AKP Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Bahçeli'nin Öcalan çağrısı, Özel'in erken seçim çağrısı, Anayasa'da değişiklik talepleri ve kayyum atamalarını Euronews Türkçe'ye değerlendirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrı, erken seçim talepleri ve son dönemde yapılan kayyım atamaları siyasetin ana gündemleri arasında.
Bahçeli, partisinin 27 Kasım'daki grup toplantısında daha önce Öcalan’a yaptığı çağrıları bir adım ileriye taşıyarak, "İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın bir an önce yapılmasını beklediklerini" söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş'a göre Bahçeli'nin Öcalan çıkışı, temsil ettiği misyon açısından önemli.
Mustafa Elitaş anayasa değişikliğine ilişkin tartışmalar, Bahçeli'nin Öcalan'a yaptığı çağrı, kayyım atamaları ve erken seçim taleplerine ilişkin euronews Türkçe'ye değerlendirmelerde bulundu.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tutuklu bulunan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan hakkındaki çağrılarına ilişkin olarak Elitaş, "40 yıldan fazla bir süredir vatandaşlarımızın canına kasteden terör örgütünün bitmesi, kardeş kavgasına dönüştürülmek için aranan fırsatı yok etmek için ne gerekiyorsa yapılması gerekir," dedi.
Bahçeli'nin yaptığı çağrının temsil ettiği misyon açısından çok önemli bir söylem olduğunu belirten Elitaş, "Bu söylemi birileri farklı noktalara çekerek siyasi rant elde etmeleri milli bir duruş şekli değildir. Türkiye'nin huzuru için söylenen bir söz olarak değerlendirmek herkes için önemlidir" diye konuştu.
Elitaş, DEM Parti ile İmralı görüşmesinde muhatabın devlet olduğunu belirterek, sürecin hangi aşamada olduğunu bilmediğini söyledi:
"Ancak Bahçeli'nin ilk çağrısına, hem dağdaki baronlardan hem Türkiye'deki DEM Parti'den aynı paralelde bir açıklama olduğunu gördük. Onlar İmralı'dakini tamamen dışlamış. O bu eylemlerin dışında diye. Terör eylemlerinin faaliyetlerinin devam edeceği yönünde bir mesaj iletmeye çalıştılar"
Elitaş, İmralı ile Ankara arasında bir görüşme yapılması ihtimaline ilişkin soruya, "O devletin yapacağı bir iştir. Ben 'mümkündür ya da 'mümkün değildir' diyemem. Bakılır, duruma göre değerlendirilir," diyerek yanıt verdi.
Yeni Anayasa için AK Parti ne öngörüyor?
Cumhuriyet tarihinde yapılan dört anayasadan ikisinin (1921-1924) parlamento tarafından diğer ikisinin ise askeri darbe ile hazırlandığını hatırlatan Mustafa Elitaş, mevcut 1982 Anayasası'nın Türkiye'nin sırtında bir yük olduğunu belirtti.
"21. yüzyılda, Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. yılının içerisinde bulunduğu dönemde darbe anayasasıyla idare edilmek kadar yanlış bir şey yoktur. Sırtımızda bir yüktür, sırtımızda bir kamburdur. Bu lekeden kurtulmak gerekir. 28. Dönem parlamentosu bu şerefli görevi yerine getirmek mecburiyetindedir. Bununla ilgili biz AKP olarak Meclis Başkanımız TBMM Başkanı olarak siyasi partilerle görüşmelerine devam ediyorlar."
Yeni anayasa çalışmaları için bütün ön yargıları bir tarafa bırakmak gerektiğini dile getiren Elitaş, "1982 darbesinin ortaya çıkardığı anayasadan kurtulmak için ne gerekiyorsa yapılması, demokrasiyi taçlandırmak adına en önemli adımlardan birisidir" dedi.
Mevcut anayasa maddelerinin çok kez değişime uğradığını hatırlatan Elitaş, "100'den fazla madde değişti ama adı hâlâ darbe anayasası. O darbe anayasasının ortadan kaldırılabilmesi için demokrasiye inanmış siyasi partilerin oturup azami müşterekle birleşerek bu kamburdan, bu lekeden Türkiye Cumhuriyeti'ni kurtarması gerekir. Bizim ettiğimiz gayret budur. Cumhuriyetin kurucusu olduğunu iddia eden bir siyasi partinin darbeyle ortaya çıkan bir anayasa ile idare edilmeyi içine nasıl sindiriyor bilmiyorum" diye konuştu.
'Sayın Cumhurbaşkanı'nın önünü açma anayasası gibi bir kanaatimiz yok'AKP Genel Başkan Vekili Elitaş, Devlet Bahçeli'nin "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem daha adaylığı doğaldır" ifadelerine atıfla sorulan AKP'nin Anayasa değişikliği isteğinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığının önünü açmak için olduğu iddialarını ise reddetti.
Anayasa değişiminin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dönem daha aday olmasına feda edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Elitaş şu sözleri dile getirdi:
"Sayın Bahçeli dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak bu yüzyılın ilk döneminde Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir dönem daha devam etmesini arzu ediyor. Benim de gönlümden geçen odur. Ama anayasa değişimini buna feda edecek durumda değiliz. Bu manada biz yepyeni bir anayasanın, demokratik bir anayasanın olması gerektiği kanaatindeyiz. Diğer siyasi partiler teklif ederse bakarız, o düşünülür ama şu anda öyle bir şeyimiz söz konusu değil."
Anayasa değişikliğinin, Erdoğan'ın bir dönem daha başkanlık yapabilmesi için iki dönem kuralının değiştirilme niyetiyle yapılmadığını ifade eden Elitaş, "Bu anayasa AKP'nin anayasası değil. Bu Cumhurbaşkanımızın bir dönem daha aday olması veya AKP'nin Sayın Cumhurbaşkanı'nın önünü açma anayasası gibi anlaşılıyor. Bizim öyle bir kanaatimiz, niyetimiz yok" diyerek iddialara yanıt verdi.
Anayasa'nın ilk dört maddesinin AKP'nin kırmızı çizgisi olduğunu ifade eden Elitaş sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim talep ettiğimiz anayasa demokratik ve ilk üç madde ile ilk üç maddenin değişmeyeceğiyle ilgili dördüncü madde bizim kırmızı çizgimiz olmak üzere Anayasa'yı değiştirmemiz gerektiğini ifade ediyoruz. Türkiye için ne lazımsa onu yapmamız gerekir."
"Biz apoletler gölgesinde yapılmış silahların veya top namlusunun gölgelediği bir şekilde oy verilmiş bir anayasayı 21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakıştırmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Yakışmayan bir giysiyi üzerimizden atıp, modern ve demokratik bir anayasa yapmak için uğraşıyoruz."
Öcalan çağrısı üzerinden DEM Parti ile Anayasa'yı geçirme iddiasıMustafa Elitaş, Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çağrılarının DEM Parti ile birlikte Anayasayı meclisten geçirme pazarlığı iddialarını ise kesin bir dille reddetti.
"AKP ve Cumhur İttifakı böyle spekülatif faaliyetlerde bulunmaz. Ona buna elma şekeri göstererek, 'Gel sana şunu vereyim, bunu yapayım, şu Anayasa'yı değiştir, sayın Cumhurbaşkanımızı bir kere daha seçtireyim' moduna girmez. 'Önce ülkem' der, ona göre hareket eder. Ülkenin menfaati neyse onun ilgili gayretlerini ortaya koyar ve yapar."
2012 yılında Meclis Başkanı Cemil Çiçek döneminde bir çalışma yapıldığını hatırlatan Elitaş, o çalışma üzerinden ilerlenebileceğini ifade etti.
"Orada 65-66 madde üzerinde uzlaşılmıştı. Şimdi 66 madde ve diğer maddelerde aynı kalmak üzere yeni bir anayasa parlamentodan geçirilebilir."
Anayasa'da değişiklik çalışmalarına ilişkin olarak Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un siyasi partilerle görüşmeye devam ettiğini belirten Elitaş, darbe anayasasından kurtulmak için parti olarak hazır olduklarını ifade etti.
"Meclis başkanımız siyasi parti genel başkanlarını ziyaret etti. Onlardan dönüşler ne aşamada bilmiyorum. Ama biz AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak darbe anayasası kamburunu üstümüzden atacak her türlü faaliyete hazır olduğumuzu ifade ediyoruz."
'Erken seçim çağrıyla değil, parlamento kararıyla olur'Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Başkanı Özgür Özel'in son dönemde yaptığı erken seçim çağrılarına ilişkin olarak da AKP'nin gündeminde erken seçim olmadığını ifade etti.
"Erken seçim çağrıyla olmuyor. Parlamentonun kararıyla oluyor. Cumhurbaşkanımız 28 Mayıs'tan itibaren 2028 yılının Mayıs ayına kadar milletten yetkiyi almıştır. O yetki çerçevesine görevine devam edecektir. Şu anda seçimlere 3,5 yıl civarında bir süre var. O süreyi sonuna kadar devam ettireceğiz."
"Sayın Özgür Özel '2025'te erken seçim yapalım, 2026'yı geçersen şöyle olmaz, bu teklifim şu ana kadardır' falan diyor... 2028 yılına kadar millet Sayın Cumhurbaşkanı'na bir net mühür vermiştir. O çerçevede de devam edecektir. Kararı da parlamento verir."
'31 Mart seçimlerindeki yalancı rüzgar'
AKP Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, CHP'nin 31 Mart'taki yerel seçimlerde birinci parti çıkmasını "yalancı bir rüzgarın verdiği uçurma hissi" olarak nitelendirdi.
Son dönemde sık sık seçim çağrısında bulunan CHP lideri Özel'in, [CHP Genel Başkanlık] koltuğunu sağlamlaştırmak için gündem değiştirmeye çalıştığını savunan Elitaş sözlerine şöyle devam etti:
"Sayın Özgür Özel neye dayanarak söylüyor? 31 seçimlerinde yalancı bir rüzgarın kanatlarına verdiği uçurma hissiyle ne yapacağıyla ilgili bunları herhalde o şekilde ifade etmeye çalışıyor. Önce Sayın Özgür Özel emanet oturduğu koltuğu sağlamlaştırsın. Çünkü şu anda ucunda zorla oturmaya çalıştığı koltuğu, altına koltuk verenler, her an çekebilir kaygısıyla farklı söylemlerle gündem değiştirmeye çalışıyor. Partisindeki yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Partisindeki yerini sağlamlaştırırken Türkiye'de bir kaos gündemi oluşturmaya fırsat vermemesi siyasi parti genel başkanlarının millete karşı görevidir"
Türkiye'de bir erken seçim ihtiyacı olup olmadığına ilişkin soruya ise Elitaş, "Biz beş yıl bu milletten yetkiyi almışız. O yetkiyi aldığımız güne kadar devam ettireceğiz. Millet eğer verdiği yetkiyi, 'Ya kusura bakmayın Sayın Özgür Özel böyle istiyor. Onun için gelin bunu böyle yapalım' dediğimiz zaman millete karşı yapılmış bir yanlış olur. Milletin verdiği iradeye karşı yapılmış saygısızlık olur. Bunun için erken seçim bizim gündemimizde konusu değil" diyerek yanıt verdi.
'Kayyım atanacağını bildikleri isimleri aday gösterdiler'
AKP Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Esenyurt Belediyesi'ne yapılan başta olmak üzere DEM Partili belediyelere yapılan kayyım atamalarına dair değerlendirmelerde bulunarak CHP ve DEM Parti'yi hedef aldı.
“Bakın şimdi PKK terör örgütü DEM Parti'nin beyin kodlarına girdiği için kendi iradesiyle değil, Kandil'in talimatlarıyla hareket ettiğinden dolayı görevden alınacak, mahkumiyetleri kesinleşecek kişileri aday gösterttiler ve kayyım atanması uygun adayları tespit ettiler. Siyasi bir kaos ortaya çıkabilmek için Güneydoğu'daki vatandaşlarımıza 'Bakın sizin iradenizle seçilen insanları görevden alıyor' dediler. Hakkari ve diğerleri de aynı örnek."
31 Mart'ya yapılan yerel seçimlerin ardından toplamda 1'i CHP, 6'sı DEM Parti belediyesi olmak üzere toplamda yedi belediye kayyım atandı.
İlk kayyım ataması, DEM Parti'nin Hakkari adayı olarak yüzde 48,92 oyla seçimi kazanan Mehmet Sıddık Akış'a yapılmıştı.
Ardından 30 Ekim'de CHP'nin adayı olarak Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilen Ahmet Özer, "PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandı. Esenyurt Belediyesi seçimlerin ardından kayyım atanan ikinci belediye oldu.
Bu olayı takiben 4 Kasım'da DEM Parti yönetimindeki Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa'nın Halfeti belediye başkanlarının Pazartesi günü görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanmasına karar verildi.
Son olarak ise 22 Kasım'da İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden uzaklaştırıldı ve yerlerine kayyım atandı.
Elitaş, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK terör örgütü üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanmasına ve yerine kayyım atanmasına ilişkin olarak sözlerine şöyle devam etti:
"Mesela Esenyurt'ta önce CHP'li bir aday vardı. O CHP'li adayı çektiler bir şer ittifakıyla ortaya koydukları şimdiki şahsı [Ahmet Özer'i] getirip Kandil'in adayını CHP'den aday gösterdiler. Olayın özü bu. Yani Hakkari'deki adamla Esenyurt'taki adamın bir farkı yok. Biri Cumhuriyet Halk Partisi şemsiyesi altında girmiş. Öbürü de DEM Parti şemsiyesi altında girmiş. Parti şemsiyesi değiştiği zaman terör örgütüyle irtibatı, iltisakı değişmiyor. Bunu bu şekilde değerlendirmek gerekir."
Elitaş, yerine kayyım atanan Ahmet Özer hakkında "Cumhuriyet Halk Partisi'ne sızdırılmış birisi" derken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Euronews Türkçe'ye Salı günü verdiği demeçte, yerine kayyım atanan Ahmet Özer'e ilişkin olarak şunları demişti:
"Ahmet Özer hiç DEM Parti üyesi olmadı. Biz kızıyla birlikte E-Devletini açtık, baktık. Özer 10-11 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyesi. Daha önce iki kere CHP'den milletvekili aday adaylığı başvurusunda bulunmuş bir akademisyen. Ahmet Özer’in suçsuzluğu ortada. Ancak iktidar, bu gibi operasyonlarla CHP belediyelerinin başarılarını gölgelemek ve halkın iradesini hiçe saymak istiyor."
CHP'nin böyle bir durumun olacağını bile bile "siyasi ajitasyon" yaptığını savunan Elitaş, "Buradan rant elde etmeye çalışıyorlar. Bir taraftan 'Terörle mücadele edecekseniz desteğiz' derken, öbür taraftan terör örgütünün tavsiye ettiği adayı kendi ambleminizle seçime sokarsanız bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu derler.
AKP Genel Başkan Vekili Elitaş, Cumhuriyet Halk Partisi seçmenlerine hitaben "partilerinin aday belirlemede yaptığı hataları iyi düşünmeleri gerektiğini" ifade etti.
"Yoksa 'Vay kayyım atandı, CHP'li belediyelere şunlar oldu' diye eylem yapmak bu millete karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır, vefasızlıktır. Onun için ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönetimine değil, oy veren vatandaşlarına seslenmek istiyorum. İyice araştırsınlar, incelesinler. Esenyurt Belediyesi için ilk adayı niye geri çektiler? Niye DEM Parti'nin veya Kandil'in tavsiye ettiği birisini aday olarak gösterdiler? Sayın Özgür Özel de bunun olacağını biliyordu. Sorarlarsa dürüstse böyle olacağını söyler."
Elitaş, Türkiye’nin huzuru ve güvenliği için bu tür önlemlerin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek, kayyım atamalarının yalnızca hukuki değil, ahlaki bir gereklilik olduğunu savundu.