Güneydoğu’da sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği 2015 yılında protestolara katıldığı gerekçesiyle hakkında dava açılan İbrahim Koçer, Çorlu’da çalışırken geçirdiği trafik kazasında ağır yaralandığı için aylarca tedavi görüyordu. Koçer hakkında tutuklama kararı çıkınca tedavisi yarım bırakılarak 13 gün önce Silivri 5 No’lu L Tipi Hapishanesi’ne götürüldü.
Tedavisi bir anda kesilerek cezaevine konulan ağır hasta İbrahim Koçer’in anne ve babası, “Tek başına yemek yiyemeyen, elini kullanamayan, yürüyemeyen birini nasıl cezaevine götürebilirler” diye sordu. Aile, doktorun “Tedavisi aylarca sürecek, evinize gitmeyi unutun” dediğini aktardı.
Mezopotamya Ajansın haberine göre, sol tarafı yarı felçli, görme ve tüm vücutta güç kaybı, psikolojik sorunlar ve yaşadığı travma nedeniyle anne ve babasını bile tanıyamayan Koçer’in tek başına yaşamını devam ettirmesinin mümkün olmadığını ve hapishane koşullarının çocuklarını ölüme sürüklediğini söyleyen anne ve baba Koçer, oğullarının bir an önce serbest bırakılmasını istedi.
Yaşanan süreci anlatan baba Mehmet Salih Koçer, “Biz Batman’da yaşıyoruz. Maddi koşullardan kaynaklı oğlum Çorlu’da çalışmaya gitti. İş çıkışı motosikletle gezerken kaza geçirmiş ve 39 gün yoğun bakımda kaldı. Soluk borusu parçalanan İbrahim’in nefes alması için boğazına delik açıldı solunum cihazı takıldı. Ağır hastaların kaldığı palyatif bölüme alınan İbrahim bir ayda orada tutuldu. Tedavisi çok ağır koşullarda devam etti. Doktorlar yaşamasının mucize olduğunu söylediler. Biraz kendini toparladıktan sonra Tekirdağ Devlet Hastanesine sevk edildi. Bir ay kadar tekrar yoğun bakımda kalan oğlum koşullar oluştuktan sonra Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi” şeklinde konuştu.
‘İki aylık tedavi bir anda bitti’
Doktorların kendilerine, oğlunun daha uzun bir süre tedavi görmesi gerektiğini söylediklerini aktaran baba Koçer, “Birkaç ameliyat sonrasında oğlumun yaşaması doktorlar tarafından mucize olarak görülüyordu. Tedavi aşamasının da daha birkaç ay devam edeceğini söylediler fakat ceza kâğıdı geldikten sonra on gün içinde alınması gereken dikişler, polis baskısından kaynaklı üç gün içinde alındı. Ve tedaviyi bitirmek zorunda kaldılar. İbrahim şimdi 35 kişilik bir koğuşta hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Adalet bunun neresinde” diye konuştu.
‘Üç defa soluk borusundan ameliyat oldu’
Oğlunun 26 gün boyunca ölüm kalım savaşı verdiğini söyleyen anne Sabriye Koçer ise, “Biz umudumuzu kestiğimiz anda Allah yine oğlumuzu bize bağışladı. Nefes alabilsin diye 15 bin TL’ye solunum cihazı aldık. Yoğun bakımdan sonra normal odaya alındığında bile iki günde bir kriz geçirdiği için yoğun bakıma kaldırıldı. Üç defa soluk borusundan ameliyat oldu” dedi. Beş ay boyunca gece gündüz oğlumun yanında hastane koridorlarında yattığını dile getiren anne Koçer, oğluna yapılanın zulüm olduğunu söyledi.
‘Ceza kağıdı hastaneye gönderildi’
Batman’da açılan davanın birdenbire sonuçlanması karşısında şaşkın kaldıklarını söyleyen anne Koçer, “Ceza kağıdı hastaneye gönderildi. Polis gece gündüz odamızın kapısından ayrılmadı. Yatalak olan oğlumu cezaevine götürmek için baskı uygulamaya başladılar. ‘Tedavisi aylarca sürecek, evinize gitmeyi unutun’ diyen doktorlar bir anda gelip çıkış kağıdı verdiler. Doktorlar üzerinden büyük bir baskı uygulandı ve oğlumun bir an önce cezaevine götürülmesi için tedavisi yarım bırakıldı” diye konuştu.
“Devletin adaleti nerede?” diye soran anne Koçer, “Tek başına yemek yiyemeyen, elini kullanamayan, yürüyemeyen bir çocuğu nasıl cezaevine götürebilirler? Devlet yetkilileri ellerini vicdanlarına koysunlar ve sesimizi duysunlar. Tek isteğim oğlumun yanımda olması. Yaşatılan bu zulüm artık son bulsun” çağrısında bulundu.