HDP’nin 1 Eylül’de açıkladığı “Barış Çağrı Deklarasyonu” kapsamında başlayan barış etkinlikler devam ediyor.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, “Gelin bu çağrının sesi, nefesi olalım. Zor durumda olduğumuz için barış istemiyoruz. Zaman kayıp etmeden, bu toprakları barış halaylarıyla renklendirelim” diye seslendi.
Hakkari Barış Anneleri Meclisi, HDP’nin 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla açıkladığı “Barışa Çağrı Deklarasyonu”na destek olmak amacıyla açıklama yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari İl binasında yapılan açıklamaya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri katıldı.
Barış Anneleri Meclisi üyesi Fatma Turan, tüm kadınların barış için bir araya gelmesi gerektiğini belirterek, Kürt halkının savaşla bitmeyeceğini, yapılması gerekenin barışın sağlanması olduğunun altını çizdi. AKP iktidarından bir beklenti ve taleplerinin olmadığını söyleyen Turan, Kürt halkının barış ve özgürlük istekleri için mücadele edeceğini söyledi.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, bütün mücadelelerinin barış odaklı olduğunu ve her savaşın sonunun barışla sonuçlandığına işaret etti. Zaman kaybetmeden barışın sağlanması gerektiğini vurgulayan Güven, bunun için halkların el ele vermesi gerektiğini söyledi. Güven, şunları söyledi:
"Bu topraklar artık acıya doydu. Acıları ayrıştırma söz konusu değildir. Kim olursa olsun, yaşam değerlidir. Her annenin acısı aynı, gözyaşının rengi aynıdır. Kadınlar Tayyip Erdoğan'a sesleniyorlar. Diyorlar ki 'siz çözüm süreci yapacağız demiştiniz. Ama siz bir çöktürme planı ortaya koydunuz. Siz bu halkın sesini duymadınız. Siz bu süreci fırsata çevirip bütün dağlarımızı kalekol ve karakollarla doldurdunuz. Siz bir barış konsepti ortaya koymadınız’. Onun için bizler Barış Anneleri olarak tekrar seslenmek istiyoruz: Barış; erdem, emek, çaba ve güzelliktir. Gelin savaştan vazgeçin. Gelin kandan, ranttan vazgeçin. Hep birlikte barışı sağlayalım."
Barış Annelerinin Hakkari'den yükselen çığlıklarının duyulması gerektiğini ifade eden Güven, "Biz Diyarbakır HDP binası önünde oturan, oturtulan annelerinin sorunlarının da Kürt sorununun çözümsüzlüğünden dolayı olduğunu biliyoruz. Yine de ayrıştırmıyoruz. Diyarbakır HDP binasının önündeki annelerin de, HDP Hakkari binasının önünde açıklama yapan annelerin de ve diğer tüm annelerin de sesinin duyulması gerekiyor. Bu anneler barışı haykırıyor. Yetkililerin bunu duyması gerekiyor. Oradaki annelere her olanağı sağlayan devlet, burada bir barış çağrısı için caddeyi 5 dakika kullanmamıza izin vermiyor. Bu bir devlet zihniyetidir. Bu bir Kürt düşmanlığıdır. Artık bu düşmanlıktan vazgeçin" dedi.
Savaşın halkın mutfağına açlık olarak yansıdığına işaret eden Güven, şöyle dedi:
“Batıda Kürtler her gün linç ediliyor. Bunların hepsi bu savaşın sonucudur. Bu savaş artık bitsin, annelerin bu talebi kabul edilsin. Bunu yaparsak hep birlikte huzur içerisinde yaşarız. Bu mümkündür. Kimse sağa sola çekmesin. Kimse 'Kürtlerin ne istediği belli değil' demesin. Dilimizi, kimliğimizi istiyoruz. Biz artık özgür ama birlikte yaşamak istiyoruz. Bunun için olanaklar var. Bizim talebimiz bu ülkede kardeşliğin daim olmasını isteyenleredir. AKP bu gün var, yarın yok. Ama bu coğrafyanın insanları yüz yıllardır birlikte yaşıyorlar. Onun için Sayın Öcalan’ın barış çağrısı çok önemlidir. Sayın Öcalan bin yıllık kardeşlikten bahsediyor. O da bugün ağırlaştırılmış bir tecritle karşı karşıya. Bu tecridi kaldırın ve Sayın Öcalan’ın sağlık ve güvenliğini sağlayın. Bunu yaparsanız Türkiye’ye de Ortadoğu’ya da barış gelir."
Barışın sağlanması için mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Güven, “Zor durumda olduğumuz için barış istemiyoruz. Altını bir kez daha çiziyoruz. Biz zorda değiliz. Biz mücadele ediyoruz, biz bedel ödüyoruz. Barış, bütün savaşların sonucunda gelinecek noktadır. Her şekilde son aşama barıştır. Bu yüzden gelin zaman kayıp etmeden, bu toprakları barış halaylarıyla, barış tadında bir yaşamla renklendirelim” diye seslendi.