Alman siyasetçiler referandum sonrasında Türkiye'de demokrasinin gerilemesinden kaygı duyuyor. Yeşiller partisinden Trittin, "evet" çıkması durumunda Türkiye’de demokrasi ve hukuk devletinin sonu olabileceğini savundu.
Alman siyasetçiler, Türkiye'de anayasa değişikliği referandumunda halkın çoğunun başkanlık sistemini onaylaması halinde Türkiye'de demokrasinin gerilemesinden endişe ediyor.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili milletvekili Wolfgang Bosbach, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'in isteği üzerine hayata geçirilen referandumun başarısızlıkla sonuçlanmasını dilediğini ifade etti. Bosbach, Saarbrücker Nachrichten gazetesine yaptığı açıklamada, "ancak böyle bir durumda da Türkiye'deki gerginliğin sona ermemesinden ve Almanya'daki Türk kökenliler arasındaki bölünmenin süreceğinden kaygı duyduğunu” belirtti. Bosbach, bu şekilde "ne yazık ki çoğunlukla şiddet içeren bu tür siyasi anlaşmazlıkların Almanya'ya taşındığı” konusunda uyarıda bulundu.
Alman Meclisi Sosyal Demokrat Parti (SPD) Grubu Savunma Politikaları Sözcüsü Rainer Arnold ise referandumun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği şekilde sonuçlanması halinde NATO açısından yaşanabilecek olası sıkıntılara işaret etti. Arnold, "bu durumda jeostratejik açıdan önemli bir ortak olan Türkiye'nin giderek Batılı değerlerden uzaklaşabileceğini” savundu.
Muhalefet de endişeli
Muhalefetteki Yeşiller partisi milletvekili Jürgen Trittin bu referandum sonucunda "demokrasi veya diktatörlüğün söz konusu” olduğunu belirtti. Trittin, eğer "evet” diyenler kazanırsa, bunun "Türkiye'de demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinin geçici olarak sonu” olacağını belirterek, bu durumda "Ankara ile ilişkilerin tamamen yeniden şekillenmesi” gerektiğini ifade etti. Trittin, Alman federal hükümetine de çağrıda bulunarak, böyle bir durumda Türkiye'ye silah ihracatının durdurulmasını talep etti.
Sol Parti milletvekili Gregor Gysi ise referandumda usulsüzlük yapılmasından duyduğu kaygıları dile getirdi. Gysi, Erdoğan'ın "despotluk getirecek başkanlık sistemini halkın çoğu onaylamış olsa bile gerçekte çoğunluğun buna karşı olabileceği” yönünde endişeler bulunduğunu ifade etti. Gysi, "Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde uluslararası seçim gözlemcilerine izin verilmemesinin” bunun bir işareti olduğunu belirtti.
(DW)