Doğalgaz dağıtım şirketi Başkentgaz’ın, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na 7 milyon 925 bin dolar bağışladığının ortaya çıkması sonrasında Alman hükümetinin Kızılay'a desteğinin de ülkede sorgulanmaya başlandığı ifade edildi.
Türkiye’de doğalgaz dağıtım şirketi Başkentgaz’ın, Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na 7 milyon 925 bin dolar bağışladığının ortaya çıkması Almanya’da Kızılay hakkında Federal Meclis'e soru önergesi verilmesine neden oldu. Muhalefetteki Sol Parti, Alman hükümeti ile Avrupa Birliği’nin Kızılay’a verdiği maddi destek, adı çocuk istismarı skandalına karışan Ensar Vakfı ile Kızılay’ın bağlantısına Alman hükümetinin bakışı, Türgev ve TURKEN Vakıfları ile işbirliği konularında sorular yöneltti.
Deutsche Welle Türkçe'den Elmas Topçu'nun haberine göre Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke’nin yönelttiği önergeye cevapta Alman hükümeti, Kızılay ile yapılan işbirliği çerçevesinde kuruluşa Almanya’nın 463 bin 844 bin euro yardım taahhüdünde bulunduğu belirtildi. DW Türkçe'nin ulaştığı yanıta göre başta Suriyeli, Iraklı ve Afgan sığınmacılar gelmek üzere Türkiye’deki göçmenlere hukuki danışmanlık, psikososyal destek ve benzeri hizmetlerde kullanılması öngörülen yardımın ilk taksidi olan 132 bin euronun 30 Kasım 2019’da Kızılay’a aktarıldığı bildirildi. 112 bin 858 euro olan ikinci taksidin ise 11 Mart 2020’de yollandığı kaydedildi. Geri kalan miktarın da sene sonuna kadar iki taksitle havale edileceği, bütçeden 46 bin 390 euronun ise projenin değerlendirmesi tamamlandıktan sonra ödeneceği ifade edildi.
Alman hükümeti, Kızılay ile yapılan işbirliği çerçevesinde öngörülen yardımın maddi denetiminin Almanya Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) tarafından yapıldığını, bin euroyu aşan her harcamanın belgelenmesi kuralının geçerli olduğunu hatırlattı.
Avrupa Birliği’nden 1 milyar 600 milyon yardım
Önergeye Alman hükümetinin verdiği cevapta, Kızılay’ın Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların temel ihtiyaçları ile çocukların okula gitmesini destekleyen iki nakit yardım programına dahil olduğu belirtildi. Buna ilişkin desteğin Dünya Gıda Programı ve Mart 2020’den itibaren de Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi üzerinden Türk Kızılay’ına aktarıldığı bildirildi.
Kızılay’ın Halk Bankası aracılığıyla yürüttüğü proje için şimdiye kadar 1 milyar 600 milyon euro kullandığı kaydedildi. Ayrıca Avrupa Birliği’nin Danish Refugee Council kapsamında da Türk Kızılayı'na 32 milyon 400 bin euro aktardığı vurgulandı.
Sol Parti taciz davasını da sordu
Alman hükümetine Kızılay hakkındaki önergeyi yönelten Sol Partili miletvekili Ulla Jelpke, Kızılay’ın Ensar Vakfı bağlantılı olduğu iddia edilen çocuk yurtlarında yaşanan istismar olayını hatırlatıp Berlin’in bu tür olaylara bakışını da sordu.
Federal hükümet, çocukların cinsel istismar ve şiddetten korunmasının büyük önem arz ettiğine, bunun işbirliği yapılan kurum ve kuruluşlardan da beklendiğine vurgu yaptı. Alman hükümeti, ayrıca proje partnerlerinin, hatalı davranışları, cinsel istismar ve kötü maumeleyi Almanya Dışişleri Bakanlığı’na derhal bildirmekle yükümlü olduğunun da altını çizdi. İhlaller halinde Almanya‘nın projeleri sonlandırma hakkını saklı tuttuğu da belirtildi. Ayrıca "Alman hükümeti ile Ensar Vakfı arasında herhangi bir işbirliği bulunmamaktadır" ifadesi yer aldı.
Türgev ve TURKEN'le işbirliği
Ulla Jelpke, Federal hükümete Ensar Vakfı dışında Türgev ve TURKEN Vakıfları ile işbirliği yapılıp yapılmadığını da sordu. Alman hükümeti ise cevabında, söz konusu vakıflarla 2010 yılından bu yana işbirliği yapılmadığını ve maddi destek de verilmediğini kaydetti. Hükümet, adı geçen Türkiye vakıflarına ilişkin yolsuzluk ve vergi kaçırma suçlamalarını takip de ettiğini, ayrıca söz konusu vakıflarda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ile oğlu Bilal Erdoğan’ın yönetici konumunda olduğunu bildiğini de belirtti.
Jelpke, Alman hükümetinin Türk Kızılayı ile işbirliğini sonlandırmasını talep ediyor. Berlin hükümetinin Kızılay’daki yolsuzluk ve karanlık vakıflarla bağlantıları görmezden gelerek ödemelere devam ettiğini ileri süren Jelpke, aksi takdirde Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB’yi yeniden mültecilerle tehdit edeceğinin bilindiğini söylüyor.
Sol Partili vekil Jelpke, ayrıca Suriyeli sığınmacılar için verilen Alman veya AB yardımlarının Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolündeki bölgeye aktarılıp aktarılmadığını, Kızılay’a verilen yardımlarla da bunun yaşanıp yaşanmadığının nasıl denetleneceğini de soruyor.
Alman hükümeti ise hem ülkenin selameti hem de istihbaratların çalışma yöntemleri ile metotlarınının gizliliği ilkesine dayanarak bu soruya açıktan cevap verilemeyeceğini bildiriyor.
Kızılay DW’nin mülakat talebine cevap vermedi
Ocak ayında Gazetta9 adlı haber sitesinde, 27.12.2017 tarihinde Başkentgaz’ın Kızılay’a 8 milyon dolar aktardığı, Kızılay’ın da bunun 7 milyon 925 bin dolarını Ensar Vakfı’na naklettiği ileri sürüldü. Haberin ardından Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, söz konusu para trafiğini doğruladı ancak bunun vergi kaçırma amaçlı olduğu suçlamalarını reddetti. Kınık, şartlı bağış olduğunu belirttiği hareketliliği “Vergi kaçırmak başka, vergiden kaçınmak başka" cümlesiyle savundu.
DW Türkçe, Almanya’da soru önergesine konu olan Kızılay’a mülakat başvurusunda bulundu ve Almanya ile Kızılay ve AB ile Kızılay arasındaki projeleri, Başkentgaz’ın bağış olduğu söylenen yardımı neden Kızılay üzerinden yaptığını ve doğrudan Ensar Vakfı'na yollamadığını, benzer şekilde Kızılay üzerinden başka hangi vakıflara, ne kadar yardım aktarıldığını ve yasalara uygun olduğu söylenen bu işlemin hangi düzenlemeye dayandığını sordu. 2 Şubat 2009 tarihli bakanlar kurulunda kabul edilen Kızılay tüzüğünde bu tür para trafiğini düzenleyen bir madde bulunmuyor. Kızılay, DW Türkçe’nin mülakat başvurusunun ulaştığını teyit ederken, sorularına cevap vermedi.