Avrupalı siyasetçiler, Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğünden kaygılanıyor

Avrupa Birliği Parlamentosu'na üye 16 ülke siyasetçileriyle yapılan araştırmada, parlamenterlerin en çok Türkiye'deki basın, ifade ve bireysel özgürlükler konusunda kaygılandığı ortaya çıktı. Avrupalı parlamenterleri kaygılandıran diğer konular ise; insan hakları, demokrasi ve Kürt sorunu oldu.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ve Young Friends of Turkey tarafından yapılan "Diyaloğu ve Çözümü Teşvik Etmek: Avrupalı Parlamenterler Türkiye Hakkında Ne Düşünüyor?" konulu araştırmanın sonuçları, Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü'nde açıklandı. Araştırma, 16 farklı ülkeden ve 7 siyasi gruptan 27 parlamenter ve buna ek olarak ulusal parlamentolarda yer alan 30 parlamenter baz alınarak yapıldı.

Parlamenterlerin Türkiye-AB ilişkilerine yönelik temel kaygıları bölümünde son dönemde Türkiye'de yaşanan gelişmeler önemli bir yer tuttu. Türkiye'de basın kuruluşlarına yönelik baskıların en fazla kaygı oluşturduğunun ortaya çıktığı araştırmada parlamenterler kaygılarını şu şekilde belirtti:

"Parlamenterler, bu konular hakkında kendilerine spesifik bir soru sorulmadan bile görüşlerini paylaştı. Görüşmelerde en çok dile getirilen faktörler baz alınarak yapılan tespitlere göre en fazla basın, ifade ve bireysel özgürlükler konusu dile getirildi. Bunu temel insan hakları, demokrasi, Kürt sorunu, Türkiye'deki siyasi gelişmeler, otoriter rejim, Kıbrıs sorunu ve laiklik takip etti."

KATILIMCILARIN YÜZDE 81'İ, TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR

Dikkat çekici sonuçların alındığı araştırmanın temel bulgularına göre "Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyor musunuz? şeklindeki soruya yüzde 81 oranında 'evet', yüzde 19 oranında 'hayır' cevabı alındı.

Toplantıya katılan gazeteci Murat Yetkin, 1 Kasım seçim sonuçlarını değerlendirdi. AK Parti'nin seçimden başarı ile çıkmasını ve bunu etkileyen faktörleri anlatan Yetkin, "PKK'nın terör eylemlerine yeniden başlaması Erdoğan ve hükümetin karşısına eşsiz bir fırsat çıkardı. O fırsat PKK'nın yeniden eylemlerine başlaması oldu. Önce çatışmasızlığı ilan ettiler, sonra da başladılar. Onlar başlayınca büyük bir güvenlik sorunu ortaya çıktı. İnsanlar can kaygısıyla uğraşırken özgürlükleri düşünmezler. İnsanları can kaygısıyla özgürlükleri ve geçimi arasında tereddütte bırakmayacaksınız. Bırakırsanız tek düşündükleri şey özgürlükleri ve refahtan önce canlarının güvenliği... Böyle olunca yeniden seçimin odağı tuttu, can güvenliği meselesine getirdi." dedi.

PKK'nın yeniden terör eylemlerine başlamasının manzarayı değiştirdiğini dile getiren Yetkin, "Öz yönetim, otonomi, bilmem kanton kuruyoruz falan şeyleri aslında feci şekilde ters tepti. HDP Doğu ve Güneydoğu'da çok ciddi oy kaybetti. Yine, Türkiye'nin Batı'sındaki liberal Türklerin oyları olmasaydı binde 8'lik farkı yakalayamayacaktı ve Meclis'in dışında kalabileceklerdi. Ama görüyorum ki hala farkında değiller." şeklinde konuştu.

'BİZ GAZETECİYİZ, PARTİ YA DA GÜÇ ODAĞI DEĞİLİZ'

Basın kuruluşlarına yapılan operasyonları ve sonuçlarını değerlendiren Yetkin, "Bu konuda doğal olarak endişelerimiz var. Başbakan'ın balkon konuşmasında Mevlana'dan alıntı yaparak, herkese adil ve eşit davranacağı, bunu daha önce de 2011'deki konuşmasında da vermişti. Bizim sadece gazetecilik yapma yeteneklerimiz var. Biz siyasi parti değiliz, güç odağı falan değiliz. Biz gazetecilik yapıyoruz. Bunu da doğru düzgün yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla yapabileceğimiz bir şey yok. Ancak bir aksilik olduğunda bu tür şeyler tekrarlandığında yapabiliyorsak şikayetimizi yükseltiyoruz. Şu anda da bekleyip görmek dışında yapacağımız bir şey yok." dedi.

CİHAN
03 Kasım 2015 15:06
DİĞER HABERLER