Vanlı depremzedelerin ızdırabı son bulmuyor. Bayrama yaraların sarılacağı umuduyla girdiler ama son gece “Bayram Oteli”yle simgeleşen yeni bir yıkımın altında kaldılar. 7.2’nin travması altında bir tercih yapmak zorundaydılar: Evleri yıkılanlar çaresiz çadır kentlerde yaşamlarını sürdüreceklerdi. Binaları “az hasar” görenler ise soğuktan korunmak üzere evlerine döneceklerdi. Artçı şoklara rağmen hayatın gerçeği ağır bastı ve 23 Ekim’den sonra “deprem sonrası” risklerin azaldığı düşüncesiyle “eskiye” dönüldü. Van’daki o eski yapılardan birisi de şehrin dış cephesi yenilenmiş 47 yıllık oteliydi.
Edremit merkezli 5.6 büyüklüğündeki deprem 20’den fazla hasarlı binanın yanı sıra uzmanlarca denetlenen ve “sağlam” ön raporu alan Bayram Oteli’ni dümdüz etti. 5 katlı binanın o hale nasıl geldiğini gece boyu süren arama-kurtarma çalışmaları sırasında ekranlarda izledik. İki otel ve bir dershane yıkılmıştı. Enkaz altında 100’den fazla insan bulunuyordu.
Van’a yardım için Japonya’dan gelen 3 gönüllüden bir doktor da Bayram Oteli’nde yaşamını yitirdi.
Otelde kalan meslektaşlarımız da kurtarılmayı bekliyorlar.
Şimdi bu ihmalin-cinayetin sorumluları aranıyor.
Büyük depremin üzerinden iki hafta geçmişken bu oteller nasıl açık tutulmuştu?
Yer bilimciler, 9 Kasım depreminin “artçı” olmayıp, yeni bir fay kırılması olduğunda birleşiyor.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Mustafa Erdik, “Ana şok 7.2 olduğu için bölgede 6.2’yi görme ihtimali var” diye konuşmuş.
Van-Erciş’teki yıkımlar, ölümlerin depremden değil kötü yapılaşmadan gerçekleştiğini bir kez daha kanıtladı.
Depreme dayanıksız binalar normalde can almayacak sarsıntılarda yüzlerce insanın göçük altında kalarak yaşamlarını yitirmesine neden olabiliyor.
Bu stoğun oluşmasında en büyük etken kent rantları.
İmar izinleriyle yükseltilen binalar, yerel yönetimlere ve siyasilere kaynak yaratan denetimsiz kazançlar.
Van depremiyle ilgili ilk soruşturma sonuçları çöken apartman kolonlarında beton yerine briket kullanıldığını gösteriyor.
“Bayram Oteli faciası” ise deprem sonrası ihmalin en acı tablosu.
Postacının kapıyı iki kez çalması gibi, ikinci deprem de beklenmeliydi! (17 Ağustos sonrası Düzce-Kaynaşlı örnekleri)
O otele kilit vurulmuş olsaydı; onca insan hayatını yitirmeyecekti.
Van depreminde -dayanışma hariç- iyi sınav verilemedi.
Kötü yönetimin artçı şokları devam ediyor.
Yer bilimcilerin fay analizleri 1 milyonluk kentin doğru yerde kurulmadığını gösteriyor.
Van’ı başka yere taşımanın güçlüğü karşısında binaları iyileştirmek tek çözüm yolu. Kentsel dönüşümü sağlamak da hükümetin ve belediyelerin görevi. Halka bu güveni veremezlerse soğuğa rağmen insanları çadırlardan çıkartamazlar. Bayram Oteli faciasından sonra başka nasıl davranacaklar?!