Aydın Barosu, 'Doğu Türkistan insan hakları ihlali' için BM'ye başvurdu

Aydın Barosu, 'Doğu Türkistan insan hakları ihlali' için BM'ye başvurdu
Aydın Baro Başkanı Gökhan Bozkurt, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi'ne başvurduklarını belirterek, "Çin Devleti hakimiyetinde bulunan Doğu Türkistan'da yaşanan hak ihlallerinin araştırılıp rapor hazırlanmasını talep ediyoruz." dedi.

Aydın Barosu adına başvurularını gönderdiklerini belirten Baro Başkanı Gökhan Bozkurt, Uygur Türkleri'ne yönelik Çin'in baskı ve şiddetini artırdığını söyledi. Bozkurt, "Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Doğu Türkistan bölgesinde uzun yıllardan beri asimilasyona tabi tutulan Uygur Türkleri'ne yönelik sistematik baskı ve şiddet artarak devam etmektedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile insanlık onurunun bir parçası olarak kabul edilen ilkelere göre herkes, düşünce ve inanç özgürlüğüne sahiptir. Doğu Türkistan'da yaşananlar ihtilafsız hak ihlalidir. Çin Devleti hakimiyetinde bulunan Doğu Türkistan'da yaşananlar ile ilgili hak ihlallerini tespiti ile aşağıda belirtmiş olduğumuz konularda hak ihlallerinin araştırılıp rapor hazırlanmasını talep ediyoruz." dedi.

Bozkurt, şöyle konuştu: "Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türklerin düşünce, ifade hürriyeti, barışçı örgüt kurma hakkı, toplanma hakkı, siyasi haklar; kanun önünde eşitlik hakkı, azınlık hakları, eğitim, çalışma hakları, mülkiyet hakkı, seyahat hakkı ve serbest seçimlere katılma hakkı ile adalet, haysiyet ve ünü koruma, göç ve iltica gibi hakları kullanmalarının mümkün olmadığının incelenerek raporlanmasını talep ediyoruz. Doğu Türkistan'da devlet memurlarının, isçilerin ve öğrencilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadetle meşgul olmalarının yasaklandığı, ibadet yaptığı tespit edilen kişilerin işten ve okuldan atıldığı, Ramazan ayında oruç tutmanın yasaklandığı, oruç tutan Müslüman Uygur Türkleri'nin fişlendiği, cezalandırıldığı, bu kişilerin keyfi olarak gözetim altına alındığı ya da para cezalarına çarptırıldığı, dini eğitim almak isteyenlerin herhangi bir şekilde gidebileceği bir eğitim kurumu bulunmadığı, camilerde ise dinî değerler yerine devlet yasalarının tebliğ edildiği, evlerinde dini kitap bulundurmanın bir suç unsuru olarak kabul edildiği, kitaplara el konulduğu cezalar verildiği, ibadet anlamına gelebilecek pek çok davranışın yasaklandığı, camilerin kapatıldığı yönündeki ihbar edilen vakaların araştırılması gerekmektedir."

CİHAN
01 Temmuz 2015 16:17
DİĞER HABERLER