Hizmet Hareketi, ülkemizde, boşluğu doldurulamayacak çok hayırlı faaliyetler sergiledi. En başta eğitim kalitemizin yükselmesinde… “Bizden adam olmaz” düşüncesinin verdiği ümitsizlik kültürünü, matematik-fizik olimpiyatlarında dünya çapında birincilikler alan öğrencilerle… Pek çok proje yarışmasındaki birinciliklerle de…
Bu gayretler dış dünyada ülkemizin adını duyururken, içeride herkese ümit pompaladı.
Böylece Hizmet Okullarının dışındaki özel okullar, devlet okullarımız harekete geçti. Bütün bunlar kim tarafından yapılırsa yapılsın, EĞİTİM ÇITAMIZIN YÜKSELMESİ demekti.
Abant toplantılarıyla her anlayıştan insanlarımızı bir araya getirip ortak kararlar alma geleneğini başlattı. Laik ve anti laik kavgalarının önünün alınmasında, Alevî-Sünnî, Türk-Kürt çatışmalarının önlenmesinde inkâr edilemez mesafeler alındı. Diğer din mensupları ile yapılan diyalog görüşmeleri bütün dünyadaki ülkemiz hakkındaki menfî düşüncelere paratöner oldu. Bu süreç başlayıncaya kadar gerçek bu idi…
Öbür taraftan Ebedî Risalet Sempozyumları ile de Peygamber Efendimiz (S.A.S.) siyer konularının uzmanları tarafından güzelce tanıtılmış oldu. Bu atılmış olan önemli adım, daha sonra Diyanet ve İslamî Cemaatler tarafından da benimsendi ve sâhip çıkıldı. Her ne kadar bu güzelliklerin fikir babası olan Hizmet bu süreçte, dışlanmaya, hatta unutturulmaya çalışılsa da, asla zihinlerden silinemez, hele hele Levh-i Mahfuz’dan asla ve kat’a…
Hizmet, Cenab-ı Hakkın verdiği imkanlarla yine faaliyetlerine devam etmektedir. Bir budanma geçirdiği ortadadır ama bu kış, sonra gelecek bahar için yepyeni fidanlar ve sürgün verecek dallar için bir hazırlıktır. Kastamonu Lâhikasında Üstad Hazretlerinin genişçe üzerinde durduğu “Ümmetimden bir tâife, kıyamete kadar zâhirane ve gâlibâne faaliyetleri ile hep varlığını devam ettirecektir.” (Buhari) mealindeki Hadis-i Şerifin müjdesi ile, bu büyük, umumî ve kudsî olan vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’aniyenin hiçbir kimse tarafından asla önü alınamayacaktır…
Peygamber Efendimizi (S.A.S.) tanıtmak için senelerdir ülkemizde yapılan Sonsuz Nur yarışmaları bilindiği gibi çoktan ülkemizin dışına taşmış, bilhassa Hindistan’da rekor seviyede yüzbin üzerinde insanın bir yarışmasına dönüşmüştür. İşin garip tarafı katılanların bir kısmı, Müslüman bile değildir. Yani böylece pek çok Hindû önde geleni, Efendimizi (S.A.S.) ve İslamiyeti doğru olarak tanıma imkanı bulmuştur.
Evet, bu süreç şiddetli bir karakış gibi Hizmetin karşısına çıksa da, bu karda ve kışta bile Hizmet kardelenlere benzeyen güzellikleri karlar –buzlar altından sökün ettirme gayretlerini göstermiştir.
Amerika’da Peygamber Yolu Vakfı tarafından 2015 Eylülünde “Muhammed Aleyhisselam Kimdir?” diye bir siyer yarışması için adım atılmış. O tarihte de müracaatlar hemen başlamıştır… Bu on bir müracaatçı, sanki üniversitenin son sınıfını başarı ile bitirme gayretleriyle Sonsuz Nur ve diğer siyer kitaplarından ciddi bir çalışma içine girmişlerdir. Nisan 2016’da yapılan imtihanda ise, bunlar arasından 33 kişi Umre hakkı, 33 kişi Ipad hakkı, 33 kişi de Amazon'dan alınacak hediye kartı kazanmıştır. Toplam 99 kişi ama… Gerçekte, bu yarışmanın asla kaybedeni yoktur. Çünkü herkes Efendimizin (S.A.S.) hayatını öğrenmiştir.
Umre hakkı kazananlar 17 Kasım 2016’da umre yolculuğuna çıkmış, dört gün Mekke’de, dört gün de Medine’de kalmışlardır. Sonsuz Nur’da okudukları yerleri gözleriyle gören bu talihlilerin 9 tanesi Türk’tür. Diğerleri, Mısır, Lübnan, Somali, Pakistan ve Kazakistan’dır. İçlerinde dört tane de genç hafız vardır…
Abdullah Aymaz
samanyoluhaber.com
shaber3.com