AKP rejiminin hukuksuzlukları aileleri parçalamaya, yuvaları yıkmaya ve hayatları karartmaya devam ediyor. Osman Öner ve eşi Meryem hanım tam üç yıldır tutuklu. Üç çocukları kimi zaman anneannede, kimi zaman teyzede kimi zamanda halada kalıyor. Çocukların hepsinin psikolojik sorunları var. Ortanca kardeş Betül (16) sorunları nedeniyle okulu bıraktı. Hiç bir somut delil olmaksızın ‘örgüt üyeliği’nden 9 yıl 4 ay ceza verilen Meryem Öner, ağır depresyon hastası olmasına ve tek başına kalamayacağına dair doktor raporuna rağmen 1 yıldır 28 kişilik koğuşta tek başına tutuluyor. Hukuk fakültesi 1. sınıf öğrencisi oğlu İbrahim Öner, “Ben halamlardayım, kardeşlerim teyzemlerde. Ben de epilepsi hastasıyım. Ailemiz parçalandı. En azından annemiz tahliye edilsin!” diyor.
Anne baba tutuklu ailelerden sadece biri Öner ailesi. 2017 yılının Şubat ayınad gözaltına alındı eşler. Ve 16 gün süren gözaltı süresinin ardından çıktıkları mahkemece tutuklandılar. 6 Mart’tan bu yana karı koca Kilis Cezaevi’nde tutuklular. Meryem Öner, çocuklarını koleje gönderdiği ve okulun parasını Bank Asya’ya yatırdığı gerekçesiyle ‘örgüt üyeliği’ suçundan 9 yıl 4 ay ceza aldı! Dosyası yargıtayda. Baba Osman Öner’in yargılaması ise devam ediyor.
AİLE PARAMPARÇA OLDU
Üç çoçukları vardı.. Tutuklandıklarında en büyük çocuk İbrahim 18, ortanca Betül 13 ve en küçük kardeş Sema 5 yaşındaydı. Tutuklama kararının ardından aynı cezaevinde olmalarına rağmen ikisi de ağır hasta olan eşler tam 2 yıl görüştürülmedi. Bu arada çocuklar kimi zaman anneannede, kimi zaman halada ve kimi zaman teyzede kaldı. İbrahim Öner hukuk fakültesini kazandı bu süreçte. Şu anda birinci sınıf öğrencisi. Kardeşlerinden de o sorumlu! Ancak o da epilepsi hastası ve psikolojik sorunları var. Betül 16 yaşına geldi ancak o da rahatsız ve okulu bıraktı. İbrahim şu anda halasında kalıyor. İki kız kardeşi ise teyzelerinde. Aile tam anlamıyla paramparça olmuş durumda.
SOSYAL MEDYADAN SESLENDİ: SESİMİZİ DUYUN!
Üç yıldır aile olarak yaşadıklarını sosyal medyadan anlatan İbrahim Öner, çaresiz kaldıklarını söylüyor. Öner, “En azından annemi bırakın, Yargıtay sürecinde yanımızda olsun. Kardeşlerim de ben de çok kötü durumdayız.” diyor. İşte İbrahim’in paylaşımları;
SİVİL ÖLÜME TERK EDİLDİK
“20 Şubat 2017’de ise evimiz özel harekat tarafından uzun namlulu silahlarla basıldı. Annem ve babam göz altına alındı. 6 Mart tarihinde tutuklanarak, Kilis Cezaevi’ne gönderildiler. Ben ve iki kardeşim, hiç bir maddi güvencemiz olmadan adeta sivil ölüme terk edildik. Önce anneannemin yanına Denizli’ye ardından İskenderun’a teyzelerim yanına gittik.”
28 KİŞİLİK KOĞUŞTA TEK BAŞINA KALIYOR
“Annem ve babam aynı cezaevinde olmalarına rağmen hakları gasp edilerek iki yıl birbirleriyle görüştürülmediler. Annem ağır depresyon ve panik bozukluk hastası olmasına rağmen 28 kişilik koğuşta bir yıldan fazladır tek başına tutuluyor ve ağır ilaçlar kullanıyor. En son hastaneye gittiğinde doktor ‘ağır hastalıkları vardır ve tek başına kalması uygun değildir’ raporu vermiştir. Buna rağmen hala tek başına kalmaktadır.”
BABAMIN AĞIR ASTIM HASTALIĞI VAR
“Bu süreçte babasını kaybeden babam son görevini yerine getirememiş, babasının cenazesine katılamamıştır. Babamın ağır alerjisi ve astım hastalığı vardır. Din kültürü öğretmeni olan babamın hala yargılanması devam etmektedir. Kuran kursu öğreticisi olan annem ise 9 yıl 4 ay 15 gün ceza almıştır, dosya bir yıldır Yargıtay’da beklemektedir.”
KARDEŞLERİMİN PSİKOLOJİSİ BOZULDU
“Kardeşlerim ağır psikolojik rahatsızlıklar geçiriyor. Betül 10. Sınıfta okulu bıraktı, Sema ise şu anda 3. sınıfa gidiyor. Ben hukuk fakültesi birinci sınıf öğrencisiyim ve halamlarda kalıyorum. Kardeşlerim ise teyzemlerde kalıyor. Ailecek dağılmış durumdayız. Ailecek çok yıprandık. Epilepsi hastasıyım ve psikolojik sorunlar yaşıyorum.”
EN AZINDAN ANNEMİ BIRAKIN!
“Annem ve babam, su verilmemesi ve yalnız bırakılmak gibi kötü muamelelere maruz kalıyorlar. En azından annemin, kardeşlerimin psikolojisi ve kendi sağlığı için yanımızda olması gerekiyor. Annemin sesini duyurmak için bunları yazıyorum.”