Türkiye’de başta Antalya ve Muğla olmak üzere çok sayıda noktada çıkan orman yangınlarına yönelik müdahalenin yetersizliği, yangın söndürme uçaklarının kullanılamaz durumda olması ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te vatandaşlara çay dağıtması tartışmaların odağında.
Gazeteci-yazar Murat Yetkin, bugün kaleme aldığında yazısında son yaşanan olayların da etkisiyle Ankara’da siyasi bir yangın olduğunu ve koltukların bir gidip bir geldiğine dikkat çekti.
Yetkin, “Marmaris’te insanlar yangın tehdidi altındayken itfaiye, cankurtaran trafiğini konvoyuyla kesip otobüsten çay paketleri atmasıyla tepki toplayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, acısını kabine üyelerinden çıkarabilir. Şu kadarını söyleyeyim, bir ihtimal bu yazı dahil kuliste yayılan iddiaların etkisiyle bazı kabine üyeleri koltuklarında bir süre daha, örneğin Eylül sonu-Ekim başına dek oturmaya devam edebilir. Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın birbiri ardında bu kadar sarsıntıyı bir şekilde birilerine fatura etmesi artık kaçınılmaz görünüyor” ifadelerini kullandı.
Koltuklarını kaybedeceklerin sadece kabine üyeleriyle sınırlı olmayacağını söyleyen Yetkin, “Sadece bazı bakan yardımcıları ve yüksek bürokratlarla da. AK Parti MHP arasında giderek daha ciddi konulara sıçrayan çelişkiler, ya da başka deyişle pazarlıklar artık gözle görünür, elle tutulur halde geliyor” diyor.
Murat Yetkin, kulislere göre koltukları sallantıda olan isimleri şöyle aktarıyor:
“Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz günler içinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a istifasını verdiği, Erdoğan’ın da bunu kabul ettiğini yakın çevresiyle paylaşmış durumda. Gerekçe sadece Selçuk’un giderek hiçbir dediğini yaptıramaz hale gelmesi değil. Malum, kovit salgını nedeniyle okulların 6 Eylül’de açılacağını söylemesine karşın henüz Erdoğan’dan bir karar çıkmadı. Selçuk’un görevden ayrılma gerekçeleri arasında Bakanlık içindeki tarikat ve cemaat engellemelerini aşamaması ve bazı yolsuzluk iddialarının üstüne gitmesinin AK Parti teşkilatlarında rahatsızlığa yol açmasının da olduğu konuşuluyor.
Sedat Peker’in video iddialarıyla hedef aldığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Erdoğan’ın Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açık desteğiyle şimdilik yerinde görünüyor. Kurban Bayramı ardından, tıpkı geçen sene olduğu gibi yeniden tırmanışa geçen kovit salgının faturası ise bu defa Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya çıkabilir.
Güvendiğim bir kaynak, “Şimdi herkes yangınlardan bilecek” dedi; “Ana yangınlar olmasaydı belki de bugünlerde görevden akınmış olabilirdi”. Bunu Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli için söyledi. Ankara siyasetiyle ilgilenen hemen herkes Pakdemirli’ye gidici gözle bakıyor. Bakanlık içinde -yukarıdan uyarılara rağmen- önleyemediği bir kadrolaşma ve bazı orman arazilerinin tahsisi dahil iddialarla kalması zaten Erdoğan’a daha çok zarar verecek gibi.
2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine, ya da (Bahçeli’nin, benim de katıldığım ifadesiyle) Türk Tipi Başkanlık sistemine geçildiğinde birleştirilen Tarım ve Ormancılık bakanlıkları yeniden ayrılıyor.
Pakdemirli ikisiyle birden uğraşamıyor. Sadece Pakdemirli değil, kim olsa uğraşabileceğe benzemiyor.
Bu, Erdoğan açısından stratejik bir hatanın yine büyük başarı olarak sunulması fırsatı olarak görülebilir ama hata sadece tarım ve ormanla sınır değil.
Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın altında birleştirilen Hazine ve Maliye’nin ayrılması da gündemde. Lütfi Elvan’ın Hazine’de kalması, Maliye’ye ise Erdoğan’ın Ticaret Bakanlığından aldığı Ruhsar Pekcan’ın yerine atadığı Mehmet Muş’un getirilmesi ihtimali konuşuluyor.
Kültür ve Turizm de ayrılacak. Turizm Bakanı olarak Mehmet Ersoy’un, artık kıyılar, göller, yaylalar dahil orman arazilerinde yapılaşma yetkisini de tek başına kullanabilecek olan Turizm Bakanlığında kalıp kalmayacağı üzerine rivayet muhtelif.
Yap-boz tahtasına dönen devlet yapısında yeniden ayrılacak bakanlıklar arasında, birbiriyle zıt alanlardaki sorumluluklarıyla Çevre ve Şehircilik bakanlıkları da var.
Bu kadar yeni kabine üyeliği, onun birkaç katı bakan yardımcılığı, danışmanlık kadroları, özel kalem kadroları, bakanlık binaları, makam arabaları, belki makam uçakları demek. Seçime doğru gidişin parçası olarak da görülebilir.
Sedat Peker’in iddialarında adı geçen bir başka siyasetçi, son Başbakan Binali Yıldırım’ın, AK Parti’nin (Numan Kurtulmuş’la birlikte) Genel Başkan Vekilliğinden Cumhurbaşkanının (Fuat Oktay ile birlikte) yardımcılığına getirilerek kabine üyesi olma ihtimali var. Malum, Cumhurbaşkanı Kabinesi sadece bakanlardan oluşmuyor.”