Genelkurmay Başkanlığı'nın İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği orijinal belgeler, Balyoz delillerinin sahte olduğu iddialarını çürüttü.
Balyoz darbe planı davası başladığından beri dile getirilen 'Deliller, sahte dijital belgelerden ibaret' tezi, Genelkurmay'ın mahkemeye gönderdiği
evraklarla çöktü. Gölcük Donanma Komutanlığı'nda 6 Aralık 2010'da yapılan aramalarda, dijital ortamlarda ele geçirilen belgelerin ıslak imzalı nüshalarının peşine düşen İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Genelkurmay'a yazı yazdı. Karargâh'tan mahkemeye gönderilen cevapta, 26 belgenin ıslak imzalı orijinal hali veya onaylı suretlerinin bulunduğu kaydedildi. Mahkemeye ulaşan evraklarla,
asker ve sivillere yönelik fişleme kayıtlarının bulunduğu belgelerin asıllarının kopyaları davanın yeni delilleri arasına girdi. Böylece Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesi zemini altından çıkan evrakların orijinal olduğu da ispatlandı.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın Genelkurmay üzerinden mahkemeye gönderdiği 107 sayfalık belgede, Eskişehir, Konya, Kütahya, Antalya ve Çanakkale gibi çevre illerde yapılan fişlemelerin orijinal belgeleri bulunuyor.
Genelkurmay Başkanlığı'ndan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ve Balyoz delil CD'lerinin orijinalliğini teyit eden belgeler arasında
'Bilvanis çiftliği', 'Nakşibendi tarikatı faaliyetleri', 'Eskişehir Kılıçoğlu Anadolu Lisesi irticai faaliyet', 'Mahalli gazetede çıkan haber', 'Sarar Anadolu İmam Hatip Lisesi' başlıklı evraklar yer alıyor. Belgelerde Nakşibendi tarikatının kullandığı Eskişehir Bilvanis Çiftliği'nin savaş uçakları ile çekilmiş fotoğrafları ile çiftliğe gelen misafirlerin araba markalarına kadar fişlendikleri görülüyor. Bilvanis Çiftliği'yle ilgili ilk iddialar gündeme geldiğinde, 'Uçakla istihbarat mı toplanır?' tezi ve savunması işlenmişti. Ancak Genelkurmay Adli Müşavirliği kanalıyla gelen belgelerde hem çiftliğin keşif uçaklarınca (F4) çekilmiş fotoğrafları, hem de bölgeye ilişkin raporlar ve haritalar yer alıyor.
Genelkurmay Başkanlığı'nın 26 Nisan 2012 tarihli gönderdiği yazıda, mahkemeye mevcut olan belgelerin asılları, olmayanların onaylı suretleri, imha edilenlerin imha tutanakları ile asılları mevcut olmayan dokümanlarda isimleri yer alan personelin belirtilen tarihlerde ilgili komutanlıklarda görev yapıp yapmadıklarına dair açıklayıcı tabloları gönderdiği belirtiliyor. Mahkemeye gönderilen 107 sayfalık raporun içinde yer alan ilk belge,
29 Mart 2004 yerel seçimlerinden hemen sonra Eskişehir'deki Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı lojmanlarda hangi partilere ne kadar oy çıktığına dair bir çalışmayı içeriyor. 30 Mart 2004'te hazırlanan raporun altında Hava İstihbarat Subayı ve Balyoz davası tutuklu sanığı Hakan Büyük'ün parafı bulunuyor.
'İstihbarat Şube Başkanlığı'nın dikkatine' başlığı ile hazırlanan raporda, Yıldıztepe ve Korgeneral Lütfü Akdemir lojmanlarındaki personelin oy kullandığı sandıktaki rakamlar üst komutanlığa tek tek rapor edilmiş. Sonuçların analizinde ise şu ifadeler yer alıyor:
"CHP'nin Eskişehir'deki seçimlere katılmaması nedeniyle CHP tandanslı personel ile diğer bir partiye vereceği oyun AKP lehine olacağını düşünen personelin DSP'ye oy verdiği' ifadeleri kullanılıyor. Raporun altında Balyoz davası tutuklu sanığı emekli Albay Hakan Büyük ile Hava Pilot Tümgeneral Nejat Bilgin'in imzası bulunuyor.
TÜM YEREL GAZETELER FİŞLENMİŞ
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın gönderdiği belgeler arasında en dikkat çekici olanlardan biri ise Eskişehir, Konya, Kütahya, Antalya, Kocaeli, Çanakkale, Sakarya, Muğla ve Tekirdağ gibi illerdeki yerel gazetelere yönelik fişlemeler.
15 Eylül 2006'da Eskişehir 1. Hava Kuvveti Komutanlığı tarafından hazırlanan listede 121 yerel gazete tek tek fişlenmiş. Gazeteler ile ilgili siyasî eğilimi, fiyatı, takip edilip edilmediği bilgileri bulunuyor. Siyasi eğilimi başlığında; milli görüş, sol eğilimli, DYP'ye yakın, ulusalcı, sağ, sol, akredite ve Süleymancı gibi tasnifler yer alıyor. Örneğin Eskişehir'deki Sakarya ve İstikbal gazeteleri için solcu, Milli İrade ve AK Haber gazeteleri için sağ eğilimli, Konya'daki Merhaba ve Memleket gazeteleri için 'milli görüşçü' şeklinde fişlemeler yapılmış.
Belgenin 15 Eylül 2006 tarihli olması da Balyoz darbe planı seminerinde Çetin Doğan'ın emrindeki subaylara sarf ettiği 'Listeler daima güncel tutulacak' ifadelerinin anlaşılmasına yardımcı oluyor. Balyoz darbe planı davasındaki bilgilere göre, darbe toplantıları 5-7 Mart 2003'te yapılmıştı. Yeni belgeler, Doğan'ın talimatı doğrultusunda 3 yıl sonrada fişlemelerin aynı mantıkla sürdüğünü gösteriyor.
Askerî lise öğrencileri hangi dershaneye gitmiş?
1. Hava Taktik Komutanlığı'nın üssü Eskişehir olmasına rağmen fişleme çalışmaları Türkiye sathına yayılacak şekilde sürdürülmüş. Mersin Anamur İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde çalışan bir personelden alındığı kaydedilen bilgilere göre, Anamur Işık Dershanesi'ne kayıtlı bazı öğrencilerin askerî liselere gitmek için isimlerini saklı tuttukları aktarılıyor.
Eskişehir'deki N. isimli kırtasiye ile ilgili detaylı çalışma da tüyler ürperten cinsten. Hakan Büyük imzası taşıyan raporda, söz konusu kırtasiyenin müşterilerinin dağılımı, çalışanlarının cinsiyeti, firmanın üst katında bulunan 10-12 kişilik dinlenme salonuna ilişkin bilgiler yer alırken, çok sayıda dinî içerikli yayının satıldığı da belirtiliyor. Ayrıca bu firmaya ait diğer kırtasiyelerin de telefon numaraları tek tek kaydedilmiş.
'Belgeler sonradan konuldu' iddiası çöktü
Balyoz darbe planı davası duruşmalarında sanıklar, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda çıkan belgelerin dışarıdan gelen bir elektrikçi tarafından zeminin altına konulduğunu ileri sürmüştü. Ancak bu iddianın gerçekçi olmaması üzerine bazı askerler, dikkatleri TSK içerisindeki bir cunta yapılanmasına çekmek istedi. Söz konusu askerlerin iddialarına göre İstihbarat Şubesi zemini altına belgeleri TSK'daki art niyetli bir grup koymuştu. Ancak bu tez de Balyoz davası tutuklu sanığı Binbaşı Kemalettin Yakar tarafından çökertildi. Söz konusu belgelerin saklanmasına ilişkin açılan davanın 3. celsesinde konuşan Yakar, zeminin altına çuvalları kendisinin yerleştirdiğini itiraf etmişti. Balyoz davasının 53. celsesinde Gölcük'te çıkan belgeler ile ilgili emekli Albay Hakan Büyük, savcının kendisine yönelttiği sorulara cevap vermemişti. Eskişehir'de tutulan fişleme notlarını okuyan savcıya Büyük, "Bu soruya cevap vermek istemiyorum" karşılığını vermişti.