2010-2013 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Aday Meslek Memurluğu sınavında kopya çektikleri iddiasıyla 249 eski bakanlık çalışanı hakkında geçen hafta gözaltı kararı çıkarıldı. Gözaltında işkence iddialarına karşı Ankara Emniyet Müdürlüğü sessiz.
Gözaltına alınan bazı kişilerin, "etkin pişmanlıktan yararlanma dilekçesi imzalayarak itirafçı olmaları için" Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde sistematik işkenceye maruz kaldıkları iddia edildi.
Ankara Emniyeti ise bugün yaptığı basın açıklamasında iddiaları yalanladı ve 130 avukatın şüphelilerle 545 kez görüştüğünü açıkladı.
Gizlilik kararı bulunan dosya kapsamında kaç kişinin gözaltında olduğu net olarak bilinmiyor. Bu sayının 20 Mayıs'tan bu yana yakalananlarla ve teslim olanlarla birlikte 100'den fazla olduğu sanılıyor.
BBC Türkçe'nin edindiği bilgilere göre, bir haftadır gözaltında tutulan bu kişilerin gözaltı kararı dün mahkeme kararıyla cuma gününe kadar uzatıldı. Bugün gözaltındakilerin ifadelerinin alınmasına başlandı.
Gözaltına alınan kadınların biri hariç tamamı serbest bırakıldı. Gözaltında işkence iddiaları ise kadınların serbest bırakıldığı cumartesi günü dile getirilmeye başlandı.
HDP MİLLETVEKİLİ GERGERLİOĞLU SORU ÖNERGESİ VERDİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu önceki gün Ankara Emniyeti'ndeki işkence iddialarını Twitter hesabından duyurdu.
Gergerlioğlu ardından konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından cevaplanması talebiyle Meclis'e soru önergesi verdi.
BBC Türkçe'ye konuşan Gergerlioğlu, gözaltına alınmış kişilerin çoğunun KHK ile ihraç edilmiş kişiler olduğunu ve 20 şüphelinin ağır işkenceye maruz kaldığı iddialarının olduğunu söyledi.
Yaptığı basın açıklamasında ise iddialarla ilgili İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nı adım atmaya davet etti.
'Konuşmazsa cop sokacaklarını söylemişler'
BBC Türkçe'nin ulaştığı avukatlar ise "Cuma'ya kadar gözaltında kalacak müvekkillerinin güvenliği için" haberde isimlerinin yer almasını istemedi.
Bir avukat, müvekkilinin maruz kaldığı işkenceyi şöyle anlattı:
"Cumartesi gecesi akşam saatlerinde sorgu için almışlar, aşağıya götürmüşler, akabinde gözlerini bağlamışlar. Çırılçıplak soyup ellerini arkadan kelepçelemişler. Başı yere gelecek pozisyonda dizlerinin üstünde tutmuşlar. Makatını yağlayıp çevresinde cop gezdirmişler ve konuşmazsa cop sokacaklarını söylemişler.
"Gözaltı süresinin biteceği Cuma gününe kadar konuşmazsa bu muamelenin devam edeceğini, etkin pişmanlık ifadesi istediklerini söylemişler. Müvekkilim de orada fenalaşınca işkenceyi kesmişler. Gece tuvalete kalktığında yere yığılmış, sabah kahvaltıda yeniden bayılmış. Bunun üzerine apar topar hastaneye götürmüşler."
Avukat, müvekkilinin hastanede muayene edildiğini ancak yanında polisler olduğu için işkenceyi doktora anlatmaktan korktuğunu söylüyor:
"Müvekkilim işkence gördüğünü söylediğinde hiç böyle bir şey aklıma gelmedi, hemen 'Kaldır tişörtünü göreyim' dedim, dayak zannettim, belki fotoğrafını çekebilirim diye düşündüm. Fakat bunları anlattığında nutkum tutuldu. İşkence uzman bir ekip tarafından yapıldığı için vücudunda bir iz, emare yok."
BBC Türkçe'ye konuşan 3 farklı avukatın söylediklerine göre, gözaltında tutulan en az 6 kişi "makata cop sokma eylemine ya da tehdidine", en az 20 kişi ise koğuştan ayrı bir odada işkenceye maruz kaldı.
'İŞKENCEYLE İTİRAFÇI OLMALARI İSTENİYOR'
Bir başka avukat, gözaltında tutulan kadınların serbest bırakılmasıyla işkencenin başladığını ve dün gözaltı sürelerinin uzatılması için mahkemeye çıkarılan bazı şüphelilerin maruz kaldıkları işkenceden ötürü "sekerek yürüdüğünü" söylüyor:
"Bir kısmına cop sokulmuş, bir kısmına da copun ucu yağlanıp anüs bölgesinde gezdirilerek tehdit yinelenmiş. Bu işkencelerden sonra bir kişi etkin pişmanlıktan yararlanacağını, ne isterlerse imzalayacağını istediğini söylemiş. Etkin pişmanlıktan yararlanmayan kişilere ise, 'Size Cuma'ya kadar süre, konuşmazsınız her türlü şeyi yapacağız' demişler."
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan operasyonla ilgili yapılan açıklamada, 249 kişiyle ilgili olarak yabancı dil sınavlarına ilişkin olarak düzenlenen bilirkişi raporları, ByLock kullanıcısı olmaları ve ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPSS-KPDS gibi sınavlara ilişkin olarak düzenlenen olağandışılık raporlarında isimlerinin bulunması gibi tespitler yapıldığı belirtilmişti.
DOSYANIN İÇİ BOŞ
"Bu dosya sınavlarda adayların verdikleri cevapların birbirine benzer olmasından oluştu" diyen bir avukat, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"2010 yılındaki sınavda, 'Türkiye'nin dış politikada en çok önemsediği ülkeler nelerdir?' gibi bir soru sorulmuş. Zaten 2010 yılının flaş tartışması buydu ve sorulabileceği öngörülebiliyordu. İnsanlar kaynak olarak sadece bakanlığın resmî sitesinde yayımladığı makaleleri ve dönemin bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı konuşmalara çalışmış, hepsi bunları ezberlemiş.
"Dolayısıyla dosya boş, etkin pişmanlıkla sözde itiraf almak için işkence yoluna başvuruyorlar."
Bir avukata göre, "işkenceyle etkin pişmanlık ifadesi imzalayan" yaklaşık 10-15 kişi bulunuyor:
"İki kişiyi yan yana odalara almışlar. 'Birbirimizin işkence sesini duyuyorduk' diyorlar. Sonra içlerinden biri, hangi evrakı getirirseniz imzalayacağım demiş. Sonra 25 kişinin bulunduğu nezarethaneye döndüğünde 'Arkadaşlar kusura bakmayın, hepinizin ismini işaretlettirdiler' demiş. Serbest bırakılınca da bir hastaneye gidip hemen darp raporu almış, ileride dava aşamasında kullanacağını söylüyor."
Ankara Barosu işkence iddialarını ciddiye alıp rapor hazırladı . Raporla ilgili bir açıklama yapan Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi tarafından 'işkence ve kötü muamelelerin son bulması ' istendi