Son yıllarda Türkiye, sağlığın bütün alanlarında büyük ilerleme kaydederken, estetik operasyonlarda da Avrupa'nın ve dünyanın en iyilerinden biri olduğu, Avrupalıların hem Türk doktorların çok iyi olmasından, hem de yapılan ameliyatların daha ucuza gerçekleştirilmesinden dolayı ''güzelleşmek'' için Türkiye'yi tercih ettiği bildirildi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Estetik ve Plastik Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cüneyt Özek, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin plastik cerrahisi alanında Avrupa'nın en önde gelen ülkelerinden biri olduğunu vurgulayarak, ''Hatta Türkiye'nin plastik cerrahisi, bütün dünyada biliniyor'' dedi.
Prof. Dr. Özek, özellikle son yıllarda Türkiye'ye operasyon için gelen Avrupalı hasta sayısında büyük artış olduğunu, bunun en önemli sebeplerinin başında ise Türk cerrahlarının çok iyi olmasının geldiğini, ikinci faktörün de operasyonların Avrupa'daki fiyatlardan daha ucuza yapılmasının geldiğini dile getirdi.
''Doktorlar iyi olmasa gelmezler. Ucuzluk da bir faktör ama, ne kadar ucuz olursanız olun, kimse kendini ameliyat ettirmez, sadece ucuzluk için gelinmez'' diyen Prof. Dr. Özek, ilk başlarda üç-beş Avrupalı hastayı ameliyat ederek başladıklarını, giderek çok yaygınlaştığını, şu anda çok sayıda Avrupalı hastayı ameliyat ettiklerini anlattı.
Prof. Dr. Özek, ''Avrupalılar en çok hangi operasyonlar için geliyorlar?'' sorusunu, ''Öncelik göğüs ve burun. Sadece botoks için gelmez. Ama buradayken botoksun yaptırıp gider'' şeklinde yanıtladı.
-''ESTETİK JENERASYONU YAŞLANDIKÇA YÜZ GERDİRMELER ARTTI''-
Türkiye'de en çok burun ameliyatlarının yaptırıldığını anlatan Prof. Dr. Cüneyt Özek, daha sonra göğüs estetiği, karın germe, liposuction'ın geldiğini bildirdi.
Prof. Dr. Özek, son yıllarda yüz gerdirme operasyonlarında da artış olduğunu belirterek, ''Estetik jenerasyonu diyebileceğimiz, yani bu operasyonlara başvuran jenerasyon yaşlandıkça yüz germeler arttı'' dedi.
Son dönemde botoks uygulamasının da sıkça görüldüğünün hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Özek, botoksun yüz gerdirmenin alternatifi olmadığını, bunun sıklıkla yanlış anlaşıldığını, germe operasyonunun yüzdeki sarkıklıklarda yapıldığını, botoksun ise alın bölgesindeki ya da göz çevresinde ''kaz ayakları'' adı verilen ince kırışıklıklarda uygulandığını anlattı.
Prof. Dr. Özek, botoks uygulamasına dair ''ifadeyi kaldırdığı ve tek tipleştirdiği'' yönündeki yorumların hatırlatılması üzerine, ''Bu biraz abartılı bir yorum. Botoks insanın ifadesini yok eden bir şey değil. 'Mimikleri tamamen kaldırıyor' söylemi yanlış'' dedi.
Liposuction yöntemine dair de yanlış kanıların bulunduğunu, bunun bir zayıflama yöntemi olmadığını anlatan Prof. Dr. Özek, ''Liposuction bir şekillendirme yöntemidir. İdeal kilosuna yakın bir hastanın belli bölgelerinde veremediği yağlardan kurtulma yöntemidir. Mesela çok yaygın görüyoruz, 80 kiloluk bir hasta 50 kiloya düşeceğini düşünüyor. Böyle bir şey yok. Artı zarar da. Çünkü liposuctionın belli bir dozu var, alınabilir yağ miktarı var. Bunun üzerine çıkılırsa hayati riskler doğurabilir. Bu yüzden bu operasyon da cerrahlar tarafından yapılmalı'' şeklinde konuştu.
-''MERDİVEN ALTI'' CERRAHİYE DİKKAT-
Merdiven altı estetik cerrahinin tehlikelerine dikkati çeken Prof. Dr. Özek, ''Bu nereden anlaşılacak?'' sorusuna, ''Bir plastik cerraha yaptıracaksınız, herhangi bir yerde değil. Çünkü bu bir cerrahi, tıbbi müdahale. Her tıbbi müdahalenin de doktor tarafından yapılması lazım. Aksi durumda büyük sorunlar yaşanır. Botoks bile, olur olmadık bir noktaya yapılırsa Allah korusun hayatı tehdit edebilir. Bu yüzden hafife alınmamalı'' yanıtını verdi.
Prof. Dr. Özek, estetik ameliyatların ücretlendirme spektrumunun çok geniş olduğunu, bir operasyonun 2 bin liraya da 15 bin liraya da yaptırılabileceğini söyledi.
-''ESTETİK CERRAHİ MUCİZE YARATMAZ''-
Estetik cerrahinin mucize yarattığı yönünde yanlış bir kanının yaygın olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özek, ''Öyle bir mucize yok. Çok daha iyi bir görünüme kavuşturuyor, ama mucize değil. İnsanda olan potansiyelin daha iyi ortaya konulmasıdır, olmayan bir potansiyelin yaratılması değildir'' dedi.
Prof. Dr. Cüneyt Özek, elinde bir ünlü bir güzelin fotoğrafıyla gelenlerin olup olmadığının sorulması üzerine, ''Genellikle moda dergilerinden kesilmiş fotoğraflarla geliniyor. 'Bu burun gibi olsun istiyorum' deniyor. Her burnu o şekle getirilmesi mümkün değil tabii, çünkü burnun kendi şekli, kendi yapısı var. Neticede taş yontulmuyor, deri yapısını da değiştiremeyeceğinize göre tam aynısının olması mümkün değil. Bunlar ameliyat öncesi hastaya anlatılıyor zaten. Ama tabii fotoğrafla gelinmesi aslında çok da eleştirilecek bir durum değil, zira hasta ne istiyor, ne kadar istiyor, yüzüne gidip gitmeyeceğine dair bize bilgi verir'' diye konuştu.
Estetik operasyon yaşında alt sınırının 18 olduğunu, bunun ötesinde bir sınırın olmadığını dile getiren Prof. Dr. Özek, ''İnsanların ne kadar rahatsız olduğuyla alakalı bir durum aslında. Mesela 18-19 yaşında hiç göğsü olmayan bir kız düşünün. Onun hayatını etkileyecek bir faktör. Bu hastalarda uygulama yapılabilir. Ya da burnundan çok rahatsızlık duyabilir. Burada sorun hastanın kendisinden rahatsız olmasıdır'' ifadelerini kullandı.
(GLC-MV-BŞK-MHD)27.07.2011 10:36:59