Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kendisinin de bilgisi dahilinde gerçekleşen Bank Asya'ya yönelik gasp operasyonuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Babacan, TMSF'ye devrin siyasi olmadığını savundu, BDDK'nın bağımsız olduğunu öne sürerek kendisinin de bu operasyondan haberdar olduğunu söyledi. 

Ali Babacan, Bank Asya'dan kamu paralarının çektirilmesi ve bazı büyük iş adamlarına tehdit benzeri telkinlerle mevduat hesaplarının kapattırılması suretiyle uygulanan batırma girişimlerine, 'o banka zaten batmış' söylemlerine, 1.5 senedir iktidara ait yazılı ve görsel medyada yürütülen yalan haber ve karalama kampanyasına girmeden, halkın gözünün içine bakarak bu operasyonun siyasi bir saikle yapılmadığını savunabildi. 

Banka mudilerinin evini, arabasını, ziynetini satarak, evde tuttuğu paralarını yatırarak desteklediği, (Türkiye ortalaması %12 olan) bankacılık sermaye yeterlilik rasyosunun %18'lerde bulunduğu, herşeye rağmen yılın ilk 3 ayında 13 milyon lira kar eden bir bankaya Bankacılık mevzuatının gerekleri uygulanmadan el konmasını savunan ve bunu tevil etmeye çalışan Başbakan Yardımcısı, Türkiye'de hiçbir bankadan istenmeyen, istenmesi halinde hiçbir bankanın yerine getiremeyeceği belge toplanma sürecini normal karşıladı ve şunları söyledi:

"(Operasyon için) Siyasi bir şey olsa 1,5 sene niye beklensin de bugün yapılsın? Siyasi bir şey olsa herhalde çok önceden bütün bunlar yapılır geçilirdi, bu kadar uzun süre niye beklensin? Yapılan işlemin mutlaka hukuk zemininde yürümesi, bankacılık temayüllerine uygun olması gerekiyor. Hem BDDK hem de TMSF bunlara dikkat eden kuruluşlarımız. O konuda herhangi bir farklı düşünce doğru olmaz" 

Babacan, 'kararın kendisine sorulup sorulmadığına' yönelik soruya ise, "BDDK, TMSF benimle ilgili kuruluşlar. Bir ülkenin hükümet başkanına, devlet başkanına da kritik şeylerde kamuoyundan bir süre önce kuşkusuz haber verilir" cevabını verdi.

Ali Babacan bu açıklamasıyla yapılan operasyonun gerekçelerini kamuoyuna anlatamadı, net ve doyurucu bir cevap verememiş oldu.