Avrupa Konseyi (AK) ile ilişkileri son dönemde gergin seyreden Türkiye artık ‘büyük bağışçı’ listesinde değil. Ankara’nın talebi doğrultusunda yapılan değişikliğin ardından Türkçe’nin AK’nin çalışma dili olmaktan çıkarılması gündemde.
Türkiye’nin AK bütçesine katkısını düşürmesinin ardından Türkçe’nin çalışma dili statüsüne son verilmesi için çalışmalara başlandı.
Bu doğrultuda hazırlanacak rapor Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde (AKPM) oylanacak. İlişkilerdeki mevcut olumsuzluğun da etkisiyle raporun kabul edilme ihtimali yüksek.
Parlamenter sayısı da tehlikede
Ankara’nın kararıyla beraber Türk delegasyonundaki parlamenter sayısının da azalması gündemde.
Türkiye, AK bütçesine katkısını artırıp ilk altı ülke arasında yer alınca heyetteki parlamenter sayısı da altı artırılarak 18’e yükseltilmişti. Gelinen aşamada bu sayının tekrar 12’ye düşürülme riski var.
Türkiye ile AK arasındaki ilişkiler 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki hak ihlalleriyle bozulma sürecine girmişti.
İlişkiler nasıl bozuldu?
AKPM’nin nisan 2017’de ‘demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükler yerine getirilmediği’ gerekçesiyle Türkiye’yi 2004’te çıkardığı siyasi denetim sürecine tekrar dahil etmişti.
AKPM’nin insan haklarının savunulması alanında 2013’ten bu yana verilen Vaclav Havel Ödülü’nü, darbe girişimi sonrasında kapatılan Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin eski başkanı Murat Arslan’a verilmesinin ise Türkiye adına ‘bardağı taşıran son damla’ olduğu ifade edildi.
Türkiye, 1 Ocak 2016’dan bu yana Almanya, Fransa, İngiltere, İspanya ve Rusya ile birlikte AK bütçesine en fazla katkı yapan ülkeler arasında yer alıyordu.
AK’nin 2017 için yaklaşık 455 milyon avro olan bütçesine büyük bağışçı olarak Türkiye’nin yaptığı katkı 33.8 milyon avro düzeyindeydi. Yeni bütçede ise bu katkıda yaklaşık 20 milyon avro tutarında bir düşüş yaşanacak. Türkiye’nin katkı payının 13-14 milyon avro düzeyine düşmesi öngörülüyor.