş, “Böylece aynı ürünün ilk satış faturası naylon olup, oradan sağlanan para doğrudan cepte kalırken, aynı miktardaki ürünü ikinci kez resmi satışa çıkardıklarında ise onu maliyeye gösterdikleri ortaya çıkıyor” dedi.
"Devletle dalga geçiliyor"
Ortaya çıkan bu farkın bazı akaryakıt dağıtıcı firmalarının fatura sahteciliği yöntemini kullandıklarının kanıtı olduğunu dile getiren Aktaş, “EPDK kayıtlarına giren bu fark aynı zamanda fatura sahteciliği yapan bazı firmaların bu yolla gerçekleştirdikleri ticaretin boyutlarını devlete bildirmekten de çekinmediklerini ortaya koyuyor. Böylelikle adeta devletle dalga geçebilme cüretini gösterebilmişlerdir” değerlendirmesi yaptı.
Maliyet altındaki satışlar bu sebepten
Bu işlemi gerçekleştiren dağıtım firmasının önce olmayan ürünle ilgili naylon fatura ürettiğini anlatan Aktaş, bu fatura üzerinden de yüzde 18’lik yeni bir KDV imkanı yarattıklarını kaydetti. Aktaş, “İşte birçoğumuzun şehirlerarası yollarda dikkatimizi çeken ve yol boyu akaryakıt satan istasyonlardaki maliyet altındaki fiyatlarla satış yapılması başarısı böyle sağlanıyor. EPDK’nın raporundaki 1.2 milyon ton işte bu duruma imkan sağlamış olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.
Vergi kayıplarına sebep oluyor
Ayrıca yüzde 18’lik yeni bir KDV ürettikleri yeni akaryakıt faturasını da ihtiyacı olan inşaat, madencilik, nakliye gibi firmalara hem kurumlar vergisi, hem de KDV indirimi yönünden evrak vermelerinin sağlandığını anlatan Aktaş, “Devletin bu şekilde vergi kayıplarına sebep olduklarını da anlamış oluyoruz” dedi.
"Acil e-irsaliyeye geçilmesi lazım"
Akaryakıtta vergi kaçırma yöntemlerinde izlenen bir yolun da hazırlanmış irsaliye ile faturası kesilmemiş ürünleri birden fazla yere sevk etme uygulaması olduğunu da belirten EPGİS Başkanı Fesih Aktaş, “Faturasız ürünlerin engellenmesi için acil e- irsaliyeye geçilmesi gerekmektedir. Üzerinde soğuk mühürlerin seri numaralarının da yer aldığı e-irsaliyeler manipüle edilemeyeceğinden kaçakçılığın engellenmesinde ciddi oranda engellemeye neden olacaktır” önerisini dile getirdi.
"KDV düşmeden kaçak önlenmez"
Akaryakıt sektöründe vergi almanın tek yolunun KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi olduğunu belirten Aktaş, “Akaryakıttan alınan yüzde 18 KDV oranı yüzde 1’e çekilmeli. Kalan yüzde 17’lik kısım ise ÖTV’ye eklenmeli” dedi. Bu adım ile naylon faturanın yoğun olduğu sektörde ticareti yapılacak bir KDV miktarını ortadan kaldıracağını anlatan Aktaş, böylece fatura satışlarının önüne geçileceğini kaydetti.