İstanbul Mimarlar Odası, altıncısını düzenlediği ‘Ayın Konuğu' programında önceki gün anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nu ağırladı.
100'e yakın katılımcının takip ettiği organizasyonda Kaboğlu “Hukuk devletinde hakların etkili kullanımı ve genel seçim değerlendirmesi” başlıklı bir seminer verdi. Son yıllarda yaşanan hukuk ihlallerini, ‘demoskratos'un demosu düşmüştür geriye kratos'u kalmıştır. Kratos da tek kişide tecelli etmiştir.' şeklinde değerlendiren ünlü hukukçu, seçim sonuçları ile birlikte, ivedi bir şekilde, hakların etkin kullanımına ve yargının bağımsızlığına geri dönülmesi gerektiğini söyledi. Anayasa'nın öncelikle yasama, yürütme ve yargı organlarını bağladığına vurgu yapan Kaboğlu, seçim öncesi propagandalarda halka, sanki ‘bu kurumlar anayasadan muafmış izlenimi' verildiğini ifade etti. Siyasetin kirden yargı sayesinde arındırılabileceğinin altını çizerken, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarını örtmek adına yapılanların hukuk yoluyla demokrasiyi kapattığını aktardı. Bu durumun 12 Eylül sürecinden daha derin yaralar açtığını ve açacağını belirtti. İş işten geçmeden bir şeyler yapmak gerektiğini dile getiren Kaboğlu, “Kenan Evren musalla taşına konulduğunda, 35 yıl sonra ‘ne kötü bir diktatördü' demenin âlemi yok.” dedi.
7 Haziran seçimleri öncesi ve sonrası yaşananların siyasi analizini yapan Kaboğlu, Anayasa'yı ihlal tartışmalarına değindi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın mitingler yapmak suretiyle Anayasa'yı ihlal ettiğini şu sözlerle eleştirdi: “Kendisi terleyen biri olacağım, dedi. Teri bizi ilgilendirmiyor. Bizi anayasa ilgilendiriyor. Terleyen biri olmak istemesi anayasa dışı hareket etmesi hakkını tanımıyor. Anayasanın, kendi bekçiliğini yapma konumuna koyduğu birinin, seçim mitingi yapmak suretiyle yasayı ihlal edeceği düşünülememiş.”
Kaboğlu, seçim sonuçlarının en az yüzde 60'a umut verdiğini ifade ettikten sonra, sonuçları olumluya devşirmek adına yüzde 60'ın daha hızlı bir şekilde haklarını etkin kullanması gerektiğini kaydetti. Seçimlerden önce iktidarın, toplumu ‘Başkanlık mı parlementer sistem mi?' tartışmasına sürüklerken, yargının bağımısızlığının kaybolduğunu dile getiren Kaboğlu, “Yargının bağımsız olmamasının ne demek olduğunu görmüş olduk.” değerlendirmesinde bulundu. Hakimlerin sırf kararları nedeniyle hapse girdiğinin altını çizen anayasa hukukçusu, bağımsız bir yargıya hatta yeni bir anayasaya duyulan ihtiyaca dikkat çekti. Bir yılda üç sandık kurmakla övündüğümüzü hatırlatan Kaboğlu, yeni bir anayasa için bir kere bile sandığa gidemediğimizin altını çizdi.
Kaboğlu seminerde, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Sever'in kitabındaki bir cümleye de atıf yaptı. ‘Yasa anayasaya aykırıydı ama onayladım' sözüne tepki gösterdi: “Önceki cumhurbaşkanı yasa anayasaya aykırıydı onayladım dedi ama yasal olarak cumhurbaşkanı anayasayı gözetlemekle yükümlüdür.”