Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında mülteci krizi üzerinden varılan anlaşmanın üyelik müzakerelerine belirgin bir katkısının olmadığını söyledi.

Tecrübeli Alman siyasetçi Today's Zaman'dan Yonca Poyraz Doğan'a verdiği mülakatta, "Anlaşma uyarınca müzakerelere açılmak üzere üç fasıl belirlenmiş olsa da katılım süreci hiçbir yere gitmiyor." dedi.

AP başkan yardımcısı olarak sorumlulukları arasında insan hakları ve demokrasi konuları da olan Lambsdorff, bu alanlarda Türkiye'nin geldiği son durumu da eleştirdi. İktidarın tepkileri sonrasında tartışmalara yol açan 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin güneydoğu bildirisinin imzacılarına yönelik başlatılan soruşturmaların AB değerleri ile bağdaşmadığını belirtti. "Şayet bu bildirinin imzacıları aleyhinde baskıcı tedbirler alınırsa bu Türkiye'yi 'Avrupa perspektifine doğru ilerlemiyor, aksine bu alanda geriliyor' şeklinde değerlendireceğimiz bir başka hadise olur." ifadelerini kullandı. Türkiye'de yasal süreçlere karışmanın "AB'nin işi olmadığını" ancak yapacakları yorumların "geçmişte olduğu gibi açık" olacağını kaydetti. "Şahsen ben hükümetin AB'ye katılım konusunda ciddi olmadığına inanıyorum. Aksi halde böyle tedbirlere başvuramazdı, başvurmazdı." dedi.

12 Ocak'ta Sultanahmet'te 10 Almanya vatandaşının hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısını da değerlendiren Lambsdorff, hedefin özellikle Almanlar değil de genel olarak Batılılar olduğunu düşündüğünü aktardı. Kanlı olayın Türkiye'nin imajına zarar verebileceği uyarısında bulundu. "Almanya'da Türkiye bizim kalplerimize çok yakın çünkü Türkiye kökenli çok sayıda vatandaş yaşıyor burada. Saldırıya çifte endişeyle yaklaşıyoruz. Birincisi vurulan bir Alman kafilesiydi. İkincisi de olay Türkiye'de oldu. Şimdi Türkiye 'çatışma bölgesinde bir ülke' olarak görülebilir. Çatışma, Irak ve Suriye'yle ilgili ve onlar Türkiye'den farklılar ancak Alman turistler Türkiye'yi böyle algılayabilir." dedi. CİHAN