Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimleri yaklaşırken; propaganda faaliyetlerinde din teması ağırlık kazanmaya başladı.
Demokrat partililer, iktidardaki muhafazakâr Cumhuriyetçi Parti’nin yerine geçebilmek için dindarların oylarını alma gayreti içine girdi.
Demokrat başkan adayları Hillary Clinton, Barack Obama ve John Edwards’ın konuşmalarında dinî temaların öne çıktığı görülüyor. Kampanyalarında uzman din adamlarına görev veren adaylar kilise ve dinî gruplarla sıcak ilişkiler kuruyor. Time Dergisi, ABD siyasetindeki bu önemli değişimi kapağına taşıdı. Dindar kimliği öne çıkarma projesinde Obama, diğer adaylara nazaran işi biraz daha ilerletti gibi: “Tanrı’nın elini ruhumda hissettim. O’na teslim oldum. Kendimi O’nun gerçeğini aramaya adadım.” Hillary Clinton da bir konuşmasında evlilik hayatındaki problemleri imanı sayesinde aştığını anlattı. Demokratlar kurdukları ‘faithfuldemocrats.com’ adlı sitede, Amerikalıları “inançlarına sadakat için” Cumhuriyetçi Parti’ye oy verme mecburiyetleri bulunmadığına inandırmaya çabalıyor. Demokrat Parti eski Genel Başkanı David Wilhelm, partisinin Hıristiyanlık diniyle uyumsuzluk yaşamadığını vurgulamaya çalışıyor. Bütün propagandaların ortak amacı, “Demokratlar, din ve dindarların dostu değildir.” görüşünü silmek. Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili başkanı Nancy Pelosi de bu gayretlere destek veriyor. Kongre’de ‘kök hücre araştırmalarını onaylayan kanun’ görüşülürken, Pelosi’nin sık sık “bilim Allah’ın insanlığa hediyesi” sözünü tekrarlaması dikkatleri çekti. Time-Pulsar’ın 10-13 Mayıs 2007 tarihli araştırmasında ulaşılan ilginç sonuçlardan biri de şöyle: Cumhuriyetçi seçmenlerin yüzde 62’si, Demokratların ise yüzde 58’si, “ABD Başkanı karar alırken dinî rehber kullanabilir” görüşünde.
AKSİYON