Muhalefet milletvekilleri hakkında hazırlanan fezleke sayıları bin 300’e ulaştı. Fezlekelerin 950’si HDP milletvekilleri hakkında. İktidar milletvekilleri hakkında hiç fezleke hazırlanmaması dikkat çekerken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında hazırlanan fezlekeler ortadan kayboldu. 

ArtıGerçek.com'un haberine göre Bahçeli hakkında geçen dönemlerde “cumhurbaşkanına hakaret” suçundan onlarca fezleke hazırlanmıştı.

2016 yılında Anayasa değişikliği ile milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. Bu çerçevede Devlet Bahçeli’nin de aralarında bulunduğu bütün fezlekelerin yargılama yolu açıldı. Cumhurbaşkanı, Bahçeli hakkında hazırlanan fezlekeye ilişkin bütün dosyalardan feragat etmiş, davalarını geri çektiğini açıklamıştı. Ancak TCK’nın 299. Maddesine göre “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlarından feragat etmek keyfiyeti söz konusu değil. Cumhurbaşkanı şikâyetini geri çekse dahi yargılamanın devam etmesi gerekiyor. Edinilen bilgilere göre bu fezlekeler ya düşürüldü ya da yargılamanın kapatıldığı anlaşılıyor.

TCK’nın 299. Maddesinin üçüncü fıkrasına göre, bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznini gerektiriyor. Bahçeli hakkındaki fezlekeler konusunda Adalet Bakanı izin verdiyse de henüz konuya dair bir açıklama yapılmadı.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, o dönemde Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanına yapmış olduğu ağır sözlerden dolayı fezlekeler hazırlandığını hatırlatarak, bu fezlekelerin akıbetinin kamuoyuna açıklanması gerektiğini belirtti. Tanal, “Cumhurbaşkanına yönelik hakaret suçları ceza Kanunu 299. Maddeden olduğu halde, bunlar şikâyete bağlı değil, vazgeçme dahi bu davaları düşürmezken, düşmemesi gerekirken, ne oldu? O dönemde Bahçeli hakkında hazırlanan fezlekeler hangi suçlardandı ve ne oldu?” diye sordu.

Tanal, 2016 yılında Anayasa değişikliğiyle tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Mesela bizler yargılandık. Kimisinden beraat ettik, kimisinden ceza aldık. Cumhurbaşkanı, Sayın Bahçeli’nin davalarına ayrı dilekçe vererek düşürdü mü? Eğer kanunsuz bir şekilde düşürdülerse vatandaşınki niye düşmüyor? Suçta eşitlik ilkesi ne oldu?”