Gölcük Donanma Komutanlığı'nda ele geçirilen belgelerle ilgili iddianamede, askerî bilirkişinin, sanıkları koruyan raporu dikkat çekti.
Savcılar, söz konusu raporu hukukî tespitlerle çürüttü. İddianameye göre, Donanma Komutanlığı, 6 Aralık 2010'da yapılan aramada ele geçen ve içinde Poyrazköy cephaneliği ile Kafes Eylem Planı belgeleri bulunan 5 No'lu hard diskle ilgili inceleme istedi. Suç unsuru olup olmadığı, bu belgelerin kim tarafından ve hangi tarihte, hangi bilgisayarda, ne maksatla oluşturulduğuna dair teknik incelemeyi yapmak üzere bilirkişi oluşturuldu. Hazırlanan raporda ise belgelerin 'manipülatif' olduğu ileri sürüldü. Ancak savcılar raporu incelediklerinde önemli bir hukukî yanlışı tespit etti. Sanıkların savunması bilirkişi raporu haline getirilmişti.
Gölcük Donanma Komutanlığı Askerî Savcılığı, 6 Aralık 2010'da yapılan aramada ele geçirilen 5 No'lu hard diskle ilgili bilirkişi raporu hazırlattı. 14 Ocak 2011 tarihli askerî bilirkişi raporunda, 'normal kullanıcı isimlerinden farklı bir adla kaydedilmiş ve kullanıcı ifadelerinde kendilerine ait olmadığı beyan edilen, görev fonksiyonları ile bağlantısı olmayan toplam 943 dosya ve 114 klasörün tespit edildiği, teknik veriler ile desteklenen bilgilere göre 5 No'lu hard diske en son kullanılma tarihi olarak beyan edilen 28.7.2009 sonrasında muhtemelen sistem tarih/saati değiştirilmiş, başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedilmiş olduğu değerlendirilen dosya ve klasörlerin manipülatif olduğu' yönündeki tespitlerde bulunulmuştu. İstanbul özel yetkili savcısı Hüseyin Aksoy tarafından hazırlanan iddianamede ise 'sanıkların suçsuz olduğu' değerlendirmelerine neden olan bu iddia ve dayanaklar tek tek çürütüldü.
İddianamede, şu ifadelere yer verildi: "Hakkında terör örgütüne yardım suçlaması bulunan şüphelilerin, bilirkişiler önünde 'hard disklerde kayıtlı bulunan belgelerin kendilerine ait olmadığı' yönündeki beyanları bilirkişi raporunun dayanağını oluşturamaz, yasa dışı faaliyetinin delilleri soruşturma makamlarının eline geçen şüphelilerin beyanları, olsa olsa savunması kapsamında değerlendirilebilir. Bilirkişi raporundaki 'kayıtlı belgelerin görev fonksiyonları ile bağlantısının bulunmadığı' yönündeki tespite de katılmak mümkün değildir. Zira Türk Silahlı Kuvvetleri gibi kuralları önceden belirlenmiş disiplinli bir kurum personeli olsa bile, yasa dışı faaliyet içerisinde yer alan şüphelilerce yürütülen faaliyete ilişkin kayıtların 'görev fonksiyonları ile bağlantısının bulunmasını' beklemek olanaksızdır. Hukuk dışı alanda faaliyet gösteren şüphelilerin içerisinde bulundukları yasal hiyerarşik düzen, disiplin, meslekî kurallar, yazışma usulleri dışına çıkması kaçınılmaz, hatta zorunludur. Belge ve kayıtların şekli ve içeriği, bir soruşturma ile karşı karşıya kalan şüphelinin savunmasında ileri sürebileceği 'belge ve kayıtların askerî yazışma kurallarına uymadığı, kendi görevi ile ilgisinin bulunmadığı' yönündeki tezini destekler mahiyette olmalıdır. Konusu suç olan, işlenmekte olan bir suçun delili niteliğindeki kayıtların 'görev fonksiyonları ile bağlantısının bulunmaması', söz konusu faaliyeti suç haline getirmektedir."
SANIKLAR darbe PLANLARININ HAZIRLAYICISI
Bilirkişi raporundaki 'SUGA' ve 'ORAJ' harekat planları ile ilintili olduğu izlenimi veren toplam 144 adet dosyanın tespit edildiği ve tamamının 28 Temmuz 2009 sonrasında kaydedilmiş olduğu' yönündeki değerlendirme ile ilgili olarak da açıklamaya yer verildi. Şöyle denildi: "2002-2003 tarihli yasa dışı faaliyetlere ilişkin kayıtların sonraki tarihlerde hard diske kopyalanmış olsa dahi, bu işlemin haklarında kamu davası açılan yukarıda kimlikleri yazılı şüphelilerin durumlarına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Zira şüpheliler iddianamede bu belgeleri hazırlamak, bu faaliyetler içerisinde yer almakla suçlanmamışlardır."
Bilirkişi raporundaki 'mevcut verilerin hangi bilgisayarda oluşturulduğuna dair bir sonuca ulaşılamadığı' yönündeki tespite de dikkat çekilen iddianamede, yasa dışı faaliyetlere ilişkin belgelerin resmî kayıt altında bulunan, içeriği ile ilgili birimlerce sürekli denetlenen bir bilgisayarda hazırlanmasının beklenemeyeceği aktarıldı.
Askerî bilirkişi yetkisini aşıyor
-Askerî bilirkişi raporundaki 'teknik veriler ile desteklenen bilgilere göre 5 No'lu hard diske en son kullanılma tarihi olarak beyan edilen 28.07.2009 sonrasında muhtemelen sistem tarih/saati değiştirilmiş, başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedilmiş olduğu değerlendirilen dosya ve klasörlerin manipülatif olduğu' yönündeki tespite katılmanın da mümkün olmadığı ifade edildi. 5 No'lu hard diskin 28 Temmuz 2009 sonrasında kullanılmadığının şüpheli beyanlarından tespit edildiği vurgulandı.
Suç delili niteliğindeki kayıtların bu tarihten sonra 'sistem tarih/saati değiştirilmiş, başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedilmiş olduğu' 'ihtimal' olarak belirtilmiş, şüphelilerin beyanları ve söz konusu 'ihtimal' göz önüne alınarak kayıtların 'manipülatif' olduğu tespiti yapıldığına dikkat çekilen iddianamede, "Bilirkişi raporundaki 'teknik veriler ile desteklenen bilgilere göre 5 No'lu hard diske en son kullanılma tarihi olarak beyan edilen 28 Temmuz 2009 sonrasında muhtemelen sistem tarih/saati değiştirilmiş, başka bir bilgisayardan aktarılarak kaydedilmiş olduğu değerlendirilen dosya ve klasörlerin manipülatif olduğu' yönündeki tespite katılmak mümkün değildir. Bu tespitler, ancak mahkemenizin yapacağı yargılama sonucunda vereceği kararın konusunu oluşturabilir. İzah edilen nedenlerle bilirkişi incelemesinin amacını ve sınırlarını aştığı, mahkemenizin yargılama yetkisine girilerek değerlendirme yapıldığı kanaatine varılmıştır.'' ifadeleri kullanıldı.
BÜŞRA ERDAL