Başbakan Erdoğan, Gazze'ye gerilim çıkmaması için gitmediğini belirterek, anayasanın kısa sürede yapılabileceğini söyledi.
Terörle mücadeledeki adımlardan birisinin de Mahmur Kampı ile ilgili olacağını ifade eden Erdoğan, "Şu anda dağın kuluçkası şeklinde. BM koruması altında. Terörle mücadele, diyoruz ama buralardan terörist yetişiyor" dedi
Başbakan Erdoğan'ın genel seçim sürecinde kendisine hakaret ettikleri iddiasıyla açtığı davalardan feragat etmesinin ardından 4 dava düştü. CHP lideri Kılıçdaroğlu hakkındaki 3, MHP lideri Bahçeli hakkındaki 1 davanın reddine karar verildi.
ABDÜLKADİR SELVİ - YENİ ŞAFAK
Güney Afrika dönüşü uçakta çarpıcı değerlendirmeler yapan Başbakan Tayip Erdoğan, yeni anayasa konusunda kararlı olduklarını, muhalefetin ipe un sermemesi halinde 1 yılda anayasa çalışmalarını tamamlayabileceklerini söyledi. Erdoğan, İsrail, BM, terör, Kürt sorunu ve şike operasyonu konularında çok önemli mesajlar verdi.
Gün içerisinde yaptığınız konuşmada İsrail'e çok sert yüklendiniz. İki ülke arasındaki ilişkiler çok gerildi. Bu gerilmenin sonu nereye gidecek?
Olması gereken yere varacak aslında. Şu anda İsrail bütün bu adımları atarken sırtını hep bir yere dayayarak atıyor. Sırtını dayadığı yerler de belli. Birinci derece Amerika ikinci derece Batı.. Bu gücünü buralardan almak suretiyle de bölgede hakikaten terör estiriyor. Bu tabiri daha belediye başkanlığı dönemimde kullanmıştım. Şu anda İsrailli diplomatın sorduğu soru çok ilginç. Hala oradan silahların bombaların tünelden getirildiğini söylüyor. Vicdansız! O tünelden hangi silah gelebilir? Olmert'e de sordum. Bana söyler misiniz bu bombalardan kaç kişi öldü diye. Rakam veremiyor. Sizin bombalamalarla ölenler ortada dedim.
GAZZE'DE YENİDEN AÇLIK BAŞLADI
Sonra bizim malum olay; Suriye İsrail görüşmelerinde son aşamaya gelmiştik. İşi bitireceğiz, onlar Gazze'yi bombardımana başladılar, süreç bitti. O dönemde 2 bini aşkın ölüm, 4 bini aşkın yaralı var. Fosfor bombasını ilk kez orada kullanmış oldular. Tanklarla toplarla Gazze'ye girdiler. BM binasını bile vurdular. Ban Ki-mun'la da konuştum. Şimdi ben gitmek istiyorum. Sadece gerilim olmasın diye gitmiyorum. Şu tablo çok açık net ortada insanlık yardımını bile oraya ulaştırılamıyor. Şu anda Gazze'de ciddi açlık başlıyor. Sıkıntı var. Bütün bunlara yardım elimizi uzatamamaktan dertliyiz. Bunu sizin çözmeniz lazım. Olumlu yaklaşım göstermemesi İsrail'i her geçen gün daha da sıkıntıya sokacaktır. Elindeki orantısız güç bir yerden sonra kendine dönecektir.
Verdiğiniz konferansta İsrail'in maslahatgüzarı da vardı. Size bir tepkisi de oldu aslında bir anlamda. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Gerçi orada cevabını verdiniz ama...
Ben üzerime düşeni yaptım. Sizlerin de bu işin değerlendirmesini en iyi şekilde yapmanız lazım. Bana güzel bir pas verdi. Ben de pasın gereğini yaptım.
Kıbrıs'ta doğalgaz ve petrol aramaları konusunda Amerika'nın tutumu nasıl?
Bu konuda Amerika da sağduyulu düşünüyor. Obama, Kıbrıs halkının dolayısıyla Türklerin oradaki çıkacak nimetlerden adil bir şekilde istifade etmesi gereğini ifade etti. Bizim girişimimizi de olumsuz olarak nitelemedi. Orada başlattığımız süreç devam edecek. Annan döneminde böyle bir girişim olmuştu ve engellemişti. Ama Ban Ki-mun engelleyemedi.
GÜNDEMDE GÖRÜŞME YOK
Gerekirse PKK ile tekrar görüşülür açıklamanız çok tartışıldı...
PKK ile değil. Bizim İmralı ile de görüşme noktasında söyledim. PKK ile mücadeleye devam. Siyasi ile müzakereye devam. Adayı sorduklarında da İmralı'yla veya başkalarıyla devlet gerekli gördüğü herhalde görüşmeyi yapabilir. Ama şu anda gündemde böyle bir şey yok.
BDP bu denklemde yeri nerede?
BDP'yi siyasi müzakere edilecek yer olarak kabul ediyoruz. BDP'yle görüşmeye evet dedik. Onlarla arkadaşlarımızda görüşecek. Ama öbür türlü asla...
KCK operasyonları ile ilgili olarak hem müzakere edelim diyorsunuz hem de seçilmiş kişileri tutukluyorsunuz eleştirisi var. Sizce operasyonlar süreci etkiler mi?
Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Kimler tutuklanmış kimdir hangi belediye başkanıdır, hangi il ilçe başkanıdır Allah şahidim bilmiyorum. Bunların hepsi tamamen yargı sürecidir. Yargıya gelen ihbarlardan tutunuz tespitlere varıncaya kadar bunların neticesinde atılan adımlardır. Bunlar (tutuklanacakları başbakan belirliyor iddiası) kuru iftiradır. BDP her şeyi iftirayla yapıyor. Her şeyin başına ya AK Parti'yi ya da Tayyip Erdoğan'ı oturtuyorlar.
Sizce neden hedeflerindesiniz?
Başbakansınız da onun için... İktidarsınız da onun için. Şu anda sizin Güneydoğu'da, Doğu'da getirdiğimiz tüm temel haklara ilişkin, olarak BDP'den şunları yaptılar denildiğini duydunuz mu? Şu kadar hastane yapıldı şu kadar yol yapıldı duydunuz mu? Hiç birini duymazsınız. Hala sıkılmadan ret politikalarından asimilasyondan bahsediyorlar. Artık Türkiye'de ret politikası, asimilasyon mu kalmış? Bu ülkede de Kürtler benim kardeşimdir diyen bir başbakan var.
Terörle mücadele ile ilgili umutlu bir beklenti de var. Siz aynı görüşte misiniz?
Biz tabi doğrusu hep o iyiliği bekliyoruz, o iyi günlerin beklentisi içindeyiz. Bununda gereği olarak atılması gereken adımları, yapılması gerekenler noktasında gerçekten bu meclisin tüm partilerin katılımıyla açılması yönünde gayretlerimiz oldu. Terör ve şehit haberlerinin yayınlanmasını ben psikolojik noktada olumsuz değerlendiriyorum. Terör örgütünün de propagandasını yapmış oluyoruz. Bunu ortadan kaldırırsak her geçen gün lehimize olacaktır. Dağa gidip görüşen gazetecileri doğru bulmuyorum. Bunlar geri kaldı. Bekaa'dan sonra Mahmur Kampı. Şu anda dağın kuluçkası şeklinde. BM koruması altında. Bütün bunlar adeta belli güvencelerle belli yerlere taşınmış oluyor. Biz şimdi Mahmur Kampı'nı masaya yatıracağız. BM ile görüşmek durumundayız. Terörle mücadele diyoruz ama buralardan terörist yetişiyor. Bunun üzerinde tabiî ki durmamız lazım. Hükümet olarak bizim gayretlerimiz, muhalefetin gayretleri, STK'ların gayretleri bir ortak akılla bu işi yürütebilirsek inanıyorum ki çok daha kısa zamanda netice alabiliriz.
Böyle yaz boz olmaz
Şike tartışmaları ile ilgili yeni kanun talebi var. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Bizim önümüze böyle bir metin gelmedi. Bakanımızı ziyaret etmişler. Bu konuda bundan önceki yasa tasarısını kendileri getirdiler, arkasında durdular, rica minnet, yalvar yakar. Şimdi kalkıp Meclis'in kapanmasının son günü olan bir işle tekrar önümüze gelmeleri pek yakışık da almıyor. Biz yine de kendilerine nedir görelim ama bizim kanun yapma anlayışına yakışmıyor dedik. Böyle yaz boz olmaz. Böyle bir netice doğmuşsa böyle bir neticenin içinde yer alanlar tabii ki bedelini ödemek zorundalar. Bu iş sonra kişiye dönük yasa düzenleme mantığına döner ki olmaz. Bunlar olacak işler değil. Buna rağmen nedir yaptığınız görelim bakalım dedik.
Anayasa konusunda ciddiysek 1 yılda biter
CHP, yeni anayasa için süre dayatıp uzlaşmaz bir tutum içinde olduğunuz eleştirisinde bulundu.
Samimi niyetle bu işe girdik. Bu ülkede anayasa konusu yeni tartışılan bir konu değil. Nitekim 26 maddelik paketi tüm engellemelere rağmen adeta savaş diyeceğim bir süreçten sonra milletin önüne getirdik orada da referandum süreci yaşadık yüzde 58 oyla halkımız onayladı ve bitirdik. Onlara kalsa biz bu işi bitiremezdik. Meclis istediği zaman yapıyor. Diyeceksiniz bu anayasa... Tamam bu iş için de 1 yıl diyoruz. Art niyetim olsa baştan söylerim komisyonda bu kadar temsil isterim diye... Bizim 326 üyemiz var, onda birimiz de altıda birimiz de üç üye versin dedik. Bununla kalmadık. Bu çalışmayı yürütürken bu iş Meclis başkanını riyasetinde olsun dedik. Burada böyle bir iyi niyet var. Eğer TBMM bir yılda anayasa yapamıyorsa biz Arap Baharı'nın estiği yerlerde onlardan anayasa filan bekleyemeyiz bir yılda. 2-3 ayda anayasasını hazırlayanlar var. Bir yılda bir değil birkaç anayasa çıkarılır...
Uzlaşma Komisyonu uzlaşmama komisyonuna dönüşürse...
Eğer burada 4 partinin 4'ü de bir tarafa çekecek olursa durum farklı olur. Diyelim ki o grubun içinden anayasayı değiştirecek güç çıkarsa bu iş olur. İki parti yaparsa iki parti yapar. Ben bunu böyle düşünüyorum. Sayısal olarak yetmesi lazım. Gönlümüz, arzumuz 4 partinin yapması... Biz bu işte ciddiyiz..
Anayasa ile ilgili çalışmalar bir yıl içerisinde tamamlanmazsa?
Biz böyle bir hedef koyuyoruz. Siyasi parti olarak hedefimiz bu. Bundan sonrası halkımızın gözleri önünde cereyan edecek. Bu komisyonun performansıyla ilgili bir şey. Engelleyen olmak istemiyoruz. İla nihaye kalsın dedikleri zaman oturur değerlendiririz... İla nihaye devam edemez.
CHP'nin her tarafı sıkıntılı
Alman vakıfları ile ilgili açıklamanız çok tartışıldı. CHP tepki gösterdi. Ne diyorsunuz?
Alman vakıf ve kuruluşları şeklinde bir ifade kullandım. Vakıflar da var, kredi kuruluşları da var. Onlar istikamet veriyor. Sana kredi vereceğim ama şu müteahhite vereceksin diyor. Diğerlerine ihale şansı bile tanımıyor. Bunların içinde tabi CHP'li belediyeler var, BDP'li belediyeler var, belki bizim partimizden olan belediyeler var. Hemen CHP'li belediyeler rahatsız oldu. Sayın Kılıçdaroğlu hemen arasa bulur. Hangi belediyesi hangi Alman kalkınma bankasından kredi almış mı almamış mı? Bunu bulur. Genelde de Alman Kalkınma Bankası bu konuda yüklü kredi işine giriyor. Krediler konusunda da çalışma metodu çok ahlaki değil. Kurallara uygun değil. Burada bizim dikkatimizi çeken de belli şirketlerle bu işi götürüyorlar. Bu dikkat çekici.. Yalnız CHP kendisine çeki düzen versin. Gidişleri iyi değil. Kimseye böyle dürüstlük noktasında fatura kesme gayreti içine girmesinler. Çünkü her taraflarından şu anda sıkıntı akıyor.
Bu şirketlerin terör örgütü ile ilişkisi var mı?
Ben onu konuşamam. Muvaazalı. Belki KCK operasyonlarının altından bu çıkacak.
Bu ilişkilerden rahatsızsınız yani?
Rahatsızım tabi ki...
BAYRAK DİKMEKLE BİTMEZ
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin size yönelik bir eleştirisi oldu. Teröre yönelik 'Ciğerim yanıyor' sözüne ilişkin olarak, 'Ciğeri yanıyorsa Kandil'e bayrak diksin' diyor. Bu konuda neler diyeceksiniz?
İsterseniz ben bu soruya cevap vermeyeyim. Bu soruya zaten en güzel cevabı sınır ötesi operasyonu yapan güvenlik güçlerimiz, askerimiz en güzel şekilde verdi. Biz şu anda gereken ne varsa, yapılması gereken neyse bunların hepsini yapıyoruz. Ben sayın Bahçeli ile böyle bir sürecin içinde bu tür ufak dalaşların içerisine, söz dalaşına, laf dalaşına girecek değilim. Eğer yapacak bir şey varsa, bayrak dikmekle siz orada terörü durduramazsınız. Kandil senin ülkenin sınırları içinde değil. Bayrağı dikmişsin, terör mü bitecek? Böyle saçmalık olur mu? Bu soruları siz de sormayın, yazmayın. Bakın ne diyorum, söylesin. Onu söylemekle o durumunu ortaya koyuyor. Oraya o bayrağı diktiğinde ne olacak? Terör mü duracak? Şu anda ülkemizin her yerinde bayrağımız var. Terör duruyor mu? Böyle bir şey söz konusu değil.
A'dan Z'ye okudum sonra imzalayın dedim
Füze kalkanı projesine eleştiriler var.
Bizde kurulacak olan füze kalkanı projesi değil. Önce onu belirteyim. Bizdeki radar sistemi. NATO konsepti içinde alıyoruz. Birçok yerler önümüze getirildi. Erzurum, Adana, Malatya... Sonunda gerek Genelkurmayımız gerekse de ilgili birimler muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerde Malatya Kürecik'e karar kıldılar. Bu sözleşmede bir tane ülkenin adı geçmiyor. Burada bir tane isim geçmiyor. Bu metni A'dan Z'ye okudum sonra imzalayabilirsiniz dedim. Bir diğer boyutu burada üst düzeyde subayımız generalimiz neyse görev yapacak ve MSB istediği zaman buraları denetleme şansına sahip. Burada tabi ki Amerikalı subaylarla beraber yapacak. Bizimde belli sayıda personelimiz olacak. Bunlar iki yıllık sürelerle yenilenmesi söz konusudur. Tek taraflı olarak sözleşme iptali yetkimiz var. Ama bunu 6 ay önceden bunu bildirmemiz gerekir.
New York temasları sırasında İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad ile bu konuyu konuştunuz mu?
Sayın Ahmedinejad bu konuyu açmadı. Gündeme gelmedi.
Radar projesinin milli menfaatlerimize uygun olmadığı yönünde eleştiriler var. Bizim ihtiyaçlarımızla örtüşüyor mu?
Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle bu tür tespitleri yapmakta sıkıntılarımız var. Bu tür radarlara ihtiyaç var. Bizim de böyle teknolojilere ihtiyacımız var. Biliyorsunuz iki Avacs siparişi verdik. 3- 4 yıllık bir gecikme de oldu. Ödemelerini yaptık. Bunlar hala malımız... Bir yerde de güçlü devlet olmanın, en azından savunma sistemleri konusunda etkili olmanın yolu buralardan geçiyor. Eğer Patriotları hibe olarak verecekseniz verin alma düşüncemiz yok dedik. Kendilerine açıkça söyledik. Radar projesi bir nevi teknoloji transferi gibi olacak...
Daimi üyelik kalkmalı
New York'ta da BM' yi çok sert eleştirmiştiniz. Burada da aynısını yaptınız. Sizin BM formülasyonunuz ne? Kafanızda bir model var mı?
Bizim formülasyonumuz, 5 daimi üyelik olmaması lazım. Daimi ve geçici üye diye bir şey olmaz. Daimi üyeliğin kalkması lazım. Beş sandalye olmaz on sandalye olmalı. Bu tüm dünya da ki yapıya göre, kıtalara göre, demografik yapıya göre değerlendirmeler yapılmalı. Ama mutlaka dönerli olarak herkes ama bir yıl ama iki yıl bu görevi yapmalı. Aksi takdirde şu anda 193 üye var. Burada 5 ülke ne karar verirse tüm dünya o karara ram oluyor. Zaten bunların içinde Fransa, İngiltere, Amerika bir tarafta Rusya ve Çin. Kıta dağılımı noktasında ciddi bir sıkıntı var. Kıta dağılımına baktığınızda Asya, Avrupa ve Amerika var, diğer ülkeler temsil edilmiyor.
Sizin BM ile ilgili eleştirilerinize başka ülkeler destek veriyor mu mesela Hindistan?
Dünyada şu anda reforma yönelik ciddi destek var aslında. Aslında 5 daimi üyenin arasında da sıkıntı başladı.
Şu anda Almanlar da istiyor?
Ama onlar 5 artı 1 olsun diye dolaylı yoldan bir şey yaptılar. Fakat tutmuyor tabii. Dünyada daimi üyeliklerin reforme edilmesi yönünde çabalar var. Çünkü bu yapıyla çok adaletsiz netice ortaya çıkıyor. İşte Suriye olayında gördük. Şu anda BM'nin reforma edilmesi noktasında ağırlıklı olarak talep var. BM ikinci dünya savaşı şartları içinde yapılanmıştı. Bugün geçerliliğini koruması mümkün değil. Adaletsiz bir netice ortaya çıkıyor. Suriye ile ilgili alınan kararda Rusya ve Çin ikisi blok hareket ediyor. Burada veto çıktığı anda bozuluyor.
Amerika somut bir şekilde İsrail'in arkasında duruyorsa Çin ve Rusya'da Suriye'nin arkasında duruyor
Evet.