Ali Ünal'dan Hz. Yusuf kıssalı mesaj

Ali Ünal'dan Hz. Yusuf kıssalı mesaj
Yazar Ali Ünal bugünkü köşe yazısında hizmetle ilgili çok samimi açıklamalarda bulunuyor...

Zaman Gazetesi yazarlarından Ali Ünal'ın bugünkü yazısı mutlaka okunması gereken yazılardan biri...Yaşadıklarından kesitlerle örneklendirdiği yazısı büyük samimiyet taşıyor. Ve kıssaların en güzeli olan Hz. Yusuf kıssası ve Sûresi'nden bir parça anlatıyor okuyucularına. Bu kıssaya ilişkin günümüzde yaşananlara değinmeden edemiyor.


İşte Ali Ünal'ın 'Zaman, Bugün, STV ve kardeşleri' isimli o yazısınının tamamı;

Hafızam beni yanıltıyorsa Allah affetsin, hayatımda kimseye dalkavukluk yaptığımı ve inanmadığım bir şeyi söylediğimi hatırlamıyorum.

1982 Nisan ? 1983 Kasım arası İran Başkonsolosluğu'nda iki başkonsolosla ?Muhammed Sermedî ve Muhammed Tahirî ? çalıştım ve her ikisiyle de bir meselede ciddî kavga ettim; “Eğer burası İran ulus devleti başkonsolosluğu ise bir şey demem, ama bir İslâm devletine aitse, burada sizin kadar benim de söz hakkım var.” dedim ve kavgasını yaptığım meseleyi Tahirî Bey kabul etti.  Kâmil bir âlim-i mürşid olarak itimat ettiğim Hocaefendi'ye dahi “Hocam, kusuruma bakmayın; ben, başka zeminlerde yetiştim; sizin söylediklerinize de kalben tam mutmain oluncaya kadar her zaman hemen katılamayabilirim.” dediğimi hatırlıyorum. Çalıştığım Nil Yayınları'nda yönetimle iki defa ipleri koparacak hale geldim ve her iki defada da önceki yıllarımda çalıştığım bir yayıneviyle görüşmek üzere evden çıktım; bir defasında bir saate yakın beklememe rağmen belediye otobüsü gelmeyince geri döndüm. Diğerinde bekâr olan yayınevi sahibinin kaldığı eve vardım; evde yoktu; gelmesini beklerken âdeta boğazım mengeneyle sıkılıyormuşçasına bir hal içinde öleceğim diye kendimi dışarı dar attım. Kemalince hamdolsun, Allah, Hizmet'ten kopmaktan kurtardı.

18 yıldır Zaman'da haftada bir yazmaya çalışıyorum. Zaman'ın bütün yayınlarını bu süre içinde hep tasvip mi ettim? Hayır! 2006'da Cemal Kalyoncu Bey'in fakirle yaptığı röportaj Zaman'ın 20. yılı münasebetiyle çıkan kitapta noktası virgülüne yayımlandı; orada söylediklerimin yarıdan fazlası eleştiridir. Yine, sanırım 2007 yılıydı. Ahmet Taşgetiren'den bir telefon aldım. Yeni Şafak'tan çıkarılmıştı. O tarihte sıcak gündem olan AB'ye üyeliğimiz konusundaki yazılarımdan dolayı tebrik ediyor ve fakirle görüşmek istiyordu. Görüşmemizde “Sizin yazılarınızı takip ediyorum. Zaman'ın yayın politikasıyla tam uyumlu değilsiniz.” dedi. Şöyle cevap verdim: “Ben, bir ferdim; fert olarak doğruyu yapmaya çalışırım. Fakat Zaman, STV, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı birer müessesedir ve birer vitrindir. Fertteki ile vitrindekilerin bazı hususlarda farklı olması gayet normaldir.”

Doğrudan Zaman ve STV hakkında şimdiye kadar övücü bir yazı yazmadım ve Zaman'ın abone kampanyalarında da bulunmadım. Fakat bu, Zaman'ın, Bugün'ün, STV'nin, kardeş kanalların, Aksiyon'un yayınlarını tasvip etmiyorum manâsına gelmez. Çalışma yerim ve saham farklı; kafamda bazı meselelerde ve yayınlarda farklı yaklaşımlarımın olması da gayet normaldir. Kolay kabullenen ve takdir eden bir insan değilim, ama bütün samimiyetimle itiraf ederim ki, Zaman ve STV, bilhassa bu ülkeye ne zaman yeni bir “deli gömleği” giydirilmeye kalkışılsa hep cesaretle karşı koymuş ve ülkenin meselelerinde her zaman doğru veya doğruya en yakın yerde durmuştur. Bilhassa şu son süreçte Zaman, 30 yıla yaklaşan yayın hayatında kanaat-i acizanemce en doğru ve en kahraman bir pozisyonda bulunuyor. Allah (c.c.), emeği geçenlerin hepsinden razı olsun.

Sâdık rüya, kıssaların en güzeli olan Hz. Yusuf kıssası ve Sûresi'nin ana zeminini teşkil eder. Hadis-i şerifte de, büyük müfessirimiz Elmalılı Hamdi Yazır'ın Şûra Sûresi'nin tefsirinde de zikrettiği gibi,

“Vahiy kesildi, ancak mübeşşirat (müjdeler) kaldı. Mübeşşirat da mü'minin rüyasıdır.” buyrulur. Fakir'e şahsen tanımadığım iki bacıdan Zaman'la ilgili iki rüya intikal etti: Biri şöyle: “Türkiye, her tarafından depremlerle sarsılıyor. Fakat Hizmet'teki abiler bir kenarda dua ediyorlar, onların hepsi Zaman okuyucusuymuş.” Diğeri de şöyle: “Türkiye'nin her tarafına semadan ateşler yağıyor. Zaman Gazetesi Hizmet mensuplarının ellerinde şemsiye olmuş ve o şemsiyelerle ateşlerden korunuyorlar.”

İki rüya da, vâkıa mutabık ve dolayısıyla sâdık görünüyor. Zaman, Bugün, Aksiyon, STV, kardeş kanalları, Irmak TV, Bugün TV'ye Allah (c.c.), Türkiye'nin ve İslâm'ın şu önemli virajında çok büyük hizmetler yaptırıyor. Bu hizmet kervanına muhakkak destek olmak ve katılmak gerekiyor.


13 Ekim 2014 09:04
DİĞER HABERLER