AKP modeli: Ekonomi büyüyor ama vatandaş fakirleşiyor

Ekonomist İbrahim Turhan: “2021’de, ekonomide yaşanan bütün sorunlar pahasına yüzde 10 büyümeye ulaşılacak. Ama küresel üretim içindeki payımız yüzde 0,80’e gerileyecek. 2022’de ise tahmin edebileceğiniz üzere durum daha da kötüleşiyor. Küresel üretim tarihte ilk kez 100 trilyonu aşarken biz düşeceğiz.”
Borsa İstanbul eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı, Gelecek Partili İbrahim Turhan ekonomiye ilişkin dikkat çekici yorumlarda bulundu. Sosyal medya paylaşımlarındaki yorumlarında Turhan, Türkiye ekonomisinin görece büyüme kaydetmesine rağmen, dünyada refah payı ortalamasında düşüşte olduğunu söyledi. Ekonomi politikalarını yönetenlerin 2020’de halka sağladığı görece refah düzeyi 1979 yılındaki düzeyin altında olduğunu kaydeden Turhan, ekledi: “2022’de ise 1975’in bile gerisine düşmüş olacağız.”

“Eylül’den beri ekonomiyi kasıp kavuran, döviz kurunun 18’e fırlamasına, enflasyonun kontrolden çıkmasına, zam yağmurundan dar gelirlinin nefesinin kesilmesine yol açan bu süreç neden yaşandı? ‘Faiz sebeptir…’ inadının altında ne yatıyor? Bütün bunlara değdi mi?” diyen Turhan, “Hükümete göre faizin düşürülmesi gerekiyordu. Çünkü faiz düşünce yatırımlar ve büyüme artacaktı. Merkez Bankası (MB) faizi ekonomik dengeleri bozma pahasına zorla düşürüldü. Bu uğurda bakanlar, MB başkanları harcandı. [Bu arada ne kredi faizi ne Hazine faizi düştü, o da ayrı]” dedi.

‘BÜYÜME TEK BAŞINA YETERLİ GÖSTERGE DEĞİL’
 
Para ve kredi genişlemesinin etkisiyle 2020’de küresel salgın koşullarında gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) açısından görece iyi bir performans sağlandığını da vurgulayan İbrahim Turhan, “2021 sonunda ise iki basamaklı bir büyüme hızına ulaşılmış olacak. Bunlar karnedeki iyi notlar. Unutmamak gerekir ki büyüme tek başına yeterli bir gösterge değil. Önemli olan toplumun refahı. Bunu ise ancak dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırmalı bir değerlendirme yaparsak görürüz. Türkiye ekonomisinin küresel üretim içindeki payı bu bakımdan iyi bir göstergedir” ifadelerini kullandı.

‘HERKES İKİ METRE İLERLERKEN, BEN BİR METRE İLERLEDİM DEMEK HAKLI ÖVÜNME OLMAZ’

Turhan’ın Türkiye’nin refah düzeyinin 1975’in bile gerisine düşeceğine dair açıklamaları şöyle devam etti: “Şuna bakıyoruz; Türkiye bir metre ilerlerken dünyadaki diğer ekonomiler ne kadar ilerlemiş. Herkesin iki metre gittiği bir yerde ‘ben bir metre ilerledim’ demek haklı bir övünme olmaz. Yine, herkes bir metre giderken biz de bir metre gitmişsek ancak yerimizi korumuş oluruz.”

‘TÜRKİYE’NİN KÜRESEL ÜRETİM İÇİNDE PAYI 1,07’DEN 0,85’E GERİLEDİ’

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önceki son yıl olan 2017 yılında, Türkiye ekonomisinin küresel üretim içindeki payı, yani toplumun dünya refah düzeyine oranla durumu yüzde 1,06 idi. Dünya nüfusu içindeki ağırlığımız da (81,1 milyon) yüzde 1,07 idi. Neredeyse eşit. 2020 yılında Türkiye’nin dünya nüfusu içindeki ağırlığı yine yüzde 1,07 iken ekonominin küresel üretim içindeki payı yüzde 0,85’e geriledi. Yani, Türkiye dünyanın geri kalan 190 ülkesinin ortalaması kadar refah artışı sağlayamadığı için aslında geri gitmiş oldu.”

‘2022’DE İSE 1975’İN BİLE GERİSİNE DÜŞMÜŞ OLACAĞIZ’

“2021’de, ekonomide yaşanan bütün sorunlar pahasına yüzde 10 büyümeye ulaşılacak. Ama küresel üretim içindeki payımız yüzde 0,80’e gerileyecek. 2022’de ise tahmin edebileceğiniz üzere durum daha da kötüleşiyor. Küresel üretim tarihte ilk kez 100 trilyonu aşarken biz düşeceğiz. Geçmişle karşılaştıralım… Ekonomi politikalarını yönetenlerin 2020’de halka sağladığı görece refah düzeyi 1979 yılındaki düzeyin altındaydı. 2022’de ise 1975’in bile gerisine düşmüş olacağız. Hani Hükümetin ikide bir de bahsettiği o karanlık yıllardaki düzeyden bahsediyorum!”

‘MİLLİ GELİR 2007’DEKİ DÜZEYİN ALTINA DÜŞTÜ’

“Türkiye’nin küresel üretim içindeki payının zaman içinde nasıl seyrettiğini grafikte görüyoruz. Yüzde 1’i ilk kez 2005 yılında aşmıştık. En yüksek değer ise enflasyonun düştüğü, 10 yıllık TL faizlerinin yüzde 6’ya gerilediği yıllarda sağlandı. Türkiye ekonomisinin küresel üretim içindeki payı, görece refah karışık mı geldi? Gelin daha basit bir ölçüye bakalım; kişi başına düşen milli gelir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmeden önce 10.700 USD idi. 2020’de 8.600 USD ile 2007’deki düzeyinin altına gerilemişti.”

‘EKONOMİYİ BÜYÜTTÜK SANDIĞINIZDA BİLE ASLINDA GERİ GİDİYORSUNUZ’

“2021’de 9 bin dolara yaklaşacak ama bu durumda bile, Küresel Krizin etkisinin en ağır yaşandığı 2009 düzeyine ulaşmış olmayacak. 2022’de Türkiye’nin GSYH’sı 10 trilyon TL’yi geçebilir ama paranın eriyen alım gücü yüzünden kişi başına milli gelir 2006’daki düzeyine gerileyecek. SONUÇ: Kısacası, ‘yatırım, üretim, istihdam…’ sloganda kaldı. Ekonomide istikrar ve öngörülebilirlik olmayınca ne yapsanız boş. Ekonomiyi büyüttük sandığınızda bile aslında geri gidiyorsunuz. Bu inattan vazgeçin. Akılla ve iktisat bilimi ile kavgaya son verin. Sağduyuya uyun.”
05 Ocak 2022 15:02
DİĞER HABERLER