MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında BirGün, Sözcü ve Cumhuriyet'in deprem felaketiyle ilgili eleştirel manşetlerini hedef aldı. İki büyük depremin ardından gündeme gelen seçimlerin ertelenmesi yönündeki tartışmalara da değinen Bahçeli, "Rahat olun, biraz sabredin, Türk Milleti sizin boyun ölçünüzü yakında sandığa gömerek ilan edecektir. Ne sandıktan kaçarız ne demokrasiyi yok sayarız" şeklinde konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"İnsanlığın felaketler karşısındaki refleks ve tepkisi coğrafyaların hepsinde hemen hemen aynıdır. Çünkü insan olanın ruhu vardır, kalbi vardır acısı vardır. Yalan Haber yayan, dedikodu çıkaran, malumat kirliliğine umut bağlayan siyasi yamyamlığa heves eden kim varsa insanlığı kuşkulu ve tartışmaya açıktır. Fırsatçılığın karanlığından istifade ede etiketleri artıranlar, kiraları artıranlar, kasasını doldurmak için hareket edenler bu milletin bir ferdi olamayacağı gibi şerefli de sayılamazlar. Depremden menfaat devşirmenin arayışında olanlar ahlaksızlığın markalarıdır. Bunları tek tek not aldığımız da bilinmelidir.
Siyaseti makul, medeni ve milli ilkelere müzahir yapmaktan aciz olanlar temelsiz eleştirilerini yapmadan önce aynaya bakmalıdırlar. Milli felaketlerde ortak aidiyetler çevresinde uzlaşamayanlar insani değerlere her yönüyle yabancılaşan mihraklardır. Kabul etmek lazımdır ki Türkiye devasa bir müsibetin tesirindedir. Tektonik mirası, jeolojik müktesebatı, meteorolojik özellikleri ile Türkiye'miz doğal afetlerin risk ve tehlikelerine her zaman açıktır. Depremden sellere heyelanlardan çığlara kadar pek çok felaket belli aralıklarla görülmüş ve yaşanmıştır. Kaldı ki Türkiye dünyanın en başta gelen deprem kuşaklarının birisinin üzerindedir.
Deprem bilimciler tarafından Kahramanmaraş depremi en büyük depremlerden birisi olarak tanımlandı. İnsani ve fiziki kusurlar doğal afetin yıkımını da yoğunlaştırmaktadır. 1999 Gölcük felaketi bir milattır. Zemin etüdü yapılma zorunluluğu yoktu. Binaların tamamında deniz kumuyla çimento karıştırılmış harç kullanılıyordu. Ahlaksız müteahhitler malzemeden çalmayı alışkanlık haline getirmişlerdi. 2018 yılında yönetmelik değişmiştir.
Nitekim deprem bilimciler tarafından K.Maraş depremi dünya üzerinde karada meydana gelen en büyük depremlerden birisi olarak tanımlanmıştır. Depremle mücadele kapsamında 17 Ağustos 1999 Deprem felaketi bir milattır. Bu tarihten önce inşa edilmiş yapılarda zemin etüdü yapma zorunluluğu yoktu. Ahlaksız müteahhitler malzemeden çalmayı alışkanlık haline getirmişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2021 yılında açıklanan yeni kentsel dönüşüm vizyonuna göre 6.7 milyon riskli yapı tespit edilmiştir. Acilen eyleme geçmek lazımdır. Her yıl 300 bin binanın dönüştürülmesi planlanmıştır. Doğal afetler bundan sonra da kaçınılmaz şekilde yaşanacaktır. Dayanıklı bina yapmaktan başka ikinci bir seçenek yoktur. Etkin bir denetim mekanizması ile hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Hükümet verimli ve etkin bir afet yönetimiyle Kahramanmaraş depremindeki yaraları sarmaktadır. Devlet her şeye hakimdir, iftiralar ise beyhudedir. Acımız büyüktür ancak hayatta zamanın hafifletemediği hiçbir acı da yoktur.
Yine merhum Karakoç şu ibret verici düşüncelerini beyaz sayfalara nakşetmişti; 'Elden gelen her tedbir alındıktan sonra olana asıl kaynağına bağlayarak Allah'a tam bir inançla teslim olmak gerekir. Felakete uğrayanlardan sağ kalanlardan tam bir tevekkül içinde bizim bu teslim oluşumuzda mümkün olan avunmayı bulacaklar, onlar da teslim oluşun sessizliği ve derinliği içinde bizi bırakıp öteye geçenlerin ruhlarıyla konuşacaklardır. Ve ölenler sonsuzluğun üzerinden eğilerek; çocuklarının, annelerinin, kadınlarının, dedelerinin kulağına şöyle fısıldayacaklardır; 'durun birden bire ihdeye çarptık varlığı bulduk, biz dağılan kitabın uçuşan yapraklarıysak siz de orada kalan yapraklarısınız. Yaprakların toplanıp yine kitap yapılacağı gün gelecektir.
Bir gazetenin şu nifaklı içerikli şu manşetine bakar mısınız... 'Milletin parasıyla millete bağış' Diğer bir gazetenin manşeti de şudur; 'Suçlu olay yerine döndü' Bir başka gazetenin manşeti ise '40 bin ölü var tek bir istifa yok'... Acımızı, anımızı, adımızı ve ağıdımızı bilmeyenlerle ortak bir geleceği nasıl paylaşacağız
Dayanışma kültürü için yabancı ülkelere teşekkür etti, döndü dolaştı sataştı.Bu itibarla küçüldü ufaldı ve alçaldı. Kılıçdaroğlu, deprem koordine edilemedi dedi.
Devleti ve hükümeti suçlama yarışına giren karamsarlık aşılayıp kriz ve kaos ikmali yapan bu kimliksizler koordinasyondan ne anladıklarını aslı astarı olmayan iddialarla nereye varmak istediklerini açıklayacak yürekliliğe sahipler midir. Bu karanlık tiplerin siyaset temsilcisi Kılıçdaroğlu, enkaz altındaki mazlum insanlarımızla alay eden edepsizlerin tutuklanmaları üzerine gelin beni de tutuklayacak kadar seviyesiz bir hale bürünmüştür. Her şeyi biz mi öğreteceğiz. "