Ak Parti’nin en önemli kurucularından biri olan ve uzun süre milli eğitim bakanlığı yapan ve hala partinin üyesi olan Hüseyin Çelik, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hakkında ciddi eleştirilerde bulundu. AKP’nin fabrika ayarlarına dönme düzelme ihtimalini zayıf gördüğünü belirten Çelik, secim yapılmayacak propagandasının psikolojik bir harekat olduğunu, şuanda meclisin Rus Duması’na benzediğini, AKP’deki hasbi kadrolarının yüzde 99’nın karar alma surecinde olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Türkiye'de yaşanan gidiş konusunda uyardığını belirten Hüseyin Çelik, Ali Yurtsever’in Youtube kanalındaki programında önemli açıklamalarda bulundu.
Seçimleri yaptırmazlar söyleminin psikolojik bir harekat olduğunu ve insanların da kendisini buna kaptırmaması gerektiğine dikkat çeken Çelik, “Türkiye'de seçimler çok kısa sürede yapılıyor ve çok kısa sürede sonuç alınabiliyor. Bana göre bu psikolojik bir harekattır. İnsanların da kendisini buna kaptırmaması gerekiyor. İsmet Paşa Garp Cephesi komutalıydı. İsmet Paşa cumhurbaşkanıydı İsmet Paşa yani işte kurucu unsurlardan birisiydi ama 50'de seçimi kaybettiği zaman gitmek zorunda kaldı. AK Parti İstanbul seçimini kaybettiği zaman bıraktı Ankara'yı kaybettiği Antalya'yı kaybettiği zaman da bıraktı.” ifadelerini kullandı.
Ak Parti’yi kuran kadronun şuan Erdoğan’nın yanında olmadığını belirten Çelik, “Bizim Ak Partiyi kurduğumuz ekip hasbi bir kadroydu. Ak Parti kurulurken Erdoğan'a ‘Eğer siz devlet adına millet üzerinden siyaset yapmaya devam edecekseniz ben yokum ama millet adına devlet nezdinde siyaset yapacak bir siyasi parti kurarsanız, ben ölümüne varım. Ancak bu Milli Selamet, Refah, Fazilet'in bir devamı mahiyetinde bir parti olmamalı. Demokratik değerler platformunda siyaset yapan bir parti olursa ben varım’ dedim. İlk defa Tayyip Bey ‘siz bize katılır mısınız’ diye sorduğunda şunu söyledim; bakın din üzerinden siyaset yapmak dini değerleri günlük siyaseti retori haline getirmek bizatih dini mübini İslama yapılabilecek en büyük hakaret ve haksızlıktır. Siz din üzerinden siyaset yapmaya devam edecek misiniz yoksa Demokratik değerler platformunda mı siyaset yapacaksınız. Bana şu cevabı verdi; ‘Tabiki Biz dil üzerinden siyaset yapmanın şahsımıza ailemize partimize ülkemize dinimize verdiği zararı gördük ve biz o gömleği çıkardık’ dedi. Benim AK Parti'nin kurucuları arasında yer almamın sebeplerinden birisi budur. Geldiğimiz yer itibariyle açıkçası ben AK Parti'nin gidişatında ciddi sıkıntılar olduğunu görüyorum. Şimdi yani bildiğiniz gibi demokrasi insan hakları özgürlükler ekonomi her alanda ciddi bir çöküş görünüyor şimdi bu eski hasbi kadronun maalesef şu anda %99'u karar alma süreçleri içerisinde değil yani partinin mensubu olarak devam etseler bile karar alma süreçlerinde değiller. Bu bugünün meselesi değil Sultan Abdülhamid kendisini padişah yapan bütün ekibi bertaraf etmiştir ortadan kaldırılmıştır. Atatürk milli mücadelede birlikte yola çıktığı ne kadar sivil ve askeri kanatta parlak şahsiyet varsa hepsini perişan etmiştir. Onları ya sürgüne göndermiştir ya hapse atmıştır ya da evinden çıkamaz hale getirmiştir. Rauf Orbay Amasya'dan itibaren yanındaki kişidir Efendim Sivas'ta Erzurum'da Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin başbakanıdır ama Cumhuriyet kurulduktan sonra Rauf Orbay hapis cezasında çarptırılmıştır yurt dışında olmasa yıllarca hapis yatacak Kazım Karabekir hapse atılmıştır. Ali Fuat Cebeyon sürgüne göndermiştir. İsmet ve Fevzi paşaların dışında bir Allah'ın kulu kalmamıştır. İsmet Paşa da 37'ye kadar tahammül etmiştir. 37'de onu alıp Celal Bayar’ı yerine getirmiştir. Eğer Atatürk 1938'de ölmeseydi İsmet Paşa'nın bırakın Cumhurbaşkanı olmasın bir daha başbakan olamazdı. Şu anda mekanizmanın içinde 53 kurucu milletvekilinden sıfır.” şeklinde konuştu.
ERDOĞAN’LA YAPTIĞIMIZ SON KONUŞMAMDA ENDİŞELERİMİ SÖYLEDİM
Erdoğan’a gidişatla ilgili endişelerini dile getirdiğini belirten Çelik, konuşmasını şöyle devam ettirdi; “Biz milletin devlet nezdindeki vekaletini üstlenmek üzere yola çıktık ama bugün geldiğimiz noktada üzülerek görüyorum ki artık AK Parti devlet partisi olma yoluna girmiştir. Yani benim de şu an hala üyesi bulunduğum AK Parti devletleşmiştir. Ben Sayın cumhurbaşkanına iki buçuk yıl kadar önce
bir görüşmem oldu ve gidişatla ilgili bütün endişelerimi de kendisiyle paylaştım ancak bir süre sonra insanlar Türkiye'de liderleri sadece tasdik etmekle kendileri mükellef kabul ediyorlar ve sadece liderin hoşuna gidecek şeyler söylüyorlar. Belki onlar da bunu tercih ediyor. Çünkü aykırı söz söyleyenler çoğu zaman kendini mekanizmanın dışında bulabiliyor
TÜRKİYE, İRAN, KORE, ÇİN CUMHURİYETİ GİBİDİR
Başkanlık sistemiyle de ilgili önemli örnekler veren Çelik, “Bizdeki başkanlık sistemini Amerika'daki başkanlık sistemi ile uzaktan yakından bir alakası yoktur. Beiden Türkiye büyükelçi atamak istediği
zaman 40 dereyi geçmesi gerekiyor. Bizde her şey bir imza ile oluyor. Türkiye cumhuriyet, Rusya cumhuriyet, Çin'de Cumhuriyet, Kuzey Kore'de, İsrail de, İran'da, Libya'da Irak'ta Cumhuriyet… Öyle değil mi Ama mesela İngiltere, Belçika, İspanya, İsveç, Norveç, Danimarka buralarda krallık. Şimdi Allah aşkına hangisi krallık hangisi demokrasi… Dolayısıyla isim ve resim önemli değil, mahiyet mana iç ve içerik önemli.”
Ekonomi konusunda yaşananlara ilginç bir örnek veren Çelik, Hükümete ‘Adaletle, hukukla, ahlakla ilgili sorular sorulunca ‘yollardan, köprülerden, tünellerden cevap veriliyor; “Ekonomi bugün iyi olur yarın kötü olur. Bizim parti eleştiriye uğradığı zaman bugünkü özellikle yüksek enflasyon vesaire hayat pahalı… Bunları dile getirenlere hemen ‘Ya kardeşim görmüyor musunuz işte yaptığımız duble yolları…’ Arkadaş hukuk devleti olmaktan çıktık, ‘Ya yaptığımız havaalanlarını görmüyor musunuz…’ Efendim düşünce özgürlüğü diye bir şey yok diyorsunuz, ‘E peki şehir hastanelerini görmüyor musunuz…’ Basın özgürlüğü diye bir şey yok ‘ya şu kadar zamanda baraj yaptık…” ben bu duruma ‘kardeşim matematik sorusuna coğrafya ile cevap verilmez’ dünyanın en büyük barajlarını en büyük havaalanlarını, en büyük otoyollarını, en büyük binalarını şu anda Çin yapıyor. 5 ayda Roma büyüklüğünde şehir inşa eder ama Çin yönetimi dünyanın en iğrenç yönetimidir. Dünyada altyapısı en iyi olan ülkeler komünist ülkelerdir. Eğer hukuk devleti yoksa eğer demokrasi yoksa eğer insan hakları yoksa eğer düşünce özgürlüğü yoksa eğer adalet yoksa o ülkede kusura bakmayın yaşanacak bir ülke olmaktan çıkar. Gücün adaleti her zaman zalimdir. Dolayısıyla şefkat yoksa, merhamet yoksa dürüstlük yoksa namussuzluk yoksa kamu malına karşı özen yoksa israf varsa siz orada bir İslami
hayattan İslami toplumdan söz edemezsiniz.”
KÖRLER MEMLEKETİNE ŞAŞILAR PADİŞAH OLUR
Türkiye’de hala AKP’ye nasıl yüzde 30 destek var sorusuna Çelik şu şekilde cevap verdi; “Türkçede güzel bir atasözü var diyor ki körler memleketine şaşılar padişah olur. Şimdi aslında Türkiye'de iktidara gelenler ve iktidarda kalanlar kendileri çok iyi olduğu için iktidar olup iktidarda kalmıyorlar rakipleri ve muhatapları iyi olmadığı için alıyorlar. Eğer Türkiye'de göz dolduran çok iyi organize bir muhalefet hareketi olsa bu deyişi bu tersinde olabilirdi. AK Parti döneminde sosyal devlet uygulamaları özellikle fakir geniş halk kitleleri ciddi manada bir karşılık bulmuştur bunu da göz ardı etmememiz gerekir.
KILIÇDAROĞLU'NUN HELALLEŞME ÇIKIŞINI DOĞRU BULUYORUM
Kılıçdaroğlu'nun helalleşme çıkışını doğru bulduğunu kaydeden Çelik şöyle devam etti; “Ben bu çıkışları çok doğru ve saygıdeğer buluyorum. Yani bir insan kendi partisi ile kendisi de geçmişte
hata yapabilir ama geldiği yer önemlidir. Şuan Meclis Rus Duması’na benzedi. Milletin etkisiz ve yetkisiz bir vekil olmak istemiyorum. Tarihini hiçbir döneminde meclisimiz bu kadar etkisiz ve yerkisaiz olmamıştır. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmayı demokrasiyle yönetilmeyi insan haklarının olduğu düşünce özgürlüğü olduğu, basın özgürlüğünün olduğu bir ülkeyi hak ediyoruz ama maalesef her seferinde bir arpa boyu iz gidiyoruz sonra tekrar gerisin geri aynı yere geliyoruz.”