Berlin-Ankara hattında gerilim

Saray iktidarının politikalarına Almanya’dan verilen tepkiler, iki ülke arasında halihazıra süren sorunların gerilime dönüşmesine yol açtı. Görüşme trafiği ve resepsiyon boykotları ile diplomatik alanda gerilim hissedilirken, Berlin yönetiminin işbirliği-eleştirellik dengesindeki tavrına Almanya kamuoyundan tepki var.
Almanya-Türkiye ilişkilerinde son aylarda AB ile yapılan kirli mülteci anlaşması, Alman vekillerin İncirlik Üssü’ne alınmaması ve Erdoğan’ın eleştirilere tahammülsüzlüğü gibi başlıklar üzerinden yaşanan gerilim, HDP ve Cumhuriyet operasyonlarının ardından bir diplomatik krize dönüştü.

Deutsche Welle’nin haberine göre; Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in talimatıyla Türkiye’nin Berlin’deki en üst düzey diplomatı olan Maslahatgüzar Ufuk Gezer, Almanya Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Steinlein görüşmede son gelişmelere ilişkin kaygılarını iletti. Türkiye’nin terörle mücadelesi ve darbe girişiminin aydınlatılması konularındaki çabalarının hukuk devleti ilkesiyle uyumlu olması gerektiğinin altını çizen Steinlein, muhalefetin susturulmasının ve hapsedilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Steinmeier’in görüşme talepleri yanıtsız

Diplomatik görüşmedeki eleştiri, doğrudan dışişleri bakanları arasındaki görüşme trafiğinde ise krize dönüştü.

Deutsche Welle’nin edindiği bilgilere göre; Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier bir süreden bu yana Ankara’yı ziyaret etmek istiyor ancak Ankara’dan tarih önermelerine hızlı bir yanıt verilmiyordu. Hatta Steinmeier’in ziyareti için haftalar öncesinde bir tarih önerildiği, söz konusu tarihten iki gün önce ise “Bize uygun değil” yanıtının verildiği belirtildi.

Steinmeier ile Çavuşoğlu arasındaki telefon görüşmelerinde yaşanan sıkıntılar da gerilimin yansımaları olarak görülüyor. Bakanların telefon görüşmesi için iki kez tarih belirlendiği ancak iki tarihte de Steinmeier’in telefonda bekletildiği, Türkiye tarafının “program yoğunluğu”nu gerekçe göstererek bekletme sonrasında görüşmeleri iptal ettiği aktarıldı.

Karşılıklı resepsiyon boykotları

Diplomatik krizin kendisini gösterdiği bir diğer başlık resepsiyonlar oldu. Almanya’nın yeniden birleşme günü olan 3 Ekim’de tüm dünyadaki Alman temsilciliklerinde verilen resepsiyonlara Türkiye büyükelçileri hiçbir başkentte katılmadı.

Buna karşılık Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna da Almanya’da üst düzey bir katılım gerçekleşmedi.

Erdoğan ve Bozdağ’a yanıt

Seibert, konuşmasında Tayyip Erdoğan’ın “Almanya teröre çanak tutuyor” ve Bekir Bozdağ’ın “Almanya’daki Türklerin hakları yok” sözlerine de yanıt verdi.

Teröre destek suçlamasını kesin bir dille reddeden sözcü, Bozdağ’ın sözlerini ise “absürt” olarak niteledi, “Almanya’daki milyonlarca Türkiye kökenli insan, onu bu konu hakkında bilgilendirebilir” dedi.

Hem işbirliği hem eleştirellik ve sonucunda sıkışıklık

Almanya, yaşanan gerilime karşın hem ilişkileri ve işbirliğini sürdürmekten hem de eleştirilerini dillendirmekten yana bir tavır izliyor.

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, haftalık basın toplantısında Türkiye ile yapıcı ve iyi bir işbirliği arzuladıklarını belirtti. Diyarbakır’daki bombalı saldırıyı kınayan Seibert, yaşanan operasyonları ise “son derece endişelendirici” olarak niteledi. Seibert, sözlerini şöyle sürdürdü:

HDP Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ’nın tutuklanmaları, mayıs ayında milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla uluslararası toplumda oluşan endişelerin yerinde olduğunu gözler önüne seriyor.

Federal hükümet, kanlı ve sert bir şekilde kınanması gereken askeri darbe girişimine karşı Türk devletinin, hukuk devletinin tüm araçlarıyla aydınlatılması çabalarını ve sorumluların hesap vermesini sağlaması gerektiğini anlamaktadır. Federal hükümet, Türk devletinin teröre karşı kendisini savunması gerektiğini de anlamaktadır, bu her devletin yurttaşlarına karşı sorumluluğudur.

Biz bunda Türkiye’yi, hukuk devleti ilkelerine ve orantılılık ilkesine uyulduğu müddetçe destekliyoruz. Bunda şüphemiz olduğunda, Cumhuriyet gazetesi ve HDP’de olduğu gibi, bunu her düzeyde Türk partnerlerimize iletiyoruz.

Saray iktidarının adımlarının sadece iç istikrar açısından değil, bölge ve Avrupa açısından da olumsuz sonuçlar doğurabileceği değerlendirmesi yapan Berlin yönetimi, gerilimin diyalog yoluyla çözülmesinden yana tavır sergiliyor.

Buna karşın Almanya kamuoyundan artan baskılar ve eleştiri çağrıları Merkel hükümetini tavır almaya zorluyor.
06 Kasım 2016 13:42
DİĞER HABERLER