İnsan hakları hukukçusu Dr. Gökhan Güneş, Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruların önüne geçmek için uygulamaya aldığı yeni kriterlerin mahkeme erişim hakkının açık ihlali olduğunu yazdı.
AYM, 2020 yılının Temmuz ayında verdiği ve tartışmalara sebep olan Hüseyin Aşkın kararında; UYAP evrak işlem kütüğü üzerinde yapılan inceleme sonucu, bireysel başvuruya konu nihai kararın başvurucunun avukatı tarafından UYAP ortamında okunmasıyla öğrenildiğini ve başvuru süresinin bu tarihten başlaması gerektiğini belirterek başvuruyu reddetmişti. Yani AYM’ye göre başvurucunun avukatının kararı UYAP üzerinden gördüğü tarih başvuru süresinin başladığı tarih olarak kabul edilmişti.
Ancak AYM orada durmadı! Ümran Özkan kararında bunu bir adım daha ileri götürerek, başvuru süresinin avukatla takip edilen dosyalarda bile başvurucunun UYAP ortamında kararı okumasıyla başlayacağını belirtti.
Dr. Gökhan Güneş, politikyol.com’daki yazısında, söz konusu kararın neden olacağı sorunları şöyle anlattı:
ADALETE ULAŞMAK ADIM ADIM ZORLAŞTIRILIYOR
Türk hukuk sisteminde vekille takip edilen dosyalarda tebliğin vekile yapılması esastır. Zira 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11/1. maddesinde; “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır” denilmiştir. Tebliğin müvekkil yerine vekile yapılmasındaki amaç, kişilerin seçtikleri vekilin hukuki yardımından yararlanmalarını temin etmektir.
Hukuki yardımından yararlanmak için vekil tayin eden bir kişi, dosyasına ilişkin tebligatın vekiline yapılacağını ve kanun yollarına başvurmak da dahil tüm işlemleri kendisi adına vekili tarafından gerçekleştirileceğini bilir. Bu nedenle, bireysel başvuru süresinin nihai kararın vekili tarafından öğrenildiği tarihten başlayacağını düşünmesi gayet doğaldır.
Ayrıca, otuz günlük bireysel başvuru süresinin UYAP üzerinden nihai kararı kendisinin öğrendiği ya da okuduğu tarihten başlayacağını öngörmesi mümkün değildir.
Hukuk devletinin unsurlarından öngörülebilirlik ilkesini zedeleyecek ve bu anlamda başvuruculara ağır bir yük yükleyecek yorumlardan kaçınılması gerekir.
Yaşanması muhtemel mağduriyetlerin önüne geçmek adına bir an evvel UYAP’a nihai kararın görüldüğüne ilişkin bir sekme eklenmeli ve bu suretle özellikle avukatlarla müvekkilleri arasında “köşe kapmacaya” dönecek bu anlamsız duruma son verilmelidir.
Somut olayda AYM, başvurucunun UYAP ortamında nihai kararı okuduğu ya da açtığı tarihten itibaren bireysel başvuru süresinin başlayacağına ilişkin katı ve şekilci yorumu ile başvurucuya orantısız ve öngörülemez bir yük yüklemiştir.
KARARIN YOL AÇABİLECEĞİ SORUNLAR
AYM’nin verdiği bu karar hukuka aykırı olduğu gibi uygulamada bir çok sorunu da beraberinde getirecektir. Zira sadece başvurucular değil, başvurucuların yakınlarının da UYAP ortamında nihai kararları görmesi mümkündür.
Örneğin, cezaevinde tutuklu bulunan bir kişinin yakınları kararla ilgili gelişmeleri avukatlarından bağımsız olarak takip edebilirler ve bu son derece normaldir. Bu karardan sonra cezaevinde tutuklu bulunan bir kişiyle ilgili nihai kararı bir yakının UYAP’tan görmesi hâlinde bireysel başvuru süresi başlayacak ve bu sebeple cezaevindeki bir kişinin başvuru süresini kaçırması gibi absürt bir durum ortaya çıkacaktır.
Bu karar, avukatların iş yükünün ciddi şekilde artmasına ve haksız ithamlarla karşılaşmalarına neden olabilecektir. Zira her avukat başvuru yapmadan önce mutlaka bu konuyu müvekkiline sormak durumunda kalacak, kararı avukatından önce öğrenen müvekkilin bu durumu saklaması ve başvurunun bu sebeple reddi halinde de avukat, başvuruyu düzgün şekilde yapmamakla suçlanacaktır.
Zira AYM, “UYAP evrak işlem kütüğü” üzerinde yaptığı incelemeyle kararın ne zaman öğrenildiğine ulaşıyor olsa da vekil veya müdafilerin UYAP evrak işlem kütüğüne ulaşmaları mümkün değildir.
Eğer avukatlar nihai kararları görme zamanlarını ayrıca not almamışlarsa işleri daha da zorlaşacaktır. AYM’ye bireysel başvuru süresinin AİHM’e göre çok kısa olduğu düşünüldüğünde, bu karar AYM’ye yapılacak bireysel başvuruları daha da zorlaştıracağı gibi hak arama özgürlüğünün önündeki engellerden biri haline gelecektir.
KARARDAN SONRA YAPILMASI GEREKENLER
Başvurucuların kararı UYAP’ta açmaları ya da okumaları hâlinde bu durumu hemen avukatlarına bildirmeleri, avukatların da bireysel başvuru yapmadan önce bu hususu mutlaka müvekkillerine sormaları gerekmektedir.
AYM’nin bireysel başvuru sayısını ve esasa ilişkin inceleyeceği dosyaları azaltmak için verdiği bu karar bir çok mağduriyete ve telafisi imkânsız zarara sebep olacaktır. AYM’nin bireysel başvuru süresinin başlangıcıyla ilgili tebligata ilişkin genel hükümlerden ayrılıp sürenin başlangıcını öğrenmeye indirgemesi ve bunu avukatla temsil edilen kişiler için de yorum yoluyla genişletmesi mahkemeye erişim hakkının açık bir ihlalidir.