Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon, ülkemizdeyse 140 bin kişi inme (felç) geçiriyor. Avrupa Parlamentosu girişimi Stroke Alliance For Europe (SAFE-Avrupa İnme Birliği) 2035’te sadece kıtada yılda 3 milyon insanın inme geçireceğini öngörüyor.
İnme ani gelişen felç olarak tanımlanıyor. Beyin damar hastalıkları nedeniyle oluşuyor. Olguların yaklaşık yüzde 85’i damarların tıkanması, geri kalan yüzde 15’iyse beyin kanamalarına yol açan, anevrizma (baloncuk) gibi hastalıklar veya yüksek tansiyon kanamalarından kaynaklanıyor. Kadınlarda daha sık görülüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu raporlarına göre 2021’de kaydedilen 565 bin 594 ölümün yüzde 18.9’u beyin damar hastalıkları kökenli. Erişkinlerde kalp hastalıkları ve kanserden sonra inme dünyanın en büyük ‘katil’lerinden. Sakat/yatağa bağımlı veya bakıma muhtaç yaşamınsa bir numaralı sebebi.
SAFE’nin hesaplarına göre Avrupa’da her yıl 750 binden fazla kişi inme geçirecek. Dakikada birden fazla inme demek bu. Yine SAFE’nin son raporlarına göre Avrupa’da hem inme hem de inmeden kurtulanların sayısı artacak. Bu ekonomik etkisinin de artacağı anlamına geliyor. İnme bakımının toplam maliyeti (sağlık bakımı, sosyal bakım, resmi olmayan bakım ve üretkenlik kayıpları) 2017’de 60 milyar avroydu. İnmeyi önleme, tedavi ve rehabilitasyona yatırım yapılmazsa Avrupa’da felç bakımının gelecekteki maliyeti 2040’ta 86 milyar avroya çıkabilir.
MedicalPark Florya Hastanesi’nden girişimsel radyoloji uzmanı Prof. Dr. Serdar Geyik’le inmeyi konuştuk. İnme, sıklığının yüksek ve bakıma muhtaç bırakabilmesi bakımından sadece önemli bir sağlık sorunu değil. Aynı zamandan önemli bir sosyal sorun. Geyik, “Bu nedenle ülkelerin ulusal inme politikası geliştirmesi gerekiyor” dedi.
En yakın hastaneye değil, en yakın inme merkezine yönlendirilmeli
Beyin damarları, tıpkı ağacın dalları gibi, çap olarak büyükten küçüğe doğru inceliyor. İnmeye neden tıkanıklıklar büyük veya küçük damarlarda olabileceği gibi kılcal damar seviyesinde de gelişebiliyor. Geyik, “Ani gelişen felçlerde büyük-orta damarların tıkanması olası olduğundan tedavi için dakika bile kaybedilmemeli. Hastaların en yakın hastaneye değil, en yakın inme merkezine yönlendirilmesinin hayati önemi var” dedi.
İnme sırasında, vücudun bir tarafında, aniden ve daha önce olmayan, kuvvetsizlik, kol ve bacakları hareket ettirememe, uyuşma ve karıncalanma, bozuk konuşma, geçici körlük ya da çift görme ve dengesizlik olabilir. Daha da önemlisi, inme gece uykuda bile gerçekleşebilir. Uykuya yatan bir insan, uykusunda inme geçirerek, felç halinde uyanabilir. Tüm bunlar veya bir kısmının gerçekleşmesi halinde, mutlaka inme den şüphe edilmeli ve hiç vakit kaybetmeden en yakın acil servise başvurulmalıdır.
Çünkü inme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalı. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar.
İlk birinci saat, ‘altın saat‘
Türkiye’de yılda 150 bine yakın inme geçirildiğini yukarıda yazmıştık. 15 bin de trombektomi (kan pıhtısının çıkarılması) adayı hasta bulunuyor. Ancak, pıhtının çıkarılması gereken hastalardan kaçının bu tedaviye ulaşabildiği bilinmiyor.
İnmede altın saat, ilk birinci saat. Damar tıkanıklığı durumunda her bir dakikada yaklaşık 1.9 milyon sinir hücresi ölüyor. Zaman bu nedenle önemli. Bu aralıkta tedavi ve normal yaşama dönüş şansı en yüksek. Ancak bu pencereyi yakalamak bugün için çok zor. Geyik, “Pıhtı çıkarılması işleminin 24 saate kadar etkinliği kanıtlandı ve uygulanıyor da” dedi.
İnmeyi tamamen önlemek mümkün değil. Ancak chek-up ve rutin kontrollerde risk altındakiler saptanabiliyor. Geyik, “Bu yolla inme sayısı azaltılabilir. Bunun için en doğrusu inme merkezi polikliniklerine başvurulması. İnme merkezine ulaşılamıyorsa nöroloji polikliniklerine başvurulabilir” dedi.
Üç ana kaynak var
Peki felç nasıl oluşuyor? Malum beyin, vücudun komuta merkezi. Normal hareketlerimizi yapabilmemiz sağlıklı bir beyinle mümkün. Beyin dokusu beslenmek için yüksek miktarda kan akımı ve kan akımını sağlayacak damarlara ihtiyaç duyar. İnmeyse beyin damarlarının tıkanması sonucunda oluşur. Bundan sonra, sırasıyla, beyin dokusunun kanlanması ve işleyişi bozulur. Beyin, kendisinde oluşan hasar nedeniyle, vücuda komuta edemez hale geldiğinden ortaya felç tablosu çıkar. Beyin damarına gelen pıhtının kaynağı, şah damarından, beyin damarlarının kendisinden veya kalpten köken alabilir. Geyik, “Pıhtının nereden kaynaklandığı inme tedavisi sırasında önemli değil. Önemli olan tıkanan beyin damarını açabilmek” dedi.
Hızlı tedavi erken düzelme demek
Çok önemli olduğu için bir kez daha tekrarlayalım. İnme tedavisi mümkün olan en kısa sürede yapılmalı. Beyin damarı tıkandığında, beyin dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasar bekledikçe daha da genişler. Tıkanan damar büyük olduğunda ve süre uzadığında beyin hasarı artar. Biran önce damarın açılmasıysa tüm bunları engelleyerek beyin dokusunda oluşan hasarın genişlemesinin önüne geçer. Geyik şöyle devam etti: “Beyin dokusunda, inme nedeniyle oluşan hasarı, ne kadar kısıtlı tutabilirsek o derece erken ve hızlı düzelme sağlayabiliriz. Bu nedenle, inme söz konusu olduğunda, hızlı tedavi erken ve hızlı düzelme demektir.”
Müdahale ekibi de hızlı olmak zorunda
İnme tedavisinde etkin olabilmek için, süratle tanıyı koyabilecek ve yüksek teknik başarı ile pıhtı çıkarma işlemi uygulayabilecek bir ekibe ihtiyaç var. ‘Zaman beyindir‘ ve zamana karşı yarış halinde, uygun tedavinin verilmesi ancak 7/24 saat prensibiyle hareket eden inme merkezleri organize etmekle mümkün. Bu merkezlerde, hekim, teknisyen ve hemşireler mesai kavramı olmadan gece gündüz çalışıyor. Nörolojik bilimler birlikteliği inme merkezlerinin olmazsa olmaz kuralı. Bunun için, inme konusunda uzmanlaşmış bir nöroloji hekimi ile beyin görüntülemesi, beyin anjiyografisi ve pıhtı çıkarma işlemi uygulayacak girişimsel nöroradyoloji hekimi ve ihtiyaç halinde cerrahi yapabilecek bir beyin cerrahının birlikte aynı ekipte olması hayati önemde. Geyik, “İnme tedavisinde başarı için, sağlık ekipleri de organize, hızlı ve işbirliğine açık olmalı” diyerek ekip çalışmasının önemini vurguladı.
İlk 4.5 saatte ilaç yetebiliyor
Acil inme tedavisinde amaç damarı tıkayan pıhtının ortadan kaldırılması. Bunun için iki temel yöntem var. Biri pıhtı eritici ilaçların damar yoluyla verilerek (tromboliz tedavisi) pıhtının erimesini beklenmek. İkincisiyse son yıllarda giderek artan teknolojik yenilikler barındıran, anjiyografik pıhtı çıkarma işlemleri (trombektomi). Bu uygulamalar birbirine alternatif değil. Aksine, birbirlerini tamamlayıcı ve başarı arttırıcı olarak kullanılıyor. Pıhtı eritici ile tedavi ilk dört buçuk saatte hastaneye ulaşan hastalara uygulanır. Bu süreden sonra gelenlere uygulanmaz.
Trombektomi, anjiyo yapılarak tıkanan beyin damarının bulunması ve özel aletler ile pıhtının çıkarılması işlemi. Bu yöntem tıbbın en önemli buluşlarından birisi. Geyik şöyle anlatıyor: “İlk altı saatte uygulanan anjiyografik pıhtı çıkarma tedavisi o denli yararlı ki tedavi edilen üç hastanın biri tamamen eski hayatına dönüyor. Bu tıpta nadir görülen bir durum. Son 20-25 yılda tıpta benzer güçte sonuçları olan ve yarara yol açan bir tedavi yöntemi yok. Bu modern damar açıcı tedaviler sonucu hastalar olayın ilk saatleri içinde tedavi edildiklerinde, inme belirtileri tümüyle o anda gerileyebiliyor ve hasta eski haline dönebiliyor.“
Kasık damarından girilip beyin damarına ulaşılıyor!
Beyin damarına, kasıktaki ana damardan girilerek anjiyo cihazı kullanılarak ulaşılıyor. Vücuttaki damarlar bir boru sistemi gibi birbirlerine bağlı. Dolayısıyla kasık damarından girildiğinde, beyin damarına ulaşmak mümkün. Bunun için kateter denilen tüp borular kullanılıyor. Bu cihazlar anjiyo ekranında görünüyor. Anjiyo yapan doktor, damar içine verdiği renkli ilaç ve bu tüpleri, cihazın ekranında görerek beyin damarına ilerliyor. Daha sonra beyin damarları için tasarlanan daha küçük kateterlerle pıhtı olan damar bulunuyor ve özel çıkartıcı araçlarla pıhtı alınıyor. Geyik, “Elbette bu işlem, hiç kolay değil. Beyin damarını ve ilintili hastalıkları bilen deneyimli, uzman ve yetenekleri hekimlere ihtiyaç var. Ayrıca nöroradyoloji ve nöroloji işbirliği çok önemli” dedi.
Doktor olmayan bir kişi inmeyi nasıl fark edebilir?
Evet tanıyabilir. Çünkü inmeden şüphe etmek çok kolay. Dudakları ve yüzünde kayma olmuşsa, bir kolu ve bacağı tutmuyorsa, konuşması bozuk veya görmede kayıp yani geçici körlük olmuşsa inmeden şüphe edilir. Geyik, “Önemli olan inme olasılığından şüphe edilmesi ve bu durumda bir dakika bile gecikmeden en yakın acil servise ulaşılması” diye hatırlattı ve ekledi: “Ayağa kalkmaya çalıştığı halde kalkamıyor veya ayaktayken düşüyorsa, kollarını havaya kaldıramıyorsa, kelimeler ağzından düzgün çıkmıyorsa ya da düzgün cümleler kuramıyorsa felç geçiriyor demektir.“
İnme tekrarlayabilir
İnme maalesef tekrarlayabilir. Damar hastalıkları kronik ve ilerleyici özelliğe sahip. Risk faktörleri sürdükçe tekrarlama riski de doğal oluyor. Şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları, sigara kullanımı en önemli risk faktörleri. Tedaviyle risk faktörlerinin kontrol altına alınması inme riskini önemli oranda azaltır ama tamamen ortadan kaldırmaz.
Geyik inmeye yol açan büyük damar tıkanıklıklarının yaklaşık yüzde 20’sinin şah damarının tıkanmasıyla ortaya çıktığını söyledi: “Şah damarı darlıkları, geçici inme atakları şeklinde önceden bulgu verebilir. Hastalar bunları görmezden gelmemeli. Çünkü geçici inme atakları daha büyük olanların habercisi gibi. Görme bozukluğu, el-kol ve bacaklarda kuvvet kaybı, konuşma bozukluğu yaşayan ama kısa sürede bu şikayetleri gerileyen ya da ortadan kaybolanlar geçici inme olduğunu bilmesi ve hızlıca inme merkezine gitmeleri gerektiğini öğrenmeli.“
Kalp doktoruna gitmek kalp krizinden korur ama inmeden korumaz!
Geyik, kalp damarlarında sorun olan herkesin bir kere en azından inme merkezinde görülmesi halinde bu kontrollerin hepsinin yapılacağını belirtti: “Kalp doktoruna gitmek kalp krizinden koruyabilir ancak inmeden korumaz. Biri kalp diğeri beyin çok farklı organ ve disiplinler bunlar. Halkımız bu yanlıştan da dönmeli. Şah damarı hastalıkları mutlaka inme merkezlerinde değerlendirilmeli. Bu darlıkların stentle tedavisi, eğitimli girişimsel nöroradyoloji hekimleri tarafından yapılmalı.“