AKP - MHP'liler Adliyelerde rüşvet ağını nasıl kurdu, nasıl işliyor?

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, suç örgütü liderlerinin adliyelerde ve emniyette rüşvet ağını avukatlar aracılığıyla nasıl kurduğunu anlattı. Tahincioğlu, "Bu para kimlere gidiyor, kaç kişi arasında dağılıyor, gerçekten bu ilişkiler söz konusu mu, çözmek hem zor hem değil" dedi.

T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, “Rüşvet ağı nasıl kuruluyor, nasıl işliyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Tahincioğlu yazısında, Ayhan Bora Kaplan'ın organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından gündeme oturan emniyet ve yargı mensuplarıyla kurulan rüşvet ağına dikkat çekti.

Rüşvet ağının avukatlar aracılığıyla adliyede nasıl kurulduğunu anlatan Tahincioğlu, "Bu para kimlere gidiyor, kaç kişi arasında dağılıyor, gerçekten bu ilişkiler söz konusu mu, çözmek hem zor hem değil. Zor zira kayıt yok. Bu yolla tahliye edilen kişiler açısından da yaşananları anlatmaları durumunda yeni operasyon riski doğabilir” dedi.


Yazının ilgili kısımları şöyle:

Ayhan Bora Kaplan'ın organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla tutuklanmasının ardından bazı kesimlerde, "Mafyaya yönelik bütünlüklü bir soruşturma süreci başlar mı?" düşüncesi oluştu.

Elbette yanıtı belli sorular bunlar. Böyle bir bütünlüklü soruşturma sürecinin başlamayacağı ortada.

Buna karşılık, kimi avukatlar, adliyelerde olan bitenlerin önünün alınabileceği konusunda hâlâ umutlu. Kaplan soruşturmasının etkili bir biçimde yürütülmesi durumunda en azından bazı yaşananların önüne geçilebileceğini düşünüyorlar.

Hakimler ve Savcılar Kurulu, Yargıtay Başkanlığı, Kaplan soruşturmasından dışarıya yansıyanlar konusunda bugüne kadar harekete geçmedi.

Oysa Kaplan'ın bugüne kadar soruşturmalardan nasıl kurtulduğu, gözaltına bile alınmadan yıllarca nasıl hayatını sürdürdüğü, operasyonları nasıl atlattığı gibi sorular ortada duruyor.

Yine Yargıtay Başkanlığı'nın da bazı yeni üyelerinin geçmişteki eylemlerini araştırmak için önünde bir engel yok.

Belki yaşananlar konusunda ipuçları vermek, neden bu soruşturmaların açılması konusunda bazı hukukçuların ısrarcı olduğunu daha anlaşılır kılar.

Misal, adliyeye çanta içerisinde nakit para getiren avukatlara tanıklık eden, mahkemelerden kendi dosyalarında bir türlü istediği sonucu alamayan avukatların önemli anlatımları…

Bu avukatların anlatımlarına göre, kimi adliyelerde, uzun bir süredir oluşmuş çıkar grupları bütün ağı kontrol ediyor.

Elbette rüşvet ağının dönebilmesi önce bir operasyona ihtiyaç var.

Dokunulması yasak olan bazı kritik isimler dışında kalan ancak belli bir sektörde iyi para kazandığı, işlerinde de usulsüzlükler olduğu tespit edilen kişiler, doğal hedef.

Kapsamlı bir dosya hazırlanarak, operasyon başlatılıyor.

İsmi geçenlerin önemli bir bölümü de bu operasyon sonucunda tutuklanıyor.

Süreç bu aşamada başlıyor iddiaya göre…

Tutuklanan kişinin avukatıyla, yapacağı ilk cezaevi ziyareti öncesi bir biçimde temas kuruluyor ve bir sayı fısıldanıyor.

Avukat da ilk ziyaret sırasında, böyle bir sayı söylendiğini müvekkiline iletiyor.

Karşıdaki kişi bu sayıyı kabul ederse bütün süreç hızlı ilerliyor. Tutuklama kararına yapılan ilk itiraz sonrasında ya da bir ay sonra yapılan ilk tutuklama incelemesi sırasında sonuç almak mümkün. Tahliye kapısı hemen aralanıyor.

Tutuklu bu sayıyı kabul etmez, zaten bir suçu olmadığını savunursa, işler sarpa sarıyor. Sayıyı kabul edenler birer birer tahliye edilirken kabul etmeyen kişi cezaevinde kalıyor.

Bir süre sonra tutuklu kalan kişi de çaresizce teklifi kabul ediyor ancak artık çok geç. Sayı sürekli değişiyor zira.

Sayı kabul edildiğinde avukatından nakit parayı adliye dışına getirmesi isteniyor. Bu işin içerisindekilerin bağlantılı olduğu başka isimler, karar yazıldıktan sonra nakit parayı dışarıda teslim alıyor. Alan memnun, satan memnun.

Bu sisteme tanık olduğunu iddia eden avukatların anlattığı rivayetler bunlar.

Bu para kimlere gidiyor, kaç kişi arasında dağılıyor, gerçekten bu ilişkiler söz konusu mu, çözmek hem zor hem değil.

Zor zira kayıt yok. Bu yolla tahliye edilen kişiler açısından da yaşananları anlatmaları durumunda yeni operasyon riski doğabilir.

Değil zira, tanık sayısı aslında sanılandan fazla…

Kaplan soruşturmasının uzanacağı yerler, gerçekten üzerine gidilirse, belki bu iddiaların araştırılmasına da vesile olur…

Ya da aynı düzen bir biçimde devam eder…

28 Eylül 2023 11:22
DİĞER HABERLER