Bahçeli: Erdoğan başkan olsa, krallık da talep etmeyeceğini kim garanti edecek?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Erdoğan ve AKP'li yöneticilerin partili Cumhurbaşkanı önerisinin trajik olduğunu söyledi. Türkiye'nin partili cumhurbaşkanı modelini 1960 öncesi yaşadığını kaydeden Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan ne yapmaya çalışmakta? Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut yönetim sistem ve gerçeği hangi konforuna, hangi açgözlülüğüne yetmemektedir? Bu milletin tek işi, yegâne derdi Erdoğan'a koltuk mu imal etmektir? Partili Cumhurbaşkanı ne demektir, nereden çıkmış, kimlerin memnuniyetini sağlamak için planlanmıştır? Hadi diyelim ki, Erdoğan başkan veya partili Cumhurbaşkanı oldu, peki bundan sonra krallık talep etmeyeceğini kim garanti edecektir? Fırsat bulmuşken, Erdoğan her şeyi isteyecek, her yolu deneyecek, yargı, yürütme ve yasamayı tekeline alarak demokrasiyi havaya uçuracaktır. Putin'i eleştirenler dikkat etsin, Türkiye'nin yeni bir Putin'i yavaş yavaş doğmakta, Türkiye'yi baştan ayağa ele geçirmektedir." diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde partisinin grup toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetki ve görev sahaları Anayasa'nın amir hükümlerinde belirtildiğini kaydeden Bahçeli "Bu konuda flu, kafa karıştıran bir husus bırakılmamıştır. Erdoğan ve Davutoğlu Anayasa'yı açıp okudukları takdirde her şeyi bütün açıklığıyla görüp öğrenebileceklerdir. Türkiye'nin yeni bir sisteme değil düzgün, kapsayıcı, adil, dürüst, namuslu ve milli yönetime ihtiyacı olduğunu kimse inkar edemeyecektir." dedi. Erdoğan'ın başkanlık talebinin tedavisi olmayacak kadar kronikleştiğini anlatan Bahçeli, "Yani Erdoğan başkan olursa, Cumhuriyet'in kuruluş ilke ve esasları teker teker yıkılırsa her şey güllük gülistanlık olacak, birden bire Türkiye uçuşa geçecektir. Buna da yeni Türkiye denecektir. Propagandası yapılan budur. Alttan alta işlenen, servis edilen, medya ve devlet gücüyle kabullendirilmek istenen sistemin eskidiği, çözüm üretmediği, tıkandığı söylemleridir. Elbette bu iddia ve dolaşımdaki bahanelerin tutar ve kayda değer hiçbir yanı yoktur. Mesele Türkiye'yi değil, Erdoğan'ın ikbal ve geleceğini güvenceye almaktır. Mesele sistemin reforma tabi tutulması değil, Erdoğan'ın kişisel gayesinin tatmin ve doyurulmasıdır." diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN ANA GÜNDEMİ KESİNLİKLE BAŞKANLIK DEĞİLDİR

Türk milletinin Erdoğan'a Cumhurbaşkanı olması yönünde oy verdiğini ifade eden Bahçeli şöyle konuştu: "Davutoğlu'na da Türkiye'yi yönetmesi konusunda yetki verilmiştir. Erdoğan'ın aldığı oy ve destek başkaca yorumlanmamalı, başka taraflara hiç çekilmemelidir. Halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı sözleriyle başkanlığın kılıfını dikmek, sistem değişikliğinin kazanını kaynatmak işgüzarlık ve irade dolandırıcılığı olarak görülecektir.Buna da hiç kimsenin, hele ki bir numaralı 17-25 Aralık failinin hakkı yoktur ve olamayacaktır. Başbakan ülkemizin birinci gündem maddesinin başkanlık olmadığını söylemekte, önce gerilimin düşürülmesini gerekli görmektedir. Bu isabetli bir yaklaşımdır. Türkiye'nin ana gündemi kesinlikle başkanlık değildir."

Erdoğan'ın Başbakanken de, Cumhurbaşkanıyken de çift başlılıktan muzdarip olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti: "Çünkü tek adam, tek bilen, tek karar veren olmak için yanıp tutuşmaktadır.Sözünün üstüne söz koyulmasına sinirlenmekte, kim olursa olsun şuurunu kaybetmiş halde saldırmaktadır.2012 yılında, Cumhuriyet Bayramı'nın nezih bir şekilde, olaysız ve sorunsuz kutlanması konusunda devreye giren Abdullah Gül'e Erdoğan'ın tahammülsüzlüğü demokratik bir tavır, kardeşlikle bağdaşır bir davranış şüphesiz değildir. Erdoğan'ın mizaç ve müktesebatı tehlike saçmaktadır.Devleti kendi aile şirketi gibi yönetmek istemektedir. Ve işin düşündürücü tarafı ise, her gittiği ülkeye özenmesi, her gittiği ülkenin yönetim modeline hayranlık duyarak sahiplenmesidir.Cumhurbaşkanı Erdoğan;ABD'ye gitmiş, ABD modelini övmüştür.Meksika'ya gitmiş, Meksika modeline methiyeler düzmüştür.Fransa'ya gitmiş, bu kez da Fransa modelini konuşmaya başlamıştır.Zaman zaman da Türk tipi başkanlık sistemini diline dolamıştır.Allah'tan şu sıralar Kuzey Kore'ye gitmemiş, kabileler arası savaş yaşanan bazı Afrika ülkelerine de yolu düşmemiştir.Yoksa Türkiye'nin hali harap, geleceği ise kapkara olmaktan kurtulamayacaktır."

Erdoğan ve AKP'li yöneticilerin partili Cumhurbaşkanı önerisinin ise işin bir başka trajik kısmı olduğunu kaydeden Bahçeli şunları söyledi: "Türkiye partili cumhurbaşkanı modelini 1960 öncesi yaşamıştır. Ne getirdiği ise milli hafızada kayıtlıdır. Erdoğan'ın 1930'lu yılları reddetmesi, bu dönemleri mahkûm etmesi, anti demokratik bulması unutulmuş değildir. Şimdi Türkiye geriye mi gidecektir? Yeni Türkiye, eskinin makyajlanmış hali mi olacaktır? Recep Tayyip Erdoğan ne yapmaya çalışmakta, Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut yönetim sistem ve gerçeği hangi konforuna, hangi açgözlülüğüne yetmemektedir? Bu milletin tek işi, yegâne derdi Erdoğan'a koltuk mu imal etmektir? Partili Cumhurbaşkanı ne demektir, nereden çıkmış, kimlerin memnuniyetini sağlamak için planlanmıştır? Hadi diyelim ki, Erdoğan başkan veya partili Cumhurbaşkanı oldu, peki bundan sonra krallık talep etmeyeceğini kim garanti edecektir? Damat bakan olduktan sonra, evladın da ikinci Erdoğan olarak tahta geçmesi nasıl engellenecektir? Değerli arkadaşlarım, Türkiye çukurdadır, uçurumun kenarındadır, çorak ve çölleşmiş bir siyasetin çemberindedir. Fırsat bulmuşken, Erdoğan her şeyi isteyecek, her yolu deneyecek, yargı, yürütme ve yasamayı tekeline alarak demokrasiyi havaya uçuracaktır.Putin'i eleştirenler dikkat etsin, Türkiye'nin yeni bir Putin'i yavaş yavaş doğmakta, Türkiye'yi baştan ayağa ele geçirmektedir."
CİHAN
08 Aralık 2015 12:13
DİĞER HABERLER