'FETÖMETRE' adı verilen fişleme yönteminin mucidi emekli Tümamiral Cihat Yaycı 15 Temmuz'dan 8-10 yıl önce başladıklarını söylediği sistemi anlattı: “Anadolu’da Kurban Bayramında koçun boynuzuna bilezik takılır kız evine gönderilir, fotoğraf getir diyoruz getiremiyor. Düşük puan!”
Emekli Tümamiral ve Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Direktörü Doç. Dr. Cihat Yaycı, gazeteci Cüneyt Özdemir’in YouTube yayınında TSK’daki Gülen cemaati üyelerini belirlemek için kendisinin icat ettiğini söylediği fişleme sistemi ‘FETÖMETRE’yi anlattı.
Kronos'ta
yer alan habere göre sistemin iltisak gerekçesiyle binlerce kişinin ordudan atılmasına imkan sağladığı için “başarılı” olduğunu söyleyen Yaycı, sistemin başarısına örnek olarak askerlere evlilik ya da nişanlılık dönemlerinde kız evine boynuzuna bilezik takarak kurbanlık koç gönderip göndermediklerini sorduklarını ve göndermeyenleri şüpheli olarak gördüklerini söyledi.
Cihat Yaycı, hazırladığı sistemi başta üst yargı olmak üzere diğer devlet kurumlarıyla da paylaştığını belirterek, kendisinin de “mücadeleye” 15 temmuzdan çok önce, “7-8 sene önce” başladığını kaydetti. Yaycı, “mücadeleyi” “yüksek makamların” bilgisi dahilinde yürüttüğünü de aktardı.
Cihat Yaycı’nın programda anlattıklarından öne çıkan bölümler şöyle:
“EĞER BUNA SOYKIRIM SİSTEMİ DİYORLARSA BU DOĞRU BİR SİSTEMDİR”
“Aslında çok basit bir sağlaması var: Eğer buna soykırım sistemi diyorlarsa, o zaman bu doğru bir sistemdir. Bu sisteme o kadar fazla saldırıyorlarsa, ki çok saldırıyorlar, bakın ben görevden ayrıldım ama hala o saldırılar durmadı. Ve benim rütbelerimi söktüreceklerini söylüyorlar. Bir şekilde beni mahkemeye düşürecekler ve rütbemi söktürecekler. Belli başlı ağa babaları yazıyor. Yol gösteriyorlar, dosyayı geliştirin ve rütbelerini söktürün bu adamın. Ki bir daha kimse bu işlerle uğraşmasın diye.”
“79 ANA KRİTER, 290 ALT KRİTER”
“Bu sistem 79 tane ana kriter, 290’a yakın alt kriterden müteşekkil. Bu sistem nasıl oluşturuldu? İtiraflardan, iddianamelerden ve kesin darbeci olanların, sosyal, mesleki ve eğitim yaşamlarının masaya yatırılıp ortak noktanın bulunmasından çıkarıldı. Bu kriterlerden bir tanesi şuydu mesela: 15 Temmuz 2016 tarihinde yurt dışında görevli olmak. Birinci kriter. İkinci kriter, ataşelerden sorumlu bir amiral bir mesaj çekiyor yurt dışındaki ataşelere. Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu, gidin muhataplara bildirin diye, Whatsapp grubunda. Bu Whatsapp grubunda kimin ne cevap verdiği ayrı bir kriter.”
“CEZAİ YARGILAMA AYRI BİR ŞEY, İDARİ TASARRUFSA BAMBAŞKA BİR ŞEY”
“Şunu ayırmak lazım: Cezai yargılama ayrı bir şey, idari tasarruf bambaşka bir şey. Bu sistem karar vericiye bir karar destek sistemi. Uygular ya da uygulamaz, dikkate alır ya da almaz. Ama bir uyarma işlemi. İltisaklı olursunuz ama üyeliğinizin tespiti için çok ciddi deliller bulunması lazım. Cezai yargılamada, hapse girmeniz için. Ama devletin ‘Ben seninle çalışmak istemiyorum. Ben sana tam güvenemiyorum’ deme hakkı var. Devlet çok ciddi bir zelzeleden geçti.”
“15 TEMMUZ’UN BİR SENARYO OLDUĞU ALGISINI KAMUOYUNA YAYDILAR”
“Bunlardaki algı yönetimi çok güçlü. Çok güçlü sosyal medya kampanyaları yapıyorlar. Şu anda 15 Temmuz’un bir senaryo olduğu algısını kamuoyuna yaydılar. Bir sürü bağlantıları var, akrabaları yurt dışına kaçmış durumda ama devletin bu algı operasyonlarına karşı bir operasyon yapması lazım.”
“KOVUŞTURMAYA YER YOK KARARI ALDI GÖREVE DÖNMELİ’ DİYORLAR, HAYIR HAYIR, ASLA”
“Bakın bu iltisak kavramını uygulamadan çıkartıyorlar. Efendim ‘kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilirse demek ki görev de verilebilir’. Hayır, hayır o zaman bu örgütü sökemezsiniz buradan. Ceza almadığı takdirde devlette kalır hatta terfi eder anlayışı son derece tehlikeli bir anlayıştır. Bakın ben bunu her türlü riski alarak şimdi sizin programınızda söylüyorum. Bana her türlü saldırı olacaktır bundan sonra. En bunu bilerek söylüyorum. Ama devlet elden gider. İstifa mektubumda da açıkladım. Dedim ki 15 Temmuz’un çok öncesinde ilgili yüksek makamların bilgisi dahilinde başladığım mücadele sürecinde… 7-8 senelik bir geçmişi var. Tersine mühendislik yapacaksınız. Alacaksınız itirafçı ifadelerini, mesela herkes itiraf ediyor katalog evliliği yaptım diyor.
“EVLENİRKEN BOHÇA GÖNDERİLİR, KOÇ BOYNUZUNA BİLEZİK TAKILIP GÖNDERİLİR, FOTOĞRAF İSTİYORSUN YOK”
“Katalog evliliğini yapıp yapmadığını belgelemen lazım… İki üç ay içerisinde evleniyorsunuz. Kız isteme yok, nişan yok, düğün yok, flört evresi yok, üç beş senelik geçmiş yok, sınıf arkadaşlarıyla yemeğe gitme yok, bohça götürmek… Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi bohça götürülür di mi? Bohçanın içerisine eşyalar konulur bilmem ne. Kız istenirken yüzük takılır, bilezik takılır, bilmem ne takılır. Kurban bayramında bizim Anadolu’nun en ücra köşesinde dahi bir tane koç gönderilir, boynuzuna da bilezik takar, onun da fotoğrafını çekerler. Bunlardan bir tane resim getir diyoruz. Herhangi birisinden bir tane resim getir. Kız istemeden getir, bekârken çektirdiğin düğün resmi getir. Yok. Çok az bir puan veriyoruz.”
“EFENDİM KANUNDAKİ CASUSLUK TANIMINA GİRMEZ, KANUNU DEĞİŞTİR O ZAMAN”
“Bazı kurumlarda mücadele polis ve savcıya bırakılacak bir konu değildir. İltisak kriterleri, ceza kriterleri değil. Kovuşturmaya yer yok kararı verildi o zaman göreve devam etsin, bu olmaz. Sistem şöyle diyor: Atacak kadar bir bilgimiz olmayabilir ama silah verecek ya da aktif görev verecek kadar da güvenimizin olmadığı durumları da tespit eder. Yargıda bir düzenleme yapılması gerekir. Sadece terör örgütü üyesi değil, askeri casusluk örgütü olarak yargılamak gerekir. Efendim Türk Ceza Kanunu’nun casusluk tanımına şuralardan girmeyebilir, o zaman değiştir onu.