Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, muhtemel bir seçim hükümeti için uyumlu isimleri kendilerinin belirleyecek kabiliyete sahip olduklarını söyledi.
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beştepe'nin yolunu bilmeyenlerle vakit kaybedecek halimiz yok diyerek CHP'nin beklentisinin gerçekleşmeyeceğini söyledi bu konuda neler söylerseniz?" sorusuna Bilgen, "Beştepe'nin yolunu aşındıranlarla 40 günümüzü tükettik. 40 gün sonra hükümetin kurulamayacağını keşfetti Türkiye. Eğer kurulacağına dair bir garanti diğer partilerden bir beyanı esas alıyor idiyse Cumhurbaşkanı o zaman Davutoğlu'nun kuracağı hükümete de bir taahhüdün muhalefet partilerinden verilmesi gerekirdi. Bunu görerek görev vermesi gerekiyordu. Ama 40 günün sonunda sonuçta hükümet kurulamamış ve kaos ortamına yürümeye devam eden bir Türkiye var. Eğer bir beyan beklemeden görev birinci partiye veriliyorsa, ikinci partiye de verilebilirdi. Birinci gelen parti için uyguladığı sistemi, ikinci gelen parti için uygulamaması kendi ifadesi ile siyasi ahlakla bağdaşmayacak bir tutumdur." karşılığını verdi.
Başka bir gazetecinin, "Seçim hükümetine HDP'den hangi isimler yer alacak?" sorusuna Bilgin, "Ayın 23'üne kadar Türkiye'yi bu kaostan, bu karambolden, her gün çatışmaların yaşandığı fiilen olağanüstü halin yaşandığı bir Türkiye'den çıkarabilecek bir muhatabın, ortaya çıkarabilecek bir muhatabın ortaya çıkarılmasını önemsiyoruz. Barış bizim için her şeyden daha değerli. Bir seçim hükümeti kaçınılmaz olursa 23'ünden sonra başka bir süreci işletmek durumunda kalırsak, bu hükümetin özelliği zaten seçim dönemini tarafsız biçimde yönetmektir. Tarafsız bir şekilde yönetecek hükümetten mutlak bir uzlaşma beklenmez. Zaten koalisyonu başarırdık, siyaset kurumu hükümet kurmayı başarabilseydi Türkiye'yi bu durumda bırakmazdı. Ama partiler kimi önereceklerine kendileri karar verirler. Birinci gelen parti kendi istediği isimleri seçecekse o zaman milletvekili listelerini de yapsınlar, halkın adına tercihlerini yapsınlar kongrelerimizi de yapsınlar. Bu siyasi etikle bağdaşmayacak bir durumdur. Biz bu yaklaşımı, HDP'nin bu süreç içerisinde diğer bütün partiler gibi siyasal karar süreçlerine katılımdan vazgeçirilmesine yönelik bir yaklaşım olarak görüyoruz. İsim polemiği yapmak isimler üzerinden bir tartışma yürütmek asla kabul edilebilir değildir. Biz başka bir partinin isimleri üzerinden bir tartışma yapmayı kendimizde böyle bir yetkiyi hakkı görmüyorsak hiçbir partinin de HDP'li isimleri polemik konusu yapmaması gerekiyor. Bu partinin kurulları var. Buralarda tartışılır. Bütün partilerin sürecin içinde olmasını önemsiyoruz. Uyumlu isimlerle, her parti böyle bir seçim hükümetinde yer almayı göze almışsa kavga çıkarmak için gerilim çıkarmak için değil bu kısa süre içinde Türkiye'yi gerilim dilinden çıkarmak için bir tercih ortaya koyacaktır. İlkelerimizi değerlerimizi önemseyeceğiz ama seçim hükümetinden de temel sorunlarımızı çözecek ya da HDP'nin yaklaşımını iktidar içinde dayatacak bir yaklaşım bekleyecek halimiz yok. Bundan dolayı bu uyumlu isimleri kendimiz seçebilecek yeteneğe kabiliyete sahibiz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanın TBMM Başkanı'nı süre dolmadan Saray'a çağırmasının sorulması üzerine Bilgen, "Eğer bir yasa yapma girişimi seçim tarihini tanımlayacak bir yasa girişimi ise görüşmenin konusu bu 5 günün bile değerlendirilmeden bu adımın atılmasını doğru bulmuyoruz. Zaman konusunda bir hassasiyet varsa bu 40 günü neden böyle tükettiğimizin hesabının sorulması gerekiyor. Eğer bu da bir seçim çalışması kampanya hamlesi ise ne yazık ki Cumhurbaşkanı temsil ettiği konuma, makama, onun tarafsız ve saygın pozisyonuna zarar verecek adımları 7 Haziran sürecinde de yaptı, yapmaya devam ediyor. Muhtarlarla rutin toplantısı sırasında kullandığı dil söylem açık bir kamplaşma dili taşıyor." sözlerini kaydetti. CİHAN